Bilim insanlarına göre insanın koku duyusu sandığımızdan çok daha gelişmiş düzeyde; ve hayvan dostlarımız kadar olmasa da, aslında bizler de kokular konusunda, evrim skalasında, avantajlı türler arasındayız. Bilim, farkında olmasak da, binlerce farklı kokuyu ayırt edebileceğimizi araştırmalarla kanıtlıyor. Hal böyle olunca, örneğin koskoca bir parfüm endüstrisi 500 yıldır –üstelik katlanarak- ayakta durmayı başarıyor!
Avustuyalı sinemacı Jessica Hausner, son filmi Little Joe (Küçük Joe) ile insanoğlunun kokularla yaşadığı çetrefilli ilişkiyi kendisine çıkış noktası alarak, tabiri caizse “sinir uçlarımıza” dokunan bir filmi imza atıyor. Senaryoyu daha önce Louders ve Amour Fou’da da beraber çalıştığı Geraldine Bajard ile beraber yazan Hausner filmde koku-mutluluk ilişkisi üzerinden farklı katmanlar örerek hikayeye yaklaşmayı tercih ediyor.
Psikoloğunun notlarına göre tam anlamıyla bir işkolik olan başkarakter Alice Woodard genetik üzerine uzmanlaşmış bir biyologtur; eşinden ayrıldıktan sonra oğlu Joe’yu yalnız büyüten bir anne modelini temsil eder. Oğlunu ihmal etmek pahasına kendisini gece gündüz adadığı Botanik firmsında ekip arkadaşı Chris (Ben Whishaw) ile botanik fuarına oldukça iddialı yeni bir çiçek türü yetiştirmek üzere çalışmaktadır. ‘Şahsıma’ sorarsanız arızalı biçimde oğlundan esinlenerek adını ‘Küçük Joe’ koyduğu bu yeni bitkinin en öne çıkan özelliği ise bir anlamda insanlarla iletişime geçebilmesidir. Yani siz bitki ile konuştukça, o da size karşılık veriyor, yapraklarını açıyor ve açtığı sırada salgılanan özü kokladığınızda mutluluk hormonu salgılamanıza neden oluyor. Görünüş açısından oldukça dişil tasarlanan bu kırmızı bitkiye, bir “Merhaba” ve “Nasılsın?” dediğinizde siz de mutlu oluyorsunuz!
Fakat her mutluluğun bir bedeli var sevgili seyirci! Woodard, Küçük Joe’nun genetiğinde öyle bir değişiklik yapıyor ki, neredeyse doğanın – ya da evrimin- intikamı diyebileceğimiz bir yorumla, alanında çığır açması beklenen bu bitki, yavaş yavaş çevresini ele geçirmeye, insanları -hastalıklı biçimde- kendisine bağlamaya başlıyor…
Filmin öyküsünden daha fazla sürprizbozan vermeden devam edersek senaryonun katmanlarından biri de bu bağlılık meselesi diyebiliriz. Biyolog Woodard işi dışında ne ailesine bağlı ne de yeni bir gönül ilişkisine hayatında yer var; fakat kendisine bağımlılık –hatta itaatkarlık- yaratan bir canlı tasarlamayı başarıyor! Filmin ilk yarısı boyunca Küçük Joe’nun açmış halini hiç koklamamasına rağmen ona müthiş bir bağlılık duyarak ‘küçük evladını’ savunan Woodard, ikinci yarıda bir biliminsanı olduğunu da hatırlayarak şüpheciliğini –nihayet- devreye sokuyor.
Bu anlamda senarist Bajard ve Hausner ikilisinin çarpıcı bir karakter yarattığını ve başrol oyuncusu Emily Beecham’ın da bu karakteri ustaca sırtladığını ifade edebiliriz. 2019 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan film, Beecham’a da bileğinin hakkıyla En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirdiğini küçük bir not olarak ekleyelim. ‘Büyük Joe’ya hayat veren Kit Connor’ın da genç yetenek olarak övgüyü mutlaka hak ettiğini ekleyelim.
Mutluluk ile olan ilişkinizi sorgulatacak bir film Küçük Joe. Mutluluğun sonsuz sadakat ve körü körüne bağlanmaktan geçtiğini, genetiği değiştirilmiş bir bitki üzerinden irdeleyen ve önünde sonunda hepimizin bu çarkın içinde ezileceğimizi oldukça şiirsel, sürükleyici ve pek çok sahnesiyle aldatıcı biçimde beyazperdeye taşıyan bir yapım. Hepimiz birtakım bağımlılıklara kapılıp gitmek istiyoruz ve bunlara meşru zeminler örüyoruz kendimizce. Kendimizi ve çevrimizi de bu zemine göre manipüle ediyoruz.
Küçük Joe en yakınınızdaki kişileri bile – aslında size en çok güvenen onlar olduğu için- ne kadar kolay manipüle edebileceğinizi de göstermesi açısından, insan doğasına rahatsız edici çomaklar sokuyor. Malum bitki, film boyunca ‘femme fatal’ bir arzu nesnesi olmaktan, gerçek bir yönetici, ardından bir diktatör olmaya uzanıyor adeta. Ve siz bu diktayı seve seve kabul edip, karşınızdakilere savunmaktan da geri kalmıyorsunuz. Çünkü işin ucunda, benliğinizi teslim etmek pahasına gelecek, suni bir mutluluk dalgası var… Küçük Joe bitkisinin bu politik düzlemiyle okumak da, başka bir yazının konusu olsun..
Bu, kırmızı dişil bitkinin yapabileceklerini, yerine çevrenizden, tanıdık bir insan figürü koyarak, sinema perdesinde seyredin… Jessica Hausner imzalı Küçük Joe, 2019’u kapatırken vizyondaki en çarpıcı seyirliklerden.
Twitter.com/duygukocabayli