Kadın Yönetmenler Haftası’nın ikincisini de tamamladık. Konak Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleşen hafta gayet yoğun ve tempolu geçti. Filmler izlendi, sorunlar anlatıldı ve paylaşıldı, gülündü, eğlenildi. Salonu mesken tutan, her filmi, her etkinliği takip edip kaçırmayan erkek seyirciler gözden kaçmadı. Velhasıl bu etkinlik İzmir’e iyi geldi…
Gelecek yıl uluslararası ve festival olmayı hedefleyen hafta, kısa film, belgesel ve uzun metraj dallarında üretim yapan kadınları ağırladı. Şimdi her on yönetmenden biri kadın olunca beni bir kaygı aldı, seneye kaç kadın yönetmen uzun metraj çekmiş olacak, çeken var mı? Aslında yazıyı okuyanlar ben çekiyorum deyip ses etse çok iyi olur. Şakası bir yana bu durumun yine de düşünülmesi gerekiyor. Yurtdışından da gelecek olan kadın yönetmenlerle festival daha farklı bir hava kazanıp, daha fazla deneyim paylaşımı ve etkileşim sağlanabilir.
Bu hafta benim adıma da bir ilki barındırdı. TRT Genç Sinemacılar programı için çektiğim ve TRT2’de çoğu kez gösterilen Bakış isimli kısa filmim ‘Yavru Kuş’ bölümünde gösterildi. Çiğdem Vitrinel, Sefa Öztürk ve Gülten Taranç’ın da ilk filmleri bu seçkideydi. Haftanın en keyifli, en eleştirel bölümüydü diyebilirim. Yıllar sonra filmim büyük ekranda karşımdaydı, beni o yıllara götürdü, belki de kısa film çekmeye devam etmeliydim bilmiyordum ama yazma kısmını tercih etmiş oldum.
Fransız Kültür ve Türkan Saylan Kültür Merkezleri arasında mekik dokumak, İzmir’in insanı pozitive eden ortamında dolaşmak, denize bakmak, yürümek, havasını içimize çekmek hepimize iyi geldi. Çünkü şehrin kendisi pozitif ve iyi hissettiriyor. O yüzden benim için yine dolu dolu geçen güzel bir hafta oldu Konak belediye Başkanı Sema Pekdaş bu sene aday olamasa da bizi tüm samimiyetiyle ağırladı, şans ve devam etme gücü diledi. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Tabii festivalde emeği geçen herkese de ayrıca teşekkürler.