Bu yıl 10.su düzenlenen Odessa Film Festivali zengin bir programla seyirci ve sanatçılara geniş bir yelpaze sundu. İnternational yarışma bölümünde adı geçen yıl duyduğumuz filmler ödüllerde kendine yer bulurken, her yıl verilen onu ödülü bu sene Catherine Deneuve’e takdim edildi.
Sinema, tiyatro ve edebiyatı tek bir yerde buluşturan görkemli Odessa Opera ve Bale Salonu’nda gerçekleştirilen açılış ve kapanış törenleriyle takdiri toplamayı başardı. Bu yıl özenle hazırlanmış seçkide Cannes, Sundance gibi festivallerden filmlere yer veren geniş persfektifli programında ise şu filmler kendine yer buldu.
PROGRAM
Programı bölümlere ayırdığımızda öne çıkan bölümlerin başlıcaları “Gala Premierleri”, “Dünya Festivallerinden”, “Uluslararası Yarışma” ve “Ukrayna Retrospektifi: Karadeniz Hollywood’da” bölümleri dikkat çekiyordu.
Ülkemizde Filmekimi ve İstanbul Film Festivali programında yer almış olan “Tel Aviv on Fire”, “Pity”, “Synonyms”, “Ray & Liz”, “Manta Ray”, “In Fabric”, “Never Look Away” ve “Golden Glove” festival izleyicileriyle buluşan bizim daha önce izlediğimiz filmlerdendi.
Öte yandan film Cannes ağırlıklı bir program sunarken, ülkemizde de Filmekimi’nde izleyeceğimiz filmler vardı. Bu senenin Altın Palmiyeli’si Bong Joon-ho filmi “Parasite”, Almodovar’ın övgüyle karşılanan filmi “Pain and Glory”, Jim Jarmusch’tan absürt bir korku komedi “Dead Don’t Die”, Ken Loach’ın son filmi “Sorry We Missed You”, Quentin Dupieux’in yeni oyunbaz absürt filmi “Deerskin”, Cannes’da sarsıcı olmayı başaran “Monos”, Sciamma’nın “Portrait of a Lady on Fire”, Sundance’de övgülere boğulan “The Souvenir” gibi filmler programın dikkat çeken filmleriydi.
Odessa Film Festivali’nin belki de en dikkat çekici bölümü ise Karadeniz Hollywood’da bölümüydü. Bu bölümde Sovyet Rusya döneminden önemli ve gizli hazine olarak nitelendirilebilecek filmlere yer verilmişti. Petro Chardynin’in 1918 yapımı filmi “Be Silent, My Sorrow, Be Silent”, 1926 yapımı Oleksandr Dovzhenko filmi “Love’s Berry”, 1956 yapımı Feliks Myroner ve Marlen Khutsiev’in yönetmenliklerini üstlendiği “Spring on Zarechnaya Street”, 1966 yapımı Heorhii Yunhvald-Khilkevych yönetmenliğindeki “The Formula of Rainbow” ve 1983 yapımı Petro Todorovskyi yönetmenliğindeki “Wartime Romance” sinefiller için ziyafet gibi bir filmlerdi.
ÖDÜLLER
Nihayetinde her festivalin sonunda olduğu gibi bu ffestivalin sonunda da ödüller sahiplerini buldu. Uluslararası yarışmanın Grand Prix en iyi film ödülünü Belarus, Almanya, Rusya ve ABD ortak yapımı “Crystal Swan” kazandı. Adı “Best Film” olsa da ikincilik ödülü sayılan ödülü ve en iyi yönetmen ödülünü Makridis’in “Pity”si kucaklarken; “Pororoca” ve “Girl” filmleri de geceden birer ödülle ayrıldılar. Ulusal yarışmada ise Ukrayna yapımı belgesel “Delta” en iyi film ödülü olan 100 bin UAH’ı ve heykelciği kazandı. Filmin yönetmeni Oleksandr Techynskyi ödül konuşmasında “Yozlaşan toplumların ancak gerçeklerle aydınlığa kavuşacağını” söylerken yapılan belgesellerin bu yolda önemli olduğunu vurguladı.
Ukrayna sinemasındaki örneklerin pek çoğunun belgesel öğelerle süslendiği gerçeği, yeni gerçekçi bir yapının ileride Ukrayna sinemasını ele geçireceğinin bir öngörüsü olarak yorumlayabiliriz. Kurmaca filmlerin ise ne yazık ki pek nitelikli işler olmadığını söylemek gerekiyor. Savaşın etkileri, aile içi şiddet konuları ve geçmişle yüzleşmeye dair konular Ukrayna sinemasının genelini kabaca betimleyen konular diyebiliriz.
Gelecek senelerde daha fazla ilgi görmesini beklediğim festival, açık hava gösterimleri, panelleri ve söyleşileriyle harika bir iş çıkarıldığının resmiydi. Sıcak Odessa’nin festival süresince yağmurla yıkanması da insanların salonlara hücum etmesi için bir neden oldu.