Çayan Bilgin de yolumuzun kesiştiği kısa filmcilerden, bir süredir kendisini Barbaros Köyü’nde yaptığı güzel işlerden dolayı yakın markaja almıştım. Yazlık sinema gösterimlerine başladıklarını görünce bu güzel maceranın hikayesini ondan dinlemek istedim…

Barbaros Köyü Sinema Kulübü’nün hikayesini senden dinleyelim mi Çayan? Senin yolun nasıl kesişti burasıyla?

Barbaros Sinema Kulübünün kuruluş hikayesi, Urla Halk Eğitimin, Barbaros Köy Yaşam Merkezinde “Kısa Film Yapım” kursunu açmasıyla başladı, benim bu kursun eğitmeni olmam, kursun bitiminde eğitim sürecinin sürdürebilirliği ve sinema ile ilgili çalışmaları nasıl yapabiliriz, oluşan birlikteliğin devamını nasıl sağlarız sorularına cevap ararken, kursa katılan arkadaşlara “Sinema Kulübü” fikrinden bahsettim, katılımcı arkadaşların bu konudaki coşkusu, heyecanı bizi motive eden bir unsur oldu. Köyde bir sinema kulübü fikri çok cezbedici ve heyecan verici bir durumdu. Hemen çalışmalara başlayıp yola koyulduk. Sevgili Ahmet Uluçay’ın kısa filminin adı gibi “Bizim Köyün Orta Yeri Sinema” olsun istedik gerçekten köyümüzün orta yerinde bir sinemamız oldu!…

Benim yolum İstanbul dan göç düşüncesinin henüz tohum halinde olduğu bir süreçte bu köyle ilgili izlemiş olduğum “Sıradamdan Barbarosa” belgeseliyle kesişti. Daha sonra köyle ilgili okuma araştırmalarım sonucunda köy aklımın bir köşesinde kaldı. Taşınma düşüncesi daha somut hale gelince yolumuzu bu köye gezmek amacıyla  düşürdük, köyü  çok sevdik gezmek amacıyla geldiğimiz gün ev tutup geri döndük.

Tabi seni de tanıyalım bu arada.. Burada günlerin nasıl geçiyor

İstanbul’dan kırsala göç etme fikri ile yola çıkıp, Urla/Barbaros köyüne yerleşmiş bir kısa filmci, daha çok bir sinemacıyım. 2006 yılından itibaren çeşitli özel kurum ve vakıflardan sinemanın teknik ve teorik her alanı ile ilgili, kurs, atölye vs uzun süreli eğitimler aldıktan sonra deneme amaçlı çektiğimiz kısa filmler haricinde 2012’de ilk kısa filmimi, 2019’da ulusal ve uluslararası festivallere katılıp finale kalan, mansiyon ödülü alan yakın zamana kadar Blu Tv de gösterimde olan ikinci kısa filmim Aralık’ı çektim. 2021 yılında İzmir’e taşındıktan sonra “mahallemizin kadınları sinema yapıyor” projesi kapsamında çeşitli ilçelerde “Senaryo Yazarlığı” ve “Film Yapımı” dersleri verdim. Bu atölyelerde çıkan kısa filmlere proje danışmanlığı yaptım. 2023 yılından itibaren Urla Halk Eğitime bağlı olarak “Kısa Film Yapımı” ve Senaryo Yazarlığı dersleri vermeye gayret ediyorum.

Günlerim; düşündüklerimi hayata geçirme imkanı bulduğum, hayallerimle ilgili kendime alan açtığım bir ortamda  keyifli ve verimli geçiyor. Kırsala yerleşenlerin çoğunun yaşadığı adaptasyon sorunlarını yaşamadım, bunda ileride değineceğim köyün genel yapısının da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Sinema ve Tiyatro Kulübü faaliyetleri, Yaşam Merkezi’ndeki dersler, köy festival komitesindeki çalışmalarımızla günler dolu ve yaşamıma anlam katacak bir biçimde geçiyor.

Barbaros köyünü bu anlamda özel kılan nedir? Köyün özelliği nedir? Köyde yaşayanlar  karma mı, yani şehirden gelenler var mı?

Barbaros Köyü’nü benim açımdan özel kılan olgu, Köy Enstitülerinde okuyup mezun olan çoğu köy ahalisinin köylerine döndükten sonra bu köye yaymış oldukları aydınlık ve o durumun köyde halen devam eden etkisi. Köyde emekli bir çok öğretmen ve öğretim görevlisi var bu köyün yerlisi olan. “Aydın” bir köy tanımını biraz açıklayan bir durum.

İkinci olgu köy hayatında kadınların aktif bir şekilde varlığı, köyde bulunan kafe, pansiyon vs. işletmelerin tümünün işletmecilerinin kadın ağırlıklı olması, köyün tam ortasında kadınların varlığı o köyde gerçek bir yaşamın  en önemli göstergesi. Kırsal yaşamda genelde var olan, kapalı dar, tutucu ilişkiler ağının tam tersine dışa açık, kucaklayıcı, sıcak ve samimi insanların varlığı da beni etkiledi.

Köyün geçmişten bugüne sinema izleme kültürü ve sinema sanatıyla kurmuş olduğu bir ilişki var. İleride buna yeniden değineceğim.

Bütün bunların dışında köyde 2016 yılından itibaren düzenlenen (pandemi haricinde)  bir festival var. Köylülerin “Oyuk”  diye adlandırdığı gerçekte bilinen adıyla korkuluk festivali, köyün var olan güzel dokusuna yeni bir güzellik eklemiş.

Kırsalda tarımın yok olmasına dikkat çekmek amacıyla, tarım yapılamadığı için, işsiz ve boş olan korkulukların köyü işgal etmesi temalı, köylülere “asıl işiniz tarım” der gibi kendini hatırlatan,  her bir köşenin korkuluklarla süslendiği ilginç ve güzel bir festival. 23-24-25 Ağustos tarihlerinde 7. Oyuk Festivaline herkesi bekliyoruz.

Köyün denizden uzak olan yapısı, köy kültürü ve dokusunun korunmasında etkili olmuş (şimdilik) bu bir faktör, diğer bir faktörde  dördüncü yılımızda, birlikte yaşamaktan, birlikte bir şeyler başarmaktan keyif aldığım Barbarosluların sıcaklığı ve çalışmalarımıza sundukları destekler.

Cevabım uzun oldu farkındayım. Son olarak köyün yerli nüfusu ağırlıklı olsa da, bizim gibi İstanbul’dan kırsala göç etmiş insanların sayısı da bir hayli fazla, ama bu durum bir arada yaşama, birlikte güzel şeyler yapma noktasında sorun teşkil etmiyor.

Bugüne kadar neler yaptınız ve daha neler yapmayı düşünüyorsunuz?

 Öncelikle çalışmalara biraz atıl duran köy kütüphanesini düzenleyip “kışlık gösterim” alanı yaratmakla başladık. İlk gösterimler sinema kulübüne özeldi daha çok sinema okur yazarlığını arttırma çabası içindi. Film analizleri, film sohbetleri değerlendirmeler şeklinde ilerledik. Sonrasında duyulup ilgi artınca köyden katılımlarla devam etti.

Köyün sinema tarihine tanıklık etmiş insanları eğitimlere davet ettik söyleşiler yaptık.1950’li yıllardan başlayıp seksenli  yılların ortalarına kadar sinema gösterimlerini düzenleyen kişilerin yakınlarıyla röportajlar yaptık. Değerli sinema ve tiyatro oyuncusu, aynı zamanda bir köy sakini olan Laçin Ceylan kulüp etkinliğine katılarak, oyunculukla ilgili deneyimlerini uzun bir sohbet-söyleşi şeklinde bizimle paylaştı.

“Balinanın Bilgisi” adlı uzun metrajlı ilk filminin hem görüntü yönetmenliğini hem de yönetmenliğini yapan sevgili Önder Şengül, 20 yıllık sektör deneyimini ve ilk filminin yapım sürecini filmin başrol oyuncusu ile birlikte bizimle paylaştı.

Altmışa  yakın film gösterimi etkinliği yaptık. Yaz mevsimde ne olacak sorusu “Yazlık Sinema” fikrine doğru evrildi. Şimdi bu alanda gösterimlere devam ediyoruz. İleride sinema eğitimi Urla Halk Eğitim bünyesinde hem de kulüp çatısı altında devam edecek. Alanında uzman sinema profesyonellerini davet edip söyleşi, panel, workshop gibi etkinlikler düzenlemeyi düşünüyor, planlarımız bu yönde buna yönelik hazırlıklar yapıyoruz.

Bu kulüp için maddi ve manevi desteği nerden buldunuz, belediye STK vs. desteği var mı?

Maddi destek noktasında daha çok kendi imkanlarımız doğrultusunda hareket ediyoruz. Bizi aşacak durumlarda bu desteği talep edebileceğimiz insanlar var. Barbaros köylüleri ve muhtarımız en büyük manevi destekçilerimiz, birlikte çalıştığımız bir kurum henüz yok  çalışmalar ilerledikçe istenen düzeye geldikçe bu işbirlikleri olacak ve artacaktır. Urla Belediyesi  çalışmalarımıza sıcak ve olumlu yaklaştı destek konusunda olumlu bir tutum içinde olduklarını gözlemledik. Süreç kendi yolunu bulacaktır diye düşünüyorum..

Ortaya çıkan bir film oldu mu?

Henüz bir film olmadı ama buna yönelik hazırlık ve çalışmalarımız var olması konusunda kararlıyız en azından.

Yazlık sinema eskilerin ruhunu canlandırmış gibi görünüyor, katılanlar nasıl duygularla ayrılıyor?

Bu sorunun cevabını vermeden önce köyün sinema ile olan ilgisinden bahsetmem gerekiyor. 1952’de başlayan sinema gösterimleri, köyde bulunan yağhanede yapılıyor.

Beni en çok etkileyen 1970 yıllarda sadece sinema gösterimi için bir taş binanın yapılarak 1980’li yılların ortalarında gösterimlerin sürmesi köyde bir sinema fikri o zaman da var, sinema binası biraz atıl olsa da halen ayakta duruyor.

Bu iki durum bizi köyde bir sinema fikrine yöneltti, biz bu geleneğin devamı olarak görüyoruz yaptığımız çalışmaları. Kulüp üyelerimizden Bahri Çivril’in dediği gibi “Bu eskiye olan bir özlem değil, bir güzelliğe duyulan bir özlem.”

İzleyenlerin duygularıyla ilgili sorunuzun cevabını dilerseniz “Barbaros Sineması” anı defterine düşüncelerini yazan izleyicilerimiz versin, onlardan birini izninizle paylaşıyorum.

05.07.2024

Öncelikle bize bu nostaljiyi yaşattığınız için sonsuz teşekkürler. 29 yıl önce şu an hayatta olmayan kız kardeşimle bir açık hava sinemasında film izleme şansım olmuştu. Ve bugün ölen kız kardeşimin adını taşıyan kızımla ve onun Ankara’dan gelen arkadaşlarıyla birlikte bu güzel akşamı birlikte geçirdik

Harikaydı Emeğinize sağlık

Sevgiler….

Çok minnettarız!…”

 Film gösterim programını nasıl oluşturdunuz?

Gösterim programını izleyiciler kendileri oluşturuyor. Çok demokratik bir yol izleyerek, seyircilere izlemek istedikleri ilk üç filmi dağıttığımız kağıtlara yazmalarını rica ettik. Bir oylama-anket gerçekleştirdik. Çıkan sonuçlar gösterim programını oluşturdu onlar da mutlu biz de.😊

Aklıma hemen kısa film festivali gösterimleri geliyor, belki benim gözümden kaçmıştır öyle bir gösterim oldu mu ya da planlanıyor mu?

Kısa film etkinlikleri henüz yapmadık, ama kuruluş amaç ilkelerini belirlediğimiz bir nevi bildirgemiz olan metinde, birinci sırada yer alan “Kısa Film Günleri” düzenleme düşüncesi önceliğimiz. Yarışmasız, yarışmanın değil bir arada  olmamanın filmlerimizi paylaşmanın bizi mutlu kıldığı festival tadında “Barbaros Köyü Kısa Film Günleri” söyleşi etkinlik, panel, atölyeler, yönetmen ,oyuncu ,sinema sektöründen insanların katıldığı, açık havada yıldızların altında hep birlikte mutlu olup söyleştiğimiz yan yana geldiğimiz bir etkinlik planımız var. İlerleyen süreçte daha da netleşecektir.

Sanatın merkezden yerele kayması yeterli değil bizce, kırsala doğru kayması, bu tür etkinliklerin kırsalda çoğalması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü bu alanda yaşayan insanların hem mesafe hem de zaman açısından sanatsal etkinliklere ulaşması zor. Kırsalda yapılan göstermelik  bir-iki etkinlikle bu alanlara, maalesef sanat ulaşmış olmuyor  .Daha kalıcı, insanların kültür-sanata ulaşmasını kolaylaştıran  bir yer olması için Barbaros Sineması oluşturduk. Bu alan sadece sinema ile ilgili bir yer olmamalı fikrini her daim taşıyoruz

Sanatın tüm dallarının kendine yer  bulduğu bir etkinlik alanı olmalı ve olacak. Karaburun yarımadasında (Urla,Çeşme,Karaburun) kültür sanatın kalbinin  Barbaros Köyünde atması inancındayız umarım inanç ve isteğimiz gerçeğe dönüşür tüm çabamız bu yönde. Her türlü etkinliklerin ücretsiz olduğu ve olacağı ,Barbaros Sineması çevre köylerin ve yarım adanın sanat merkezi olması için kulüp olarak gerekenin yapılması noktasında güzel şeyler başarılacağına inanıyoruz…

Birazda kendi alanım olduğu için soruyorum çocuklar için bir çalışma planlıyor musunuz? 

Çocuklarla yönelik film gösterimleri yaptık yapmaya devam edeceğiz. Bundan sonrası çeşitli atölyeler(stop motion- zoetrop yapımı vs.) ve etkinlik planlarımız var, çocuklara sinema sevgisini, bilgisini küçük yaşta aşılayarak  çocuklarımızı sinemanın büyülü dünyasıyla tanıştırmak önceliğimiz. Neden “Küçük Sinemacılar” Barbaros köyünden ve çevre köylerden yetişmesin?

Ayrıca Pür Dikkat  adlı köşemiz var filmin sonunda  sorulan soruya doğru cevap veren izleyene  kitap hediye ediyoruz. Köyde yaşayan yazarlarımızın kitaplarını bizzat yazarından imzalı olarak kazanan kişiye veriyoruz .Kitabı yazarından yüz yüze imzalı olarak  almak izleyicilerin ve kazanan kişilerin çok mutlu olduğu bir ana dönüşüyor.. Yazarları davetimiz imzalı kitap hediyemiz devam edecek! Sorulara yanıt vermede gecikse de bilemese de en dikkatli çocuğumuza çocuk kitapları hediye ediyoruz.

Son olarak neler söylemek istersin?

Barbaros Sinema Kulübünü anlatma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkürler. Bir teşekkür de kısa filmcilere vermiş olduğunuz desteklerden dolayı. Barbaros Köyü Sinema Kulübündeki arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum, onlarla birlikte yol almak çok keyifli.

Barbaros Köylülerine sinema alanın oluşmasında gösterdikleri İMECE için. Barbaros Köyü muhtarımız Barbaros Ersan. Atıl olan sinema alanının alt yapı  ve çevre düzenlemesinde bize destek sunan Urla Belediyesi ve çalışanlarına ve bu çalışmaların  ortaya çıkmasına vesile Urla Halk Eğitim’e sonsuz teşekkürler.

Sinema Bir Mucizedir!..

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.