Onuncu yaşını kutlayan Malatya Uluslararası Film Festivali (MUFF), Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın ev sahipliğinde yüzlerce sinema profesyonelini, onlarca sinema filmini ve etkinliği ağırladı.

Film festivalleri sadece sinema sektörünün gelişimine katkı sunan, sektör bileşenlerinin ve seyircinin filmler aracılığı ile yüz yüze buluştuğu bir organizasyon olmanın ötesinde; yapıldığı şehre ait kültürel mirasın tanıtılması ve korunması, ulusal ve uluslararası alanda imaj ve tanıtımına yardımcı olması, turizme yönelik ekonomik etkileriyle de olumlu aksiyonlar yaratır.

Pek çok film festivalinde olduğu gibi 10-14 Aralık tarihlerinde MUFF’da da bütün bu aksiyonları yaşadık. Gösterimler, yönetmen söyleşileri, sinemaya dair sohbetler-tartışmalar, yeni fikirler, bağlantılar, işbirlikleri, Malatya’nın damak çatlatan gastronomisi, tarihi kültürel dokusunu keşif, esnaf sohbetleri eşliğinde yapılan alış-verişler…

Malatya Film Festivali, İstanbul, Antalya, Adana, Ankara ve Boğaziçi Film Festivalleriyle birlikte ülkemizin 6 büyük festivalinden biri ve bu altı içinde Anadolu’da olan tek festival. Bu anlamda Malatya sadece Malatya’yı değil tüm bölgeyi temsil ediyor. Festivali takip etmek için çevre illerden Sivas’tan, Elâzığ’dan, Kahramanmaraş’tan… gelen sinema tutkunları, sinefiller var.

Sektör bileşenleri olarak bir festivale gidildiğinde çoklukla açılış-kapanış töreninden tutun da, etkinlikler, salonlar, katılım, sponsorların, festivale ev sahipliği yapan belediyenin tutumuna kadar diğer festivallerle karşılaştırılır, fazlası-eksiği söylenir. Herkesin bir favori festivali vardır. Bu kıyaslamalar bir noktadan sonra anlamsızlaşıyor. Her festivalin kendi parametreleri var. Her festival kendi özgün kokusu ve tadında olsun. Antalya Antalya gibi, Ankara Ankara gibi olsun. Birbirini kopyalamadan, tekrar etmeden sadece daha iyisi için yarışsın. Bir film festivalinde olması gereken hukuki, etik, estetik evrensel ortak normlar dışında; her biri kendi koku tasarımını yapsın, özgün olsun. Yeter ki, parayı verenin düdüğü çalmasından, hamasetten, upuzun tiratlardan, günlük politik kaygılardan, monologdan, ötekileştirmelerden, egolardan, iş bilmezlerin elinde oyuncak olmaktan uzak olsun. Sinema birleştirsin. Güvenli alanlarımızdan bizi çıkarıp vicdanlarımızla baş başa bıraksın. Sanatsal zevkler versin. Yeni üretimlere destek olsun, dünyayla bağlantı kurmamıza aracılık etsin. Üzerimizden rengarenk kuşlar uçsun. 9. ve 10. MUFF’un  festival yönetmeni Haydar Işık bu bağlamda şöyle tanımlıyor festivali: “Malatya Film Festivali kesinlikle halka yönelmiş ve halkı içine dahil eden bir festivaldir. Bir grup elitist insanın birbirini ağırladığı anlayışın çok dışında her eğitim, öğretim seviyesinde sinemaya gönül vermiş insanların katıldığı, içinde bir şeyler bulduğu bir festivaldir. Aynı zamanda bölgesini de çok ciddi anlamda içine alıyor. Hem kültürel benzerlikten dolayı hem bölgedeki en etkin il olması nedeni ile sinemada da bölgedeki bayrak taşıyıcı ildir Malatya.”

Bu yıl benim için festivali özel kılan bir önemli nokta 3 yıl aradan sonra “belgesel kategorisinin” yeniden festivalle yollarını birleştirmesi oldu. Bu birlikte yola devam edişin ilk yılında jüri üyesi olarak davet almak artı bir coşku yarattı bende. Zira daveti aldığımda korona idim, teşekkür ederek başka bir isim düşünmelerini söylemiştim. Festival tarihine kadar kesinlikle iyileşeceğimi, Malatya’da bana iyi bakacaklarını söyleyip, davetlerinde ısrar ettiler. Öyle de oldu. Korona sonrası Malatya bana çok iyi geldi. Havası ile, misafirperverliği ile, içtenliği ile, enerjisi ile en çok da festivale gelen filmlerin, ekiplerin yarattığı aura ile. Sanat iyileştiriyor işte.

Belgesel jürisinin kıymetli üyeleri Türkiye’nin habercisi Coşkun Aral , Prof. Dr. Aysun Akıncı Yüksel, yönetmen Mehmet Güleryüz ve oyuncu Mert Turak ile 10 belgesel izledik. Bu 10 belgesel Malatya seyircisi ile buluştu tıpkı diğer kategorilerdeki filmler gibi. İşte o buluşmada, o büyülü anda hepsi seyircisinden ödüllerin en büyüğünü aldılar bana kalırsa. Bizim jürimizin değerlendirmesi sonucu; en iyi belgesel ödülünü “Acı ve Tatlı” filmiyle Didem Şahin aldı. Jüri özel ödülü ise  “Bir Ömür Anadolu” belgeseli ile Özer Kesemen’e gitti. Keşke bir jüri özel ödülü daha olsaydı. Öyle ki, Hayriye Savaşçıoğlu’nun “Yüzyıldır Açılmamış Mektuplar” belgeseli de övgüye değer bulunmuştu jürimiz tarafından.

“Acı ve Tatlı” bu yıl izlediğim en iyi belgeseldi. Gerek görsel tasarımı, gerek konusu, gerek hikaye anlatısı, gerek belgeselin en önemli unsuru olan araştırmasındaki derinlik, arşiv kullanımındaki incelik ve bıraktığı zihinsel ve duygusal etkiyle fark yarattı.

Uzun metraj kurmaca dalında en iyi film Fikret Reyhan’ın “Çatlak” filmi olurken, en iyi yönetmen ödülünü Selman Nacar, “İki Şafak Arasında” filmiyle aldı. Kısa metraj film dalında ise en iyi film Nuri Cihan Özdoğan’ın “Aynı Gecenin Laciverti” filmi oldu. Diğer ödüller için www.malatyafilmfest.org.tr adresinden detaylı bilgi alınabilir.

Ödüller bütün bu buluşmanın, filimler aracılığıyla karşılaşmanın bahanesi. Oyunun bir parçası. Bir başka festivalde, bir başka jüride ödül alan filmler değişebilir ama ve lakin değişmeyen tek şey ödül alsın veya almasın festivalde yer alan filmlerin seyircide, hafızalarda bıraktığı izdir. İşte bu yüzden filmlerini Malatya’ya göndererek festivali var eden sinemacılara, festival ekibine, gözleri parlayan yüzünde gülücük eksik olmayan festivalin gönüllü gençlerine ve sinema salonlarını ve etkinlik mekanlarını dolduran ve bizi şahane ağırlayan Malatya halkına teşekkür ederim.

  1. yaşında MUFF için tutuğum dilek şu: Malatya kendi kokusu ve tadıyla hem ulusal hem de uluslararası arenada fark yaratan, sinemaya önemli katkılar sunan marka festivallerden biri olsun.
Semra Güzel Korver
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema mezunu. Aynı alanda, aynı üniversitede Doktora’ya devam ediyor. Profesyonel yaşamı 1992-99 yıları arasında VTR Araştırma Yapım-Yönetim Şirketinde geçer. 1999’dan günümüze TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör ve belgesel yönetmeni olarak çalışmaktadır. 1992’den bu yana başta belgesel yapımlar olmak üzere pek çok haber, kültür, reklam ve tanıtım projesine Araştırmacı, Prodüktör, Yönetmen, Editör ve Danışman olarak imza atar. Dönüşüm, Fan-Atik, Şehir İnsanları, Alamnya Alamanya, Multikulti Haberler belgesellerinden bazılarıdır. PRİX Europa, Al Jazeera, Altın Portakal, Malatya, Oscar Türkiye Seçici Jürisi gibi bir birçok ulusal ve uluslararası film festivalinde jüri üyesi olur, ödüller alır. İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Radyo-TV Yayıncılığı Bölümünde ders verir (2001-02). Avrupa Konseyinin “ayrımcılığa karşı sesini yükselt” kampanyasında uzman olarak yer alır (2010). Avrupa Konseyi, TRT ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa Medya Buluşmasının koordinatörlüğünü yapar (2010). Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği (SEE PMS), Ortak Yapımlar Grubunda editör olarak bulunur (2011-2013) Avrupa Yayın Birliği(EBU) Kültürlerarası ve Çeşitlilik Grubunda bir sezon başkanlık yapan Korver (2011-13) 8 yıl oyunca bu grupta prodüktör, yönetmen ve editör olarak çalışır. Bazı kitap ve dergilerde makaleleri, denemeleri ve röportajları yayınlanır. Bir sezon başkanlığını da yaptığı Belgesel Sinemacılar Birliğinin kurucu ve aktif üyelerindendir. Festivallerde ve üniversitelerde Belgesel Sinema Atölyeleri yapmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Neyyse (www.neyyse.com) adlı bloğunda ve Cinedergi'de belgeselci adlı köşesinde (www.cinedergi.com) yazmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.