Genç sanatçılara verdiği destekle bilinen duayen oyuncu Erkan Can’ın bu kez yolu ‘Kafalar Karışık’ ekibiyle kesişti. Can “ Gençlerle çalışmak bana iyi geliyor. Gençleri anlamaya çalışmazsak, olmaz yapamayız. Alzheimer’a bağlarız yani. Devreleri açık tutmak lazım bu benim şahsi fikrim” dedi.
Sosyal medyada fenomen olan Atakan, Bilal ve Fatih’ten oluşan ‘Kafalar’ ekibiyle bir araya gelen Can, “Kafalar Karışık filminde canlandırdığım karakteri anlatamam. Çünkü sürprizi kaçar” diyor. Uniq Hall’da gerçekleşen galada sorularımızı yanıtlayan usta oyuncu Erkan Can’a filmi izleyince hak verdim. Hani derler ya anlatılmaz yaşanır. O türden bir film olmuş. Herkesin emeğine sağlık. Çok beğendim. Şiddetle Cinedergi okuyucularına da tavsiye ederim.
Maşallah Erkan Bey, yıllar geçiyor siz hiç değişmiyorsunuz?
Yok yok yaşlandım artık. 1 Kasım’da 60 yaşıma girdim. 59 Chevrolet gibiyim (Gülüyor). Tabii eskisi gibi değil insan daha çabuk yoruluyor. Ama çekimler, söz konusu sinema ve tiyatro olduğunda onlar için sakladığım bir enerjim var. Ekonomik harcıyoruz artık. Tiyatroda da Yıldız Hoca’nın (Kenter) dediği gibi ekonomik oyunculuk iyidir. Gerektiği kadar oynarsın. Zaten fazlasını oynadığın zaman seyirci hemen keşfeder.
Sanat adına yapılan projelerde genç arkadaşlara yıllardır desteğinizi esirgemiyorsunuz. Kafalar Karışık ekibiyle buluşmanız nasıl oldu?
Evet. Yollarımız bir şekilde kesişti. Senaryo geldi çocukları araştırdım, baktım “tamam, oynarım” dedim. Çünkü bu bir elektrik meselesidir. Yani onların auralarının yaydığı gençlik enerjisi hakikaten insana geçiyor. Hayatım boyunca gençlerle takıldım. Küçükken de ağabeylerimle beraber olurdum. Hiç yaşıtlarımla gezmezdim. Ben herkesi dinlerim hep bir şeyler öğrenirim. Çocukluğumdan beri hep telsizim radarım açıktır. Zırt pırt lafa girmem. Her zaman da bunun faydasını görmüşümdür.
Peki bu genç arkadaşlar Atakan, Fatih ve Bilal’in bir araya geldiği ‘Kafalar’ ekibinden neler öğrendiniz?
Bu arkadaşlardan yeni dünya, internet durumlarını daha fazla anlayamaya çalıştım. Biz eskiyiz işte anlamaya çalıştım. Dijital ortamı öğrenmeye çalışıyorum. Gençleri anlamaya çalışmazsak olmaz yapamayız. Alzheimera bağlarız yani. Devreleri açık tutmak lazım bu benim şahsi fikrim.
Rolünüzden bahseder misiniz?
Rolümden bahsedersem olaylar gelişir. (Gülüyor). Kafalar Karışık’ın gerçekten çorap söküğü gibi bir senaryosu var. Anlatırsam sürprizi kaçar. Ancak şu kadar söyleyebilirim. Bu filmin öyküsü kaçmaca kovalamaca, hep bir hareket olan, temposu yüksek bir film. Bunun da seyirciye geçeceğine inanıyorum, izleyici gerçekten bu filmi sevecek. Tabii ki her filmde olduğu gibi aşk var, sevmek var, sevgi var. Aşkı da filmlerden hikayelerden çıkarttığın zaman geriye hiçbir şey kalmaz. Posa kalır yani. (Gülüyor). Çünkü her şeyin başı sevgidir. Bu üç çocuktan bir tanesi bir kızı seviyor “evleneceğim” diyor, ortalık karışıyor.
Sanat hayatınızda kaçıncı yıl?
45 sene oldu. Zaman dediğin nedir ki işte akıp gidiyor.
Bu zaman sizin için nasıl geçti?
Hep tiyatro hep sinema yani anlayacağın hep çalışarak üreterek geçti.
Bu çalışarak ürettiğiniz yıllarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gidişata bakarsak evet o yıllar güzeldi. Şimdi de güzel ama zor daha doğrusu bir başka. Dünya yepyeni bir yere gidiyor. Tabi ki sanatın her alanı da yepyeni yerlere gidiyor. 45 sene içinde bende bu değişimi hep gözlemledim. Eskiden televizyon yoktu sadece tiyatro vardı. Kafalar rahattı daha bir başkaydı. Bu çağda şimdi sinema bambaşka oldu. Beyazperdenin kolları reklam, dijital yani kendine yeni yeni iş alanları açtı sinema.
HERKES TİYATRO YAPSIN
Genel olarak Türk sinemasının son dönemdeki çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok film çekiliyor.
Bu olsun. Güzel olsun. İnsanlar sinemaya gitsin. Bazıları da sinemaya para yatırsın. Örneğin dizilerimiz yurt dışına satılıyor bu iyi bir şey. Bizi tanıyorlar bu sayede. İş buralara gitti artık. Sinema da da öyle iyi bir filmin varsa dünyadaki festivallere katılabiliyorsun. Sınırların dışına çıktık. Olması gereken bir durumdu. Tiyatro da ise bir sürü irili ufaklı tiyatro çıktı. Çok güzel oyunlar var. İnsanlar TV’de gördüğünü sahnede görmek istiyorlar. O yüzden bütün oyuncu arkadaşlarıma tiyatro yapın ekran seyircisini salona çekin diyorum. Bu sayede hayatında hiç tiyatroya gitmemiş bir insan tiyatroya gidiyor TV’deki sevdiği beğendiği oyuncuyu görmek için. İyi bir dönüşüm diyebilirim.