Geçen yıl doğduğum topraklarda bir kısa film festivali düzenleneceğini öğrencince çok mutlu olmuştum. Ama hemen arkasından gelen sel felaketi umutları bu seneye bıraktı. Bu sene festivalin direktörü, güleç yüzlü İzzet (aramızdaki adı İzzettin) beni arayınca sevinçle geliyorum dedim. Çok kısa sürede organize olunduğunu bildiğim ama sahada neredeyse hiçbir aksaklık yaşamadığımız dolu dolu, sevgi dolu, yeşile hasret, bizlerin yeşile doyduğu gerçekten de sıcacık bir festival oldu. Giderken ayrılık faslı o kadar uzun sürdü ki, kimsenin ayrılmak istemediğini anladım…
Karadeniz doğası gereği hırçın dalgaların kıyıya vurduğu, serin tertemiz, bitki örtüsünün beton değil yeşil olduğu harika bir coğrafya. Her fırsatta benim üzerimde oyunlar oynamayın, ben Ali Cengiz oyunlarını bozarım diyen bir coğrafya. Sahile yapılmak istenilen yolların bir türlü yapılamadığı, dalgaların izin vermediği, firmaların sürekli değiştiği bir coğrafyaya hayran olmamak imkansızdı! Kendi adıma doğduğum topraklara bir kez daha hayran oldum.
Gelelim tazecik, dumanı üstünde tüten Ayancık Film Festivali’ne… İlk yılı olmasına rağmen şehrine, seyircisine kendini kabul ettirmiş, filmlerin seyirci tarafından ilgi gördüğü, sorgulandığı bir festivalin içine düştük. Ayancık Belediyesi tarafından Nirengi Derneği’nin organize ettiği; belediye başkanı Hayrettin Kaya’nın yoğun iş temposuna rağmen konukları yalnız bırakmadığı bir festival ortamı yaşadık. Gösterimler Ayancık Kültür Merkezi’nde yapıldı. Jüri üyesi arkadaşım, aynı zamanda CGV Mars Sinemaları Genel Müdürü olan Serdar Can’ın memleketiydi Ayancık. O Ayancık halkına bir söz verdi, Ayancık’ta haftalık gösterimlerin olacağı bir sinema salonu yapılacak ya da Kültür Merkezi aynı zamanda sinema salonuna dönüşecek. Onu zaman gösterecek.
Ayancık bir zamanlar dört sinema salonunun, tenis kortlarının yani hayata farklı tatların katıldığı bir yermiş. Sonra o da kültürel değişimden nasiplenip birçok değerinden uzaklaşmış. Ayancık Film Festivali’nin o değerlere tekrar uzanmak için değerli bir yol olduğunu düşünüyorum. Bellek tazelemesi…
Kendi adıma yine birçok değerli insanla tanıştım. Festivaller bir yandan da bu işe yarıyor, sektörel olarak insanları buluşturup etkileşim yaratmaya. İzzet zaten her fikre açık bir genç. Kendisi de bir kısa filmci. Seneye daha fazla panel, atölye olması yönünde konuştuk. Belki kısa film çekimine kadar gidecek dersler alacak Ayancıklılar. Kısa filmcilerin daha fazla festivalin içinde olması gerektiğini de konuştuk. Zamanla her şey oturacak ve Ayancık Kısa Film Festivali umuyorum ki sayılı festivaller arasında yerini alacak… Çünkü o yol çok yeşil…