Fabrikhas’ın düzenlediği ve Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin finanse ettiği profesyonellere yönelik “Mastering Art of Production” yani “Yapım Sanatında Ustalık” eğitimine katıldım. Amacım hem kendimi güncellemek hem enerjimi yükseltmek hem de sektöre dair farklı perspektifler görmekti. Biliyorsunuz, bizim işte bilgi paylaşımı ve fikir alışverişi çok kıymetlidir; bilgi-tecrübe aktarmayı sevdiğim kadar öğrenmeyi de seviyorum. Eğitimi İngiltere’den sektörün deneyimli isimlerinden Addie Orfila verdi ve bu süreç gerçekten kaliteli bir paylaşım ortamı yarattı.

Meslek hayatım boyunca birçok uluslararası eğitim ve atölyeye katıldım, ancak çoğu hayal kırıklığı oldu; bildiğim şeylerin süslü cümlelerle tekrarından öteye gitmiyordu. Addie’nin atölyesi ise farkını ortaya koyarak, “İyi ki gelmişim!” dediklerimden biri oldu. Tazeleyici bir deneyim sundu.

Addie Orfila ITV, All3Media ve BBC gibi kuruluşlarda ulusal ve uluslararası yapımlarda yer alarak kariyerini oluşturmuş. İngiltere’nin dört büyük uzun soluklu dizisinde çalışmış. Asistanlıktan, yapım başkanlığına uzanan tecrübesini Film ve TV Prodüksiyon Yönetimi ve benzeri eğitimler vererek taçlandırmaya başlamış.

Atölye günlerinde sohbet niteliğinde sorduğum soruları sizin için kısaca derledim.

Günümüzde yapımcılığın film ve televizyon sektöründeki rolü nedir ve bir yapımcı bir projeye nasıl değer katar?
Bana göre bu rol çok önemli. Genellikle yapımcı, projenin hem yaratıcı vizyonuna sahip olur hem de finansmanı bulur. Yani, yapımcı olmadan çoğu zaman bir proje gerçekleşmez. Projenizin türüne ve nasıl finanse edildiğine bağlı olarak yapımcının rolü değişiklik gösterebilir, ancak genelde yaratıcı bir fikir geliştirmek ve bunu hayata geçirmekle sorumlu olurlar. Dolayısıyla, bir yapımcı olmadan çoğu zaman bir proje olmaz!

Bu konuda keinlikle aynı fikirdeyim hatta benim de benzer bir sözüm var; Prodüktör yoksa  ortada  bir film-yapım da yoktur. Yapımcı, bir projenin kalbidir; hem yaratıcı süreçlerin hem de teknik organizasyonun merkezinde yer alır. Bir yapımcı aynı zamanda bir vizyon yönetmenidir; yani hem ekibi hem de bütçeyi doğru yönlendirme becerisine sahip olmalıdır öyle değil mi… Ne çok beceri…

Günümüzde yapımcı unvanları daha çeşitli ve karmaşık hale geldi, bu da bazı kafa karışıklıklarına yol açıyor. Executive Producer , Creative Producer , Producer , Line Producer , Associate Producer  ve Unit Producer arasındaki farklar nelerdir ve her biri sürece nasıl katkı sağlar?
Bu gerçekten zor bir soru çünkü bu roller, ürettiğimiz içerik türüne ve hangi ülkede çalıştığımıza bağlı olarak çok farklılık gösterebilir. Özellikle bir yapım bir yayıncı ya da stüdyo tarafından satın alınmışsa, birden fazla yürütücü yapımcı yer alabilir. Bazen bu yürütücü yapımcılar, yaratıcı yapımcı rollerini üstlenir; örneğin, showrunner genelde dizinin baş yaratıcısı ya da yazarı olup aynı zamanda yapımcılığını da yapar ve serinin genel vizyonundan sorumludur (özellikle televizyon/streaming projelerinde).
Yapımcı ise genelde yaratıcı tarafla ilgilenir; örneğin, içeriği bulmak, bunu finanse etmek ya da bir yayıncıdan onay almak, yaratıcı kararlar almak… İçeriğin genel dünyasını oluşturmak, senaristleri ve oyuncuları bir araya getirmek gibi işlerle meşgul olur. Yapımcılar genellikle Line Producer ile birlikte çalışır. Line Producer veya bazı durumlarda Unit Production Manager olarak da adlandırılan kişi, yapımın organizasyonel ve lojistik tarafına odaklanır ve yapımcının projeyi hayata geçirmesine yardımcı olur.

Bu farklı unvanlar sektörün çeşitliliğini ve karmaşıklığını da gösteriyor. Türkiye’de bu unvanların karşılıkları genelde daha belirsiz ve hatta bazen iç içe geçmiş durumda. Örneğin, Line Producer bizdeki “Prodüksiyon Amiri” gibi görülse de sorumluluklarının kapsamı çok daha geniş olabiliyor. Bu farklılıklar uluslararası projelerde kafa karışıklığına neden olabiliyor; o yüzden unvanlar ve roller net bir şekilde tanımlanabilse ne güzel olur.

Dijitalleşme ve yapay zekânın yapımcılık üzerindeki etkisini nasıl görüyorsun? Yapımcılar hangi alanlara adapte olmalı?
Bu gerçekten zor bir soru! Dijitalleşme ve yapay zekâ, özellikle izleyicilerin kalite konusundaki beklentilerini yükselttiği için bazen başa çıkılması zor bir etki yaratıyor. Bütçelerin dar olduğu durumlarda bu kaliteyi sağlamak yapımcılar için oldukça zor olabiliyor.
Yaratıcılık açısından, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin bize nasıl yardımcı olabileceğini öğrenmek hepimizin yararına olur. Artık dijital teknolojilerle dünyalar yaratabiliyoruz ve hayal gücümüz sınır tanımıyor. Ancak yapımcılığın özü, izleyiciyi etkileyen en iyi hikayeleri anlatmak olduğu için hâlâ insanlara ihtiyacımız var.

Çok şükür ki var ve ben inanıyorum ki; teknoloji ne kadar ilerlese ilerlesin insanın zihnine, insanın yüreğine, insanın inancına en önemlisi insanın ahlaklı olmasına daha önce hiç duyulmadığı kadar ihtiyaç olacak. Yapay zekâ senaryolar yazabilir, görsel efektler yaratabilir ama bir hikâyenin duygusunu ve ruhunu yakalamak hâlâ insana ait bir yetenek. İşin sırrı bu dengeyi korumakta yatacak sanırım.

Uluslararası ortak yapımların dinamikleri nelerdir? Bu tür projelerdeki en büyük zorluklar ve avantajlar nelerdir?
Avantajlarından biri, uluslararası stüdyolarla ve farklı türde insanlarla çalışarak ağlarımızı ve topluluklarımızı geliştirmektir. Ancak zorluklarından biri, dış yapım şirketlerinin yerel sektörü anlamaması ve mümkün olan en düşük maliyetle en fazlasını elde etmeye çalışmasıdır. Bu dengeyi sağlamak oldukça zordur.

Evet. Yerel dinamikleri anlamadan yapılan işbirlikleri hem kaliteyi düşürüp hem de uzun vadede sektöre zarar verebiliyor.

Türkiye’nin dizi sektöründeki küresel başarısını nasıl değerlendiriyorsun? Bu başarının sürdürülebilmesi için hangi alanlar geliştirilmeli?
Bence çok heyecan verici bir dönem ve şu anda oldukça başarılı diziler var. Büyük içeriklere olan izleyici ilgisi evrensel bir durum, bu yüzden yetenekli insan ağlarını büyütmek, onları bir araya getirmek, eğitim ve gelişime yatırım yapmak çok önemli. Bu şekilde, küresel pazarlara uygun içerik üretebilecek bir yaratıcı havuz oluşturulabilir. Ancak sektör çok zorlu bir rekabet ortamına sahip, bu yüzden rekabetçi kalmak ve yüksek ekran değeri sunan, aynı zamanda maliyet açısından uygun diziler üretmek önemli bir dengeyi gerektiriyor.

Teknoloji ve küreselleşme hızla ilerliyor. Sence yapımcılığın geleceği nasıl şekillenecek? 25 yıl içinde yapımcılık konsepti nasıl değişecek?
İlginç bir şekilde, teknoloji ve küreselleşme büyük değişimler yaratmaya devam etse de, yapımcılığın konseptinin önümüzdeki 25 yıl içinde çok fazla değişeceğini sanmıyorum. Son 30 yıldır televizyon prodüksiyonunda yer alıyorum ve şirketlerin kuruluş ve yönetim şekilleri, teknolojiler gibi birçok şey değişse de, temel prensipler aynı kaldı: Harika bir hikaye bulmak, bu hikayeyi anlatma hakkını almak, doğru insanları işe almak ve çekim, kurgu gibi süreçleri tamamlamak. Yani yapımcı rolü genel anlamda aynı ama sorumluluklar ve beklentiler arttı.

Kendine bir soru sorsaydın, ne sorardın ve cevabın ne olurdu?
Şimdiye kadarki en sevdiğiniz televizyon işi neydi?
Üçüncü yönetmen asistanı olarak çalıştığım dönemde İngiltere’nin kuzeyindeki kırsal bölgelerde çekilen büyük bir drama dizisinde yer almıştım. Ünlü aktörler ve şarkıcılar sık sık diziye konuk olurdu ve benim kahramanlarımdan bazılarıyla çalışma fırsatım oldu. Çekimler genelde çok uzak bölgelerde yapıldığından, bazen sahnelerde ben de yer almak zorunda kalırdım ve arkadaşlarım, dizi yayınlandığında beni ekranda görmeye çalışırdı!

Asistanlık dönemleri, bizim mesleğimizin en öğretici, en heyecanlı ve unutulmaz süreçleri.

Atölye ve sohbetimiz boyunca Addie’nin bilgi birikimi ve karşılıklı tecrübelerimizi paylaşma isteği, mesleğin ne kadar kolektif bir doğası olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.

Başarılı bir yapım süreci, sadece içerik üretiminden ibaret değil. Yetenekli insan ağlarını büyütmek, bu insanları bir araya getirmek ve sürdürülebilir bir yapım süreci için eğitim ve altyapıya yatırım yapmak önemli. Teknolojinin sunduğu yeni araçlar ve hızlanan süreçler, yapımcıları daha çevik ve donanımlı kılmayı gerektirse de her şeyin merkezinde hala insan ve onun hikayesi ve güçlü ekipler yatıyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.