Yılmaz Erdoğan’ın yine kendisinin yazıp yönettiği “Haybeden Gerçeküstü Aşk” adlı oyunu bu sefer yine kendisi tarafından kaleme alınıp beyaz perdeye uyarlanıyor. Zira oyun tek bir çift üzerine yoğunlaşırken burada 4 çifte odaklanıyoruz.
Düzenlenen partide tanışan 4 ayrı çiftin hikayeleri, çiftlerin gündelik hayatta yaşadıkları sorunları trajikomik bir şekilde ele almaya çalışmış. Filmin konusu oldukça klişe ve sıradan diyebiliriz. Fakat Yılmaz Erdoğan bu klişe konuyu adeta sitcom tadında ele alarak sinema sınırlarının dışına çıkmış. Vizontele , Kelebeğin Rüyası , Ekşi Elmalar gibi dram filmlerinin yanından bile geçemeyecek tarzda çektiği film dizi kalitesinden öteye geçemiyor. Dünya sinemasında özellikle Garry Marshall bu tarz işlerde adını duyurmuş birisi ve popüler kadro ile “Yılbaşı” ya da “Sevgililer Günü” temalarını farklı hikayelerle derlemekte. Yılmaz Erdoğan’ın bu denemesi de tek mekanlar üzerinden çok da farklı bir sonuç vermiyor.
Yılmaz Erdoğan’ın filmleri hikaye açısından yetersiz kalsa bile yaptığı kelime oyunları ile repliklerini kültleştiriyor. 4 çiftin birbirleri arasındaki diyaloglar karakterlerin yapılarını belli bir temele oturtmaya yönelik bir hareket fakat hiçbir karakterin özüne inilmediği için kalıcı bir karakter yaratılamıyor. Filmin kurgusu ise tamamen skeçler halinde ilerliyor ve kısa kısa durum komedileri izlettiriyor. Bu noktada sanat yönetimi oldukça zayıf. Tiyatro sahnesini andıran ev sekansları ve kullanılan canlı renk tonları tüm filmin adeta bir evde çekildiği hissini yaratıyor.
Bu durum da sinema yönünü zayıflatmış. Özellikle Türk sinemasının devamlı olarak ele aldığı ikili ilişkilerde devamlı olarak karşılaşılan tartışma konuları tekrar gün yüzüne çıkıyor. Kültür çatışması, evlilik tartışmaları, maddi sıkıntılar ya da sevginin “ölümü” gibi son derece klişe tartışmalar akıcı bir dille işlenmiş. Filmin süresi de bu kadar geniş yelpazeyi ele alabilmek için oldukça kısa. Yılmaz Erdoğan Köyceğiz tatili sırasında filmi aradan çıkarmış desek çok mu acımasız olur acaba ?
Kadroya baktığımızda yine bir BKM ekibi var. Çağlar Çorumlu, Serkan Keskin, Fatih Artman, Bülent Emrah Parlak gibi komedi işlerinde büyük işler başaran isimlere partner olarak Şebnem Bozoklu, Büşra Pekin, Gupse Özay, Aylin Kontante eşlik ediyor. Komedi açısından Fatih Artman ve Serkan Keskin’in bir hayli zayıf olduğunu belirtmek gerek. Kadın karakterler biraz daha sempatik duruyor ve inandırıcılıkları biraz daha yüksek.
Minimalist bir pencereden toplumdaki her türlü ilişkiye göz kırpmak isteyen Erdoğan maalesef bunu başaramamış aksine oldukça küçük bir cepheden bakabilmiş. Halbuki 4 ayrı ilişki türü bu konuda daha çok malzeme verebilecek türden. Maddi geçimsizlik, kültürel uyuşmazlık, fiziksel özelliklerde yaşanan zıtlık vb. birçok tema bu konu için uygun malzemelere sahip. Tektipleşen karakterler üzerinden yapılan dramatik güldürü bu yüzden zayıf kalmış. Dolayısıyla ilişkilere bireysel pencereden bir şeyler anlattırırken bütüncül olarak ele aldığımızda çok verimli bir sonuç elde etmiyoruz.
Film BoxOfficeTürkiye verilerine göre yaklaşık 726 bin kişi tarafından izlenerek 8.7 milyon lira civarında hasılat elde etmiş.
