Fox TV ekranlarından izleyici ile buluşmaya başlayan ve daha ilk bölümlerden itibaren izleyicilerin beğenisini kazan Mucize Doktor yılın en iyi çıkışını yapan dizilerinden biri.Orjinal senaryosunu Park Jae Beom’un kaleme aldığı, başrolünü Taner Ölmez’in (Ali) üstlendiği ve kadrosunda Onur Tuna (Ferman), Özge Özder (Kıvılcım) Murat Aygen (Tanju), Sinem Ünsal (Nazlı) , Hazal Türesan (Beliz), Bihter Dinçel (Selvi), Fırat Altunmeşe (Demir), Hayal Köseoğlu (Açelya), Korhan Herduran (Güneş) ve Reha Özcan’ın (Adil) yer aldığı dizi reytinglerden ve sosyal medyada yer alan izleyici yorumlarından anlaşıldığı üzere şimdiden izleyicilerin gönlüne taht kurdu.
Dizinin hikâyesi savant otizmli Doktor Ali Vefa’nın yaşamını merkeze alıyor ve senaryo tıp fakültesini birincilikle bitirmesinin ardından, asistan cerrah olarak işe başladığı özel bir hastanede yaşadıkları çerçevesinde şekilleniyor. İlk bölümde yer alan flashbackler (geçmişe dönüşler) ile Ali’nin çocuklukta yaşadığı zorlukları izliyor ve aslında daha ilk andan itibaren tarafımızı belirlememizi sağlıyor. Ali daha çocuk yaşta babası ve arkadaş olmak istediği çocuklar tarafından engelli olduğu için ötekileştiriliyor ve hatta o dönemdeki koruyucusu abisinin ölümünden sorumlu tutulduğu için ailesi tarafından terk ediliyor. Bu durum ilerleyen yıllarda da devam ediyor ve tıp fakültesini birincilikle bitirmiş başarılı bir doktor olmasına rağmen engelli olduğu için insanlar tarafından kolay kabul edilmiyor.
DOKUNMADAN SARILMANIN GÜZELLİĞİ
Dizinin ilk bölümünde Ali’nin Samsun’dan İstanbul’a yolculuğu ve çalışacağı hastaneye ulaşma süreci konu ediliyor. Bu süreçte Ali havaalanında üzerine cam pano düşen bir çocuğu kurtarıyor. Havaalanındaki müdahale anı oradaki diğer yolcular tarafından sosyal medyada paylaşılınca Ali birden “Mucize Doktor” olarak gündeme oturuyor ve bu sayede ilk başta engelli olduğu için kabul edilmediği hastanede asistan doktor olarak çalışmaya başlıyor. Bu olay “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” diyen Andy Warhol’un günümüze referans eden sözünü bir kez daha doğruluyor.
Ali’ye İstanbul’da kol kanat geren ve onun doktorluk yapabilmesi için kendi kariyerini riske atan isim ise manevi babası Adil. Ali’nin kendisine dokunulmasından pek hoşlanmadığı için Adil’in Ali’ye dokunmadan sarılmanın yolunu bulmuş olması da benim için filmin en etkileyici sahnelerinden bir tanesi. Adil dışında Ali’ye yardımcı olan ve iyi yüreğiyle izleyicinin kalbinde yer edinen bir diğer isim ise aynı ekipte asistan olan Nazlı. Şimdilerde Ferman’a platonik bir aşk beslese de ilerleyen bölümlerde Ali ile aralarında duygusal bir yakınlık olabileceği kanısındayım. Dizide Ali’nin yaşadıklarının toplumsal hayatta karşılığı olduğunu biliyor olmak dizinin izleyici üzerindeki etkisini arttıran bir unsur.
Ali her ne kadar hastaneye asistan olarak kabul edilse de Ferman adlı cerrah onu asistanı olarak hemen benimsemiyor. Diğer asistanlara da oldukça sert davranan Ferman hastanenin kötü polislerinden bir tanesi olarak izleyicinin büyük tepkisiyle karşılaşınca karaktere hayat veren oyuncu Onur Tuna’nın konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapması izleyicinin diziyi ne kadar benimsediğinin bir işareti olarak karşımıza çıkıyor.
Dizide Ali’nin başarılarının yanı sıra geçirdiği atakların etkisiyle zayıf yanlarının da gösteriliyor olması ve ona yardımcı olan iyi karakterler kadar köstek olan kötü karakterlerinde olması izleyici açısından hikâyenin inandırıcılığını arttıran ve aslında çatışmayı yaratıp senaryonun ilerlemesini sağlayan bir nokta. Bununla birlikte Ali dışındaki karakterlerin de kendi hayatları içerisinde derinlikli, istekleri, hırsları, açmazları olan karakterler olması hikâyenin akıcılığını sağlayan bir başka nokta olarak karşımıza çıkıyor. Dizide otizm ve savant otizme ilişkin bilgi verilmesi benim için önemli noktalardan bir tanesi. Dizinin otizm ve engelli bireyler konusunda yarattığı farkındalığın diğer dizilere de örnek olmasını dilerim…