Bu hafta vizyona giren Adalet 2 – The Equalizer 2, Denzel Washington’un kariyerindeki ilk devam filmi. Washington intikamcı McCall karakteriyle yine çetelere, katillere ve CIA ajanlarına kan kusturuyor…

Clint Eastwood’un Kirli Harry karakteri sinemada bir külttür. Haydutları kendi kurallarına göre cezalandıran faşist bir kanun adamının hikayesi o dönemlerde çok tutulmuştu. Aynı zamanda tartışma da yaratmıştı Kirli Harry’nin acımasız katliamları. Eastwood bu dizi yüzünden üstüne yapışan şiddet adamı, faşizan eğilim atmosferini bozmak için bambaşka bir yönetmenlik dönemi geçirdi. Hollywood’un bu tür kanunsuz kanun adamlarının veya intikamcılarının gişesi çoktur. Aynı Clint Eastwood gibi Charles Bronson da faşist polis rolüyle ünlenmiştir. Ama bu 1970 – 80 döneminde yaşanan faşist polis akımı demin dediğimiz gibi kamuoyu tarafından çok da tartışılırdı. Yani toplumun bu tür filmlere karşı sağlıklı bir tepkisi de vardı. Yıllar geçtikçe çürüyen Batı medeniyeti ve ABD’nin dünyanın patronu benim, ben kime işaret edersem o kötüdür, benim yaptığım her uygulama da ne kadar acımasız olursa olsun haklıdır tavrı Amerikan kamuoyunu da zedelemiştir. Amerikan toplumu kendi iktidarları tarafından faşist dürtülere esir edilmiş ve acımasızlık, işkence belli şartlar altında kabul edilebilir bir kavram olarak insanlara sunulmuştur. Sinema ise ABD iktidarlarının ve şovenist kültürünün en önemli silahıdır. 2000’lerden itibaren Hollywood tarafından hedef alınan Müslüman coğrafyası, haksız savaşlarla, toplama kamplarıyla, soykırımla diz çöktürülmüş ve 2010’lardan sonra kötücül hedefleştirme inandırıcılığını kaybetmiştir Hollywood’ta. Putin sayesinde tekrar Amerikan filmlerinde Rus kötüleri görmeye başlamışızdır. Bütün silah kaçakçıları, kadın pazarlayanlar ve tabii uyuşturucu baronları her filmde Rus oligarklar olarak karşımıza çıkar. Bu hafta vizyona giren Adalet 2 serisinin 2014’te çıkan ilk filminde de intikamcı McCall karakteri Rus mafyasıyla hesaplaşıyordu. Bu yıl seyrettiğim birkaç filmde ve birçok dizi de ise biz Türkler ile uğraşmaya başladığını görüyoruz Hollywood’un. Adalet 2- The Equalizer 2 başlangıç bölümü Türkiye’de geçmekte. Robert McCall’ı canlandıran Denzel Washington bir Türk treninde hacı kıyafeti giymiş ve “av”a çıkmıştır. Yemek bölümüne giden McCall görevliden sıcak su ister, görevli ise servislerinin kapandığını söyler. Bir masada oturan haydut kılıklı dört adamdan biri iyilik yapar ve görevliye sıcak suyu bu garip Amerikalıya vermesini söyler. Görevli istemeyerek de olsa suyu verir. Sonra Türk olan masadaki adam kalkar ve McCall ile sohbet etmeye başlar. Aralarındaki konuşmadan anlarız ki adam ABD’deki eşinden ayrılmış ve kızını da Türkiye’ye kaçırmıştır. Bizim McCall bu adamın babalıktan nasibini almadığına karar verip sadece kadına acı çektirmek için çocuğu kaçırdığını iddia edip adamı da haydut görünümlü üç arkadaşını da öldürüp, çocuğu alıp ABD’ye döner. Bu olayın aslında filmin ana konusuyla da hiç bir ilgisi yoktur. 2014’teki ilk bölümün sonunda McCall kötülerle savaşmaya karar vermiş ve hayatını bu ideal üzerine kurmuştu, film de öylece bitmişti. İkinci filmin başında McCall’un kötülerle savaşımını verdiğini göstermek üzere yapımcılar filmin haydutları olarak biz Türkler’i seçmiş. Üstelik bence iyice ikiyüzlü bir tavır sergileyerek McCall’u dini bütün sahte bir “hacı” kimliğine sokmuşlar. Yani kafalarınca Türkler ile Müslümanlar arasında bir çizgi çekmişler. İşte Amerikan filmlerinin yaptığı budur. Gizliden gizliye sizin bilincinizle oynamaya çalışırlar. Bu filmin çirkin tarafını açık ettikten sonra öykünün nasıl işlendiğine bakarsak yönetmen Antoine Fuqua ilk filmi de yöneten isimdi. Aksiyon filmlerinde başarılı olan yönetmenin bu türü sevenler için iyi bir çalışma çıkardığını söyleyebiliriz. Denzel Washington da rolüne uymuş. Zaten bence iyi karakterler yerine kötücül olmayı daha fazla becerebilen bir tipe sahip. Filme gideceklere iyi seyirler dilerken, bundan sonra Hollywood Türkler için nasıl kötü karakterler yaratacak ona bakacağız.

 

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: The Equalizer 2

Yönetmen: Antoine Fuqua

Senarist: Richard Wenk

Oynayanlar: Denzel Washington, Pedro Pascal, Ashton Sanders, Bill Pullman

Yapım: 2018, ABD, 121 Dak.

 

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.