Şeytan Kapısı – Devil’s Gate dünyayı fethetmek için uğraşan uzaylıların macerasını perdeye taşıyor. Her ne kadar korku türünün klişelerini de kullansa bilimkurgu severleri tatmin edecek bir yapım…

Hollywood’un değışmez konusudur dünyayı istila eden uzaylılar meselesi. Bu olgunun gerçekliği üzerine hiç bir kanıt bulunmasa da insanlar nesiller boyu bu olayın kanıtlarının ortaya çıkmasını bekler. Sinema da açıkçası bir asıra yakın süredir bu beklentiyi artıracak öyküleri perdeye taşıdı. Bunun en ünlü örneği Orson Welles’in 1938 yılında yaptığı yayındır. HG. Wells’in romanı Dünyalar Savaşı’nı bir radyo tiyatrosu olarak sunan Welles yüzünden Amerikalılar bir çılgınlığa tutulmuş, Marslılar’ın dünyayı istila etmeye başladığını sanmışlardır. Kimi ellerindeki tüfeklerle uzaylı avına çıkmış, kimi arabalarıyla şehirlerden kırsala akın etmiştir. Bütün otobanlar kilitlenmiş, kiliselerde ayinler düzenlenmiştir. Bu kargaşa yüzünden emniyet kuvvetleri ve ordu radyoyu basmış, her 15 dakikada bir “Bu bir radyo tiyatrosudur, gerçek değildir” diye anons geçilmiş ama insanları inandırmak mümkün olmamıştır. Hatta bu toplu histeriye Hitler bile tepkisiz kalmamış ve “Güya imkanlar ülkesi ABD Marslılar’ı da kendi topraklarına indirdiler” diye dalgasını geçmiştir. Tarihteki tek toplu histeriye sebep olan uzaylı vakası bu da değildir. Ünlü 51. Bölge’de hala ününü devam ettiren başka bir uzaylı fenomenidir. 1950’li yıllarda Roswell kasabasına yakın bir yerde uzaylı bir cisim düşmüştür. ABD hükümeti bunun bir meteor olduğunu açıklar ama kasabalılar düşen şeyin kesinlikle bir meteor olmadığını iddia ederler. Üstelik iddiaya göre düşen meteorun bütün parçaları 51. Bölgeye götürülüp asla kamuoyuyla paylaşılmaz. 51. Bölge filmi, Independence Day filminden The X-Files gibi ünlü dizilere kadar sinemaya konu olmuştur bu gizemli yer. İşte durum böyleyken yepyeni uzaylı istilası filmlerinin ortaya çıkması da sürpriz değil tabii. Bu hafta vizyona giren Şeytan Kapısı ismiyle bir korku filmi beklentisi yaratsa da aslında başarılı sayılabilecek bir bilimkurgu. Konusunu kısaca özetleyim, Şeytan Kapısı, kaybolan anne ve oğlunu bulmaya çalışan bir ajan ve şerifin hikayesini anlatıyor. Bir anne ve oğlu Kuzey Dokato’da küçük bir kasaba olan Şeytan Geçiti’nde ortadan kaybolur. Anne ve oğul adeta sırra kadem basar. Tüm kasaba alt üst edilmiş fakat kimse onlardan bir iz bulamamıştır. Bu gizemli davaya atanan FBI ajanı Daria Francis araştırma yapmak için kasabaya gider. Tüm gözler kadının kocasının üzerindedir. Herkes kayboluşun tek şüphelisi olarak onu görür. Fakat kasabanın şerifi kadının kocasının biraz garip de olsa iyi bir insan olduğunu ve asla cinayete karışmayacağını söyler ajan Daria şerifin bu ısrarından rahatsız olup kendi gözleriyle kocayı görmek ister. Şerif yardımcısı ile beraber kaybolan anne oğulun evine giderler. Eve gittiklerinde bütün kapıların, camların tahtalarla kapatılmış olduğu ve tuzaklar kurulduğunu görürler. Daria artık emindir koca eşini ve çocuğunu öldürmüştür. Zar zor olsa da kocayı göz altına alırlar ve kasabaya götürmek için arabaya binerler. Fakat araba çalışmamaktadır, telefonlarınında kesik olduğunu görürler. Bir şeyler ters gitmektedir. Sonunda bir yıldırım fırtınası başlar grup tekrar eve kaçmak zorunda kalırlar. Çünkü yere düşen bu yıldırımlar garip gölgeleri toprağa taşımaktadır. Filmin bundan sonrası sürprizli ve gerilimi bol sahnelerle devam eder. Yönetmen Clay Staub’un ilk uzun metraj filmi Şeytan Geçidi. 300 Spartalı ve Thing gibi filmlerde yönetmen yardımcılığı yapan Staub bu filmin hem senaryosunu hem de yönetmenliğini üstlenmiş. Biraz ham bir yönetmenlik olsa da gelecekte iyi işler çıkaracağına inandığım bir isim oldu Clay Staub. Oyuncu kadrosuna gelince daha çok televizyon yıldızlarından oluşmuş bir kadro söz konusu ama filmin büyüsünü bozacak, çok kötü bir performans görmedim. Yani oyunculuklar da idare eder. Birçok kalitesiz film içinde Şeytan Geçidi izleyici için iyi bir alternatif…

 

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: Devil’s Gate

Yönetmen: Clay Staub

Senarist Clay Staub

Oynayanlar: Amanda Schull, Milo Ventimiglia, Shawn Ashmore

Yapım: 2017, Kanada, ABD, 94 Dak.

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.