Senaryosunu ve yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan’ın yaptığı filmin oyuncu kadrosunda Ezgi Mola, Yılmaz Erdoğan, Bensu Soral ve BKM ekibi yer alıyor.
Serinin ilk filmi olan Organize İşler (2005), Türk komedi sinemasında en akılda kılıcı işlerden birisiydi. Yılmaz Erdoğan’ın sade ve yalın komedisi oldukça seviyeliydi. Eşsiz İstanbul manzaraları ile filmini süsleyen Erdoğan, tam 14 yıl sonra devam filmine soyundu. Bu durumu birazdan değerlendireceğim fakat filmden önce konuşulması gereken konular var. Film vizyona girmeden hemen önce sinema salonları ile sinemacılar arasında büyük bir polemik yaşanmış, olay cumhurbaşkanlığına kadar intikal etmişti. Sinema salonları biletleri fahiş fiyattan satarak seyirci sayısında yadsınamayacak kadar çok etki bırakmıştı. Bu durum yapımcılar ile aralarında gerilim yaşanmasına sebep olmuştu. Kitle sinemasının başını çeken isimlerden Şahan Gökbakar, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Mahsun Kırmızıgül ve dahası bu durumu çözebilmek adına cumhurbaşkanlığı ile görüşme gerçekleştirmişti. Neticede salonların biletlerde patlamış mısır ile bilet almayı zorunlu tutmaları yasaklaştırıldı. Tüm bunlar olurken sansür komitesinin kurulması gündem dahi olmadı. Kamuoyunda uzun süre yankı bulan bu konu pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Filmin vizyon tarihi normal şartlarda 4 Ocak 2019 iken 1 Şubat 2019’a ötelendi. Fakat vizyon tarihinin 4 Ocak olarak planlanması ve devamında Netflix ile yapılan anlaşma başka bir fitili ateşledi. Zira Netflix ile yapılan anlaşma “vizyona girdikten 6 hafta sonra” şeklindeydi ve bu anlaşma mısır kavgasından önce belirlenmişti. Mısır kavgası patlak verince filmin vizyon tarihi 4 hafta sonrasına ötelendi. Şubat ayında vizyona giren film vizyona girdikten yalnızca 2 hafta sonra Netflix platformuna düştü ve bu durum başka bir tartışma konusu oldu. Filme vizyonda gidenler Yılmaz Erdoğan’a tepki göstermiş, Yılmaz Erdoğan anlaşmanın önceden olduğunu belirtmişti. Sinema salonları afallayıp kalmış, Netflix müşteri sayısını arttırmıştı. Olayın sonucuna baktığımızda ise Yılmaz Erdoğan salondan 3.5 milyon seyirciye ulaşmış, Netflix’e de ciddi bir meblaya satmış (5 milyon olduğu söyleniyor) ve sinema salonlarına da göz dağı vermeyi başarmıştı. Dolayısıyla seyirciden dolayı patlak veren bilet-mısır kavgası yine sinemacılara yaradı, yine vatandaş ahmak yerine koyuldu.
Filme gelecek olursak Organize İşler filminin ikinci halkası bir devam niteliği taşıyor. Dolandırıcı Asım Noyan’ın (Yılmaz Erdoğan) kızı Nazlı (Bensu Soral) sevdiği adam Bahadır (Atakan Çelik) ile evlenmek üzeredir. Fakat Bahadır dolandırılır. Bunun üzerine Nazlı, arası iyi olmamasına rağmen babasından yardım ister. Bu sefer karşılarında Saruhan (Kıvanç Tatlıtuğ) gibi bir isim vardır.
Serinin ilk filmi çok fazla karakter barındırmasına rağmen karikatürize tiplemeler desteğiyle reaksiyon alabiliyordu. Zira oyuncu kadrosunda Demet Akbağ, Altan Erkekli, Tolga Çevik, Özgü Namal, Erdal Tosun ve Cem Yılmaz gibi birçok başarılı isim bulunuyordu ve bu karakterler oldukça ön plandaydı. Filmin konusu organize bir suç ekibini ele alırken bu karakterler de en az onlar kadar işin içindeydi. Dolayısıyla ikinci filmde olmamaları yadırganıyor. İlk filmin üzerine bir şey katmadığı kesin fakat seyirciyi de sıkmadığını belirtmek gerekir. Yeniden şekillenen kadronun da bunda payı var. Keza Ahmet Mümtaz Taylan ve Ata Demirer kısa rollerle de olsa mizahsen katkıları yüksek. Kıvanç ise biraz kararsızlık yaratıyor. Kelebeğin Rüyası’nda çıtayı çok yükseğe çıkararak Erdoğan’ın beğenisini kazanmıştı ve burada tekrar boy gösterdi. Erdoğan bu konuda verimli ağacı sulamaya devam ediyor. Çok Güzel Hareketler Bunlar ekibinin birinci kuşağı ile çektiği Neşeli Hayat ya da ekip tarafından çekilen Çok Filim Hareketler Bunlar gibi işler “çırak” olarak adlandırdığı isimlerin bugüne kazandırılmasında önemli işler. Oynayan isimler değişse dahi Yılmaz Hoca’nın belki de sırf öğrencilerini piyasaya kazandırmak için bile Organize İşler 2 ile beyaz perdeye dönmüş olabilir. Zira iyi bir sinemacı olduğu kadar iyi bir “öğretmen” olduğunu unutmamak gerekir.
Serinin ikinci filmi ilk filme göre daha aksiyonu bol. Dar sokaklarda geçen Hollywood usulü takip sahneleri ve boğazdaki tekneyle kovalamaca oldukça başarılı. Aksiyon ekibinin Güney Koreli olduğunu da belirtmek gerekir. Fakat görüntü yönetimi ilk filmdeki kadar dikkat çekici değil. Uğur İçbak bu işi çok iyi kotarmıştı ve sunduğu İstanbul eşsizdi. İngiliz görüntü yönetmeni Jean-Paul Seresin gereğinden fazla çekilmiş drone görüntüleri ile tekrara düşmekten kurtulamıyor. Bunun yanı sıra senaryoda devam filmi havası sezilebiliyor. Şayet gelecekse de 3. BKM ekibini bekleyeceğiz gibi…
Sazan Sarmalı, serinin ilk filminden bir hayli beslenen ve bir o kadar da seyir kalitesi yüksek bir film. Tekrara düştüğü çok fazla nokta olsa da BKM öğrencileri için çok özel bir yapım olduğu aşikar. Şayet ÇGHB izleyenler için izlemesi daha keyifli olacaktır. Nil Karaibrahimgil ise tekrardan harika bir şarkı yapmış. Buna benzer geçmişe yapılan atıflar oldukça manidar. Erdal Tosun’u yad etmek saygın bir hareket.
Film Box Office Türkiye verilerine göre yaklaşık 3.5 milyon seyirci tarafından izlenerek 54 milyon lira hasılat elde etmiş.