Onur Güler ile kısa filmleri sayesinde tanıştık ama sonrasında Küçükçekmece Film Ofisi’nde organize ettiği söyleşiler, atölyeler, proje yarışmalarıyla başka bir yönüne tanıklık ettik. Hatta ben de çocuklar için Sinema atölyesi düzenledim, film ofisinin Küçükçekmece gölünün etrafındaki afisine bayıldım ve Onur’un o gölün dokusunu kullanarak projeler geliştirmesi çok iyi bir fikir olarak geldi ve bunu sizlerle paylaşmak istedim…  

 Merhaba Onur, benim de çocuklarla etkinlikler yaptığım Küçükçekmece Film Ofisi’ni kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

Merhabalar, özellikle son dönemde ekonomik krizle beraber sinemaya olan desteklerin yetmemeye başladığını görüyoruz. Bakanlık fonu eskiden bir filmin yüzde 70-80’ni karşılarken şu anda bu rakam 20-30’lara inmiş durumda. Hal böyle olunca film çekmek isteyen sinemacılara hem bir fon yaratmak hem de bu işin eğitimini alamamış kişilere atölyeler düzenleyerek eğitim aldırmak fikri kafamda oluşmaya başladı. Ayrıca kültürel aktiviteler çoğunlukla Beyoğlu-Kadıköy-Beşiktaş üçgeninde gerçekleşiyor. Bu ilçelere uzak kişiler bunlardan hayli uzak kalıyor. Film ofisi fikri ile uzağı yakın etmenin güzel fikir olacağını düşündüm. Böylece usta kişiler bu ilçeye gelerek yakındaki birçok sinemasevere de ulaşmış olacaklardı ve öyle de oldu.

Bu düşüncelerimi Yara adlı kısa filmim dolayısıyla önceden görüşmüş olduğum dönemin kültür müdürü Güney Özkılınç’a bahsettim ve sağ olsun çok sıcak karşılayıp hızlı bir şekilde bu projeyi hayata geçirdik.

Bugüne kadar neler yaptınız, nasıl bir yapılanmayla yolunuza devam ediyorsunuz?

Çok yeni bir yapılanma içerisindeyiz. Emekleme dönemi diyebiliriz fakat buna rağmen güzel geri dönüşler aldık. Her ay farklı gruplarla gerçekleştirdiğimiz temel film atölyeleri düzenliyoruz. Bu aylık hap atölyelere katılan sinemaseverler devam eden aylarda atölyede aldıkları eğitimlerin ustalarıyla tanışmış oluyorlar. Onları Zeki Demirkubuz, Emin Alper, Zeynep Atakan, Serdar Orçin ve daha birçok ünlü ve alanlarında başarılı kişilerle buluşturmuş olduk. Gelen konuklarımız deneyimlerini paylaştılar. O deneyimlerle yazdıkları senaryolar değişti ve iyi bir yol aldı. Bunun yanı sıra bu yıl 3.’sünü düzenlediğimiz Kısadan Anlat Kısa Film Proje Yarışması ile her yıl iki filme fon desteği veriyoruz. İstanbul’un farklı ilçelerinden gelen sinemacılar ile Küçükçekmeceli sinemaseverler buluşmuş oluyor.

Ayrıca bu yıldan itibaren İstanbul Aydın Üniversitesi ile yaptığımız protokolle atölyelerimize profesyonel bir kimlik kazandırmış olacağız. Radyo-Tv-Sinema bölümü ile iş birliği halinde yol alıp oradaki eğitmen ve öğrencilerle ortak çalışmalar yürüteceğiz.

Küçükçekmece Gölünün kenarında Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nin içinde bulunan ofisin yeri de çok cezbedici. Orası için güzel planların olduğundan bahsettin, bizlerle paylaşman mümkün mü?

Film Ofisinin binası gerçekten çok keyifli. Öğrencilerimiz burada kısa filmlerini çekiyorlar, senaryolarını yazabiliyorlar. Binamız ve çevresi ile ilgili yakın dönemde güzel bir planımız var. Burayı yönetmen-yapımcılar için projelerini geliştirebilecekleri bir yer haline getirmeyi planlıyoruz. Yönetmen ve yapımcı burada şehrin kalabalığından uzakta deniz kenarında 2-3 gün boyunca filmini geliştirebilecek. Hem kalacak yeri hem kendine ait ofisi ve mutfağı hazır olacak. Ayrıca her gün bir uzman ile projesini geliştirecek fikirler alacak. Bu projemiz sanatçı rezidansı olarak ilerleyecek.

Kısadan Anlat Kısa Film Proje Yarışması da film ofisinin gençleri desteklemek için açtığı yarışmalardan. Bir kısa filmci olarak kısa filmcilere böyle bir yol açman kıymetli. Biraz bu yarışmadan bahsedebilir misin?

Kısa filmlerimi çekmeden önce böyle fonlara çok ihtiyaç duyuyordum. Hatta Yara kısa filmimin post maliyetini bu şekilde karşılamıştım. O süreçlerin böyle faydalarını görünce bu tarz yarışmaların hem fon almak için hem de yeni yapımcı ve sinemacıların birbirleriyle buluşmak için önemli olduğunu gördüm. Yazdığınız bir projenin görücüye çıkması çok kıymetli. Bu yıl 3.’sünü düzenlediğimiz yarışmaya her yıl artan bir ilgi var. Geçen sene birinci olan yönetmenliğini Cansu Baydar’ın yaptığı ‘’Neredeyse Kesinlikle Yanlış’’ Venedik Film Festivali’nde ana yarışmada yarışacak. Bu bize büyük mutluluk verdi.

Bugüne kadar birçok yönetmeni seyirciyle buluşturdunuz, yönetmen söyleşileri devam edecek mi, sinemanın içindeki diğer meslek dallarındaki isimleri de seyirciyle buluşturmayı düşünüyor musunuz? Seyircinin ilgisi nasıl oluyor bu anlamda?

Yönetmen söyleşilerine çok büyük bir ilgi oldu. Farklı ilçelerden sinemaseverlerin gelmesi beni ayrıca mutlu etti. Merkeze uzak ilçelerin sinema konusunda başkentinin Küçükçekmece olması benim en büyük hedefimdi. Süreç içinde bunun olduğunu görebiliyorum. Bu yıl aynı şekilde yönetmen söyleşilerimiz hız kesmeden devam edecek. Ayrıca yönetmen söyleşileri dışında her yıl sektörün usta oyuncu- yapımcı- cast direktörü- görüntü yönetmeni- senaristlerini Küçükçekmece’ye getirdik. Sinema okuyamamış ama içinde film çekme özlemi olan kişilerin bu eksikliğini ustaların paylaştıkları deneyimlerle gidermenin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Geri dönüşlerle beraber bu yıl farklı birçok çalışmamız olacak.

Kısa filmlerin seyirciyle buluşması da festivaller dışında pek mümkün olmuyor, bu anlamda toplu gösterimler, seçkiler vs. yapma şansınız var mı? Ya da yaptınız mı?

Kısa filmlerin özellikle hızlı tüketim çağı içerisinde farklı bir yerinin olduğunu düşünüyorum. Bu durumun dijital platformlar ile daha hızlı bir sürece girdiğini görüyorum. Kısa filmlerin gösterim konusunda problemler yaşadığı aşikar. Geçtiğimiz senelere göre bu yıl daha iyiydi. Bizde bu gösterim olayını önemsiyoruz. Yıl içerisinde farklı kısa film çekmiş yönetmen ve yapımcıları ilçeye davet ettik. Öğrencilerimizle söyleşi yaptırdık. Bu şekilde öğrenciler bir kısa filmin A-B-C’sini direkt bu işi yapmış kişilerden dinlediler. Ne gibi problemlerle karşılaştıklarını, artıları-eksileri konuştular. Umarım bu yıl hem uzun metraj hem kısa film ve belgeseller ile seyirci karşısına çıkacağız.

Belediye desteğiyle hayata geçirilmiş bir oluşum ofis. Bugüne kadar haberdar olduğumuz (mersin, İzmir) ofislerde de belediye desteği vardı, başka türlü yol almak pek mümkün olmuyor sanırım. Daha yaygın olması gerekmez mi bu anlamda? Belediyelere çağrı mı yapsak J

Yerel yönetimlerin bu duruma el atması gerekiyor. Bakanlığın desteği maalesef yetersiz. Belediyeler, sanata dair duyarlı evet fakat salt sinema adına destekler yok denecek kadar az. Bir filmin ulaşım, yemek vs gibi giderleri bile karşılansa filmi epeyce rahat ettiriyor. Yerel yönetimlerin profesyonel destekler alarak çıtayı hep bir üste koyması gerektiğini düşünüyorum. Telefonlar, sosyal medya ve yapay zekadan dolayı ilerleyen süreçte sinema eğitimi ve projeler daha da artacak. O yüzden böyle merkezler sinemaseverlere destek açısından elzem olacaktır.

Önümüzdeki sezon başka neler bekliyor bizi Küçükçekmece Film Ofisi’nde?

Yine dolu bir program ile sinemaseverlerin karşısına çıkmayı planlıyoruz. Masterclass, söyleşilerin yanı sıra önceden de bahsettiğim gibi İstanbul Aydın Üniversitesiyle yaptığımız iş birliğiyle film üretimini hızlandırmak en büyük hedefimiz. Farklı atölyeler ile daha eğlenceli ve hızlı film üretimini sağlamak istiyorum. Cep telefonu- yapay zeka- deneysel filmler üzerine daha çok eğileceğiz. Ayrıca Film Ofisi’nde bu yıl bazı öğrencilerimizi profesyonel iş hayatına yönlendirdik. Aldıkları eğitimler sayesinden iş sahibi oldular. Bunun devamı olabilmesi adına mesleki atölyeler yapmayı planlıyoruz.

Başka neler söylersin?

Öncelikle film ofisine böyle bir alan açtığınız için çok teşekkür ediyorum. Bu yazıyı okuyanlardan da Küçükçekmece Film Ofisinin instagram sayfasını takip etmelerini isterim. Böylece yaptığımız etkinliklerden haberdar olabilirler. Beraber nice, güzel film ve etkinliklere…

İnsta : kucukcekmecefilmofisi

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.