Oyuncu olmanın hayalini kuran bir güvenlik memurunun hikayesini anlatan,  Barış Sarhan’ın yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği, başrollerinde Ozan Çelik, Nesrin Cavadzade, Alican Yücesoy ve Cezmi Baskın gibi isimlerin yer aldığı Cemil Şov, sinemalar açılır açılmaz seyircisiyle buluşacak. İlk kısa filmi ‘Terlik’ ile birçok ödül alan, reklam sektöründeki başarısını sinema sektörüne taşıyan Barış Sarhan “Film yaparken kendimi bir oyuncak dükkanını kendisi için kapatmış obur bir çocuk gibi hissediyorum. Her şeyle oynamak, kurcalamak, kırmak, yeniden yapıştırmak istiyorum.” İfadesini kullandı. Sette yaşadığı özgürlüğün kendisine çok şey kattığını belirten Sarhan “Cemil Şov bana zihnimde canlandırdığım her şeyin sinematik dünyada mümkün olabileceğini gösterdi” dedi. 4 Şubat, 2021 tarihinde Rotterdam Film Festivali’nde Dünya Prömiyeri gerçekleşen, mart ayında  Bulgaristan’daki Sofya Uluslararası Film Festivali ve Japonya’daki Osaka Film Festivali olmak üzere iki önemli festivalin yarışmasına seçilen Cemil Şov, şimdiden Türkiye’de de festivallere katılmayı planlıyor.

 Barış Hocam sinemaya nasıl gönül verdiniz? Kimler ya da izlediğiniz hangi yapımlar sizi etkiledi?

Açıkçası çok küçük yaşlardan itibaren bir sinema sevdalısı olmadım. Marmara Güzel Sanatlar’da grafik tasarım okurken Altyazı Dergisi ile tanışmam sinema algımı değiştirdi diyebilirim. Sonrasında uzun bir reklamcılık kariyeri. Ta ki 30’lu yaşlarıma doğru ilerlerken kendimi yönetmen olabileceğime ikna edebildim. Sinemanın hep bir arzu sanatı olduğuna inandım. Bu yüzden kendi kabuğuna yetmeyen arzu dolu filmleri ve yönetmenleri sevdim. Bertolucci’nin güçlü romantizmini, Cassavetes’in filmlerini jazz yapar gibi ele alışını, Paul Thomas Anderson’un baş döndüren kamerasını, Metin Erksan’ın dünyaya kafa tutuşunu sevdim.

ÇOK ZOR BİR SÜREÇTİ

Cemil Şov şimdiden çok merak uyandıran bir film oldu… Yazar ve yönetmeni olarak nasıl bir süreç geçirdiniz? Ne kadar zamanda yazdınız?

Cemil Şov’u 8 senede yazdım. Sete girdiğimizde 21’inci draft vardı elimde. Yıllar içinde benim değişimimle paralel filmi de değiştirdim. Açıkçası çok zorlu bir süreçti. Üç dört kere projeyi yapamama durumu yaşadım. Ama ben yazmaya devam ettim. Tek elimden gelen buydu çünkü.

Sinema çok pahalı ve zor bir sanat biliyorsunuz. Cemil Şov da sağ olsun hem yapım olarak hem yönetim olarak zor bir projeydi. Hala gerçekleştirmiş olduğumuza şaşırıyorum bazen. Ayrıca filmin yapımlarından biriyim. Bu durum hem artıları hem de eksileri olan bir durum oldu. Yaratıcı süreçteki tüm kararlarımı yüzde yüz bir özgürlük içinde aldım. Bence bir yönetmen için bir rüya bu. Sette istediğim sahneleri atabildim, istediklerimi ekledim. Sonraki süreçte filmin yapımcılarından Umut Eğitimci’yle birlikte çalışmaya başladık. Bir buçuk sene oldu filmi bitireli hala birlikte çok sıkı çalışıyoruz. Filmin yolculuğunu tasarlıyoruz.

Neden film olmasını istediniz?

Tüm sanat dalları arasında en oyuncaklı sanat sinema. Ses, müzik, görüntü, renk, ritm, hikaye. Hepsi aynı yerde. Film yaparken kendimi bir oyuncak dükkanını kendisi için kapatmış obur bir çocuk gibi hissediyorum. Her şeyle oynamak, kurcalamak, kırmak, yeniden yapıştırmak istiyorum. Anlatacağım şeyin bu türden bir hikaye olmasını istedim.

Cemil Şov izleyiciye ne anlatacak? İzleyici izlediğinde ne bulacak?

Cemil Şov hem eğlenceli hem de karanlık bir film. Bol bol ters köşe yapıyor seyirciye. Filmi yazarken hep seyirci bitiş jeneriği akarken, salonu terk ederken ne düşünecek diye geçirdim zihnimden. İki şey önemliydi benim için. Bir “Ya film başka film olarak başladı başka film olarak bitti, hiç beklemiyorduk” desinler. İkincisi herkes kendi içindeki Cemil’i düşünsün ve onu anlamaya çalışsın.

SOSYAL MEDYA ÇAĞININ FİLMİNİ YAPMAK İSTEDİM

Her daim vitrinde olma zorunluluğumuz nedeniyle içimizde hissettiğimiz karanlık duyguları anlatmaya çalıştım. Kendimizden büyük beklentilerimizi, hep başkalarıyla kendimizi kıyaslamamızı, kendimizi göstermek, ben buradayım demek için neleri göze alabileceğimizi anlatıyor film.

HİKAYE GÖSTEREN BİR SANAT

Ayrıca görsel olarak da güçlü bir film yapmak çok önemliydi benim için. Sinemanın hikaye anlatmaktan çok hikaye gösteren bir sanat olduğunu düşünüyorum. O yüzden seyircinin gözünü tatmin edecek bir film olmasını istedim.

KENDİ FİLMİMDEN ŞÜPHE ETMEMEMİ SAĞLADI

1-7 Şubat tarihlerinde Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde gösterildi Cemil Şov. Bu festivalin nasıl bir katkısı oldu?

Benim senelerce zorlandığım şeylerin başında filmimin artık biraz da klişeleşmiş “Türk Sanat Filmi” formuna pek de uymaması vardı. Bu nedenle hem filmime fon, bütçe bulurken zorlandım, hem de filmimin yurtdışı görünürlüğüyle ilgili şüphelerim vardı. Rotterdam’ın filmi kabul etmesiyle derin bir rahatlama yaşadım. O yüzden en büyük katkısı sanırım bana kendi film bakış açımdan şüphe etmememi sağlaması oldu. Onun dışında uluslararası sinema medyasında çok fazla yazı çıktı, görünürlük sağladı. Bir de bence en güzeli uluslararası platformlarda Yeşilçam, Türk Sineması’nın Altın Çağı adıyla defalarca anıldı, bu dönem üzerine güzel bir algı oluştu.

OZAN ÇELİK’İ BULMAK SÜRPRİZ OLDU

Cast’ı oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Filmi yazarken zihnimde belirli oyuncular yoktu. Ozan Çelik’i bulmak benim için büyük bir sürpriz oldu. Ondan başka kime bu kadar yakışırdı bu karakter bilmiyorum. Oyuncuları, oyunculuğu seven bir yönetmenim, onlarla ön çalışmalarda, provalarda uzun uzun konuşmayı, karakter çalışmayı seviyorum. O yüzden cast oluştururken benim için en önemlisi aramızdaki uyum oldu. Tabii ki iyi oyuncu olduklarını söylememe gerek yok.

YÖNETMEN OLARAK HER ŞEY İSTEDİĞİM GİBİ GİTTİ

Çekimleri nerede gerçekleştirdiniz? Ne kadar sürdü? Zorlandığınız anlar oldu mu?

Çekimler Istanbul’da Atlas Park AVM’de ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde gerçekleşti. Açıkçası sette beni en zorlayan şey aynı zamanda yapımcı olmak oldu. Onun dışında set göz açıp kapatıncaya kadar biten bir süreç. Tüm enerjimi orada kullandım ve benim için en çok zorlanacağımı düşündüğün yer orası olacaktı. Ama pek öyle olmadı. Yönetmen olarak istediğim gibi gitti her şey. Beni en zorlayan esas kurgu süreci oldu. Ruhen bu kadar yıpratıcı olabileceğini tahmin etmiyordum.

AÇIKÇASI YEŞİLÇAM AŞIĞI DEĞİLİM

Filmde Yeşilçam dönemine göndermeler olduğunu okudum.  Sizin için Yeşilçam’ın anlamı nedir?

Hatta Yeşilçam melodramlarını sevmem. Yeşilçam deyince benim aklıma özensiz yönetmenlikler ve klişeler gelir. Ama bu film özelinde ben unutulmuş bir kral arıyordum ve bunu da en iyi eski bir Yeşilçam oyuncusunun vereceğini düşündüm. İşin içine bu eski oyuncu girince Yeşilçam girdi. İyi ki de girdi çünkü nostaljik bir his vermeden, Yeşilçam filmlerine bir kabusun parçaları gibi yaklaşma fikrini çok sevdim. Ayrıca yönetmen olarak da o sahneleri tekrar kurmak ve çekmek çok keyifliydi.

ÇEKMEDİĞİM KADAR REKLAM FİLMİ ÇEKTİM

Pandemi sanat dünyasını çok kötü etkiledi. Her şey durdu. Sizin için nasıl geçiyor?

Tabii benim hayalim bu filmle birlikte festival festival dünyayı gezmekti. Film Rotterdam’dan sonra Osaka ve Sofya’ya seçildi ama ne yazık ki ben gidemiyorum. Pandeminin böyle bir etkisi oldu. Ama artık buna üzülmekten vazgeçtim. Onun dışında ben reklam yönetmeniyim. Pandemide hiç çekmediğim kadar reklam çektim. Hep setlerdeydim. O yüzden izole bir hayat yaşamıyorum pek.

Cemil Şov’dan sonra neler yapmak istiyorsunuz?

Yeni film senaryolarım var. Cemil Şov bana zihnimde canlandırdığım her şeyin sinematik dünyada mümkün olabileceğini gösterdi. O yüzden hayallerime sınır koymadan yeni dünyalar yaratmaya, düşünmeye çalışıyorum. Önümüzdeki dönemde farklı sularda yüzen filmler yapmaya devam etmek istiyorum.

EV DİKMEYE ÇALIŞIYOR HERKES

Yeni açılan dijital kanallar için neler söylemek istersiniz? O mecralarda yer almak ister misiniz?

Büyük bir aceleyle yeni mecralara üretim yapıldığını görüyorum. Sanki Amerika’ya yeni ayak basmış İrlandalı göçmenler gibi koşarak bir an evvel toprak sahibi olup ev dikmeye çalışıyor herkes. Ama iyi işler aceleye getirilerek yapılamaz maalesef.

ÜRETİM YAPMAYI İSTERİM

Elbette bir yönetmen olarak dijital platformların artılarını görmezden gelemem. Oralara üretim yapmayı da isterim. Ama filmlere içerik olarak yaklaşmanın onları bir Youtube videosuyla aynı kriterlere göre değerlendirmenin sinema sanatı adına tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Ama zamanla taşlar yerine oturacaktır bence.

Son olarak Cemil Şov’u izleyici ne zaman ve nerede izleyebilecek?

Cemil Şov sinemalar açıldığında vizyona girecek. Öncesinde Türkiye seyircisi için ülkemizin iyi festivallerinde de karşınıza çıkabiliriz. Hep birlikte güzel sinema salonlarında Cemil Şov’u seyredeceğimiz günleri ben de iple çekiyorum.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.