Ekim ayında BLU TV’de yayın hayatına başlayan ve 10 bölüm olması planlanan Bartu Ben adlı dizinin senaristi oyuncu ve solist kimliği ile çok sayıda hayrana sahip Bartu Küçükçağlayan, yönetmeni ise filmleri ile dünya ölçeğinde ödüllere sahip olan Tolga Karaçelik. Dizinin oyuncu kadrosunda Bartu Küçükçağlayan (Bartu), Nazlı Bulum (Gizmo), Müfit Kayacan (Dayı), Yener Özer (Erdi), Okan Urun (Mercimek), Sezin Bozacı (Şermin) ve Cem Zeynel Kılıç (Kapıcı Şaban) yer alıyor. Dizi tanıtımında yer aldığı üzere “bir az ünlünün az daha ünlü olma hikâyesi”ni kendi üslubuyla anlatıyor ve dizi seven ancak gerek uzunluğu gerekse birbirinin neredeyse aynı hikâyeleri yüzünden yerli dizilerden uzak duran izleyici kitlesi için iyi bir alternatif olacağa benziyor.
Dizinin hikâyesi bol reytingli dizilerde, sinema filmlerinde oynamış, ciddi miktarda para kazanmış ancak bunları yediği için parasız kalmış, dizilerde oynamaktan bıkmış ve varoluşsal bir sorgu sürecine girmiş Bartu’nun yaşamını merkeze alıyor. Bu süreçte karşısına oyuncu olmak isteyen kuzeni Gizmo ve uzun zamandır görmediği dayısının da çıkmış olması işin tuzu biberi oluyor ve Bartu’nun hayatı daha da karışıyor. Dizide Bartu kadar diğer karakterlerinde nevi şahsına münhasır tipler olmasını dizinin komedi yanının güçlü olacağına ilişkin ipucu olarak değerlendirebiliriz.
DİZİ DÜNYASININ ÇARKLI YÜZLERİ
Dizinin ilk bölümü çok tanıdık bir sesle, whatsapp yazışma sesiyle başlıyor. İnsan bedeninin bir uzantısı, uzvu haline gelen akıllı telefonlar burada da başrol olarak karşımıza çıkıyor. Bir dönem dizisinin deneme çekimlerinde olan Bartu’nun kendini tanıtma ve role girme çabası sürerken kaydı alanlar sürekli yazışıyorlar. Bu seçim esnasında dizi sektöründe oyuncu seçim sürecinde yaşananlar ve daha sonrasında Bartu’nun menajeri ile olan diyaloğuyla sektörün durumu, olanlar ve olması beklenenler ve Bartu’nun bu beklentilere ve dolayısıyla gelen işlere bakışı ve aykırı yanları ekrana taşınır. Dizi birçok diziye yaptığı göndermelerle postmodern özellikler taşıyan bir anlatım sergiler diyebiliriz. Ve aslında içerden bir gözle sektöre ilişkin eleştirel bir dilde kullanır.
Bartu her şeyden önce para kazanmak zorunda olduğu için biraz daha göz önünde olmaya istemese de ikna olur ve kendine bir twitter hesabı açar. Dizi aynı zamanda gerçek hayata, sosyal medya kullanımına, internetteki yeni formatlara, you tube kanallarına da göndermeler yapar. Mesela bir sahnede barda Bartu ve arkadaşları sıkılmış halde otururken fotoğraf/video çekmek isteyen bir kadının gelmesiyle çok eğleniyormuş pozu verirler, sonrasında Bartu’nun cenaze evinde helvanın yanına dondurma istediğine ilişkin yaptığı twitter paylaşımı menajerini gördüğü ilgi nedeniyle keyiflendirir. Bartu’nun rezil olduğunu düşünmesine neden olan videolar 1.5 milyon kişi tarafından izlendiği için menajeri yine memnundur durumdan. Zira yaygın olan görüş reklamın iyisinin kötüsünün olmayacağıdır. Önemli olan popüler olmaktır. Popülerlik Bartu’ya iş dolayısıyla para getirecektir.
Bartu Ben ülkemizde ender rastlanır tarzı, eleştirel dili, komedi unsurları içermesi, ideal, izleyici boğmayan süresi, kendine has karakterleri ile izleyiciye keyifli bir seyir sağlayacak görünüyor.
Nergiz KARADAŞ
