Bugün herkes sandık başına gidecek. Biz biraz işin sinema tarafına bakalım dedik. İşte size seçimleri konu edinen en iyi 10 politik film…
Sinema hayatın yansıması, neredeyse artık herkes genel kültürünü seyrettiği filmlere dayandırıyor. Hayatımızda önemli olan herşey sinemanın süzgecinden geçip bize aktarılıyor. Böyle olunca tabii ki politika sinemanın vazgeçilmez konu başlıklarından biri oluyor. Komediden aksiyona, gerilimden bilimkurguya aklınıza gelebilecek her tür politik filmler yapıldı ve yapılacak sinemada. Biz bugünün özelinde seçim filmlerinin en iyi örneklerini size aktaralım dedik. Kim bilir belki seçim sonuçlarını beklerken size önerdiğimiz filmleri seyredip yaşananlara farklı bir bakış açısıyla bakabilirsiniz… İşte size önereceğimiz 10 seçim filmi…
The Candidate (1972)
Kaliforniyalı avukat Bill McKay, sıradan insanların hakları için uğraşan bir hukuk adamıdır. Karizması ve yeteneği bölgenin Demokrat Parti ekibince fark edilir ve bölgeden senato adayı olması için teklif götürülür. Israrlar karşısında McKay teklifi kabul eder üstelik yolunu kendi bildiği yöntemlerle, kendi prensipleriyle çizecektir. Ama bir kez yarışa ve rekabete girince işin renginin ne kadar değişeceğini tahmin bile edemez. Yönetmenliğini Michael Ritchie’nin senaristliğini ise Jeremy Larner’ın üstlendiği filmin başrolünde Robert Redford var.
State of the Union (1948)
Frank Capra’nın gerçek bir olaydan yola çıkarak yaptığı film zengin bir sanayicinin Cumhuriyetçiler tarafından ikna edilip başkan adayı olmasını ve işler ilerledikçe karşılaştığı çirkinlikleri perdeye taşıyor. Frank Capra filminde Katherine Hepburn, Spencer Tracy ve Angela Lansbury’i başrolde oynatıyor. 2. Dünya Savaşı sonrası çekilen film Capra’ya yöneltilen hükümetle içli dışlı olduğu yönündeki eleştirilere de bir cevap olarak düşünülebilir.
Mr. Smith Goes to Washington
Amerikan hükümetinin bir bölgesinin senatörlüğünü yürüten Sam Foley ölmüştür. Hükümet görevlisi Hubert Hopper’ın ölen Foley’den kalan görev için yeni bir atama yapması gerekmektedir. Patronu Jim Taylor, kendi istediği adamı seçmesini isterken, komite yetkilileri reformcu bir adayın seçilmesini talep etmektedirler. Seçim yapma konusunda kararsız kalan Hopper sonuç olarak iki sebepten ötürü Smith’i seçer: Smith, güvenilir imajıyla halkı memnun edecek, diğer yandan ise yumuşakbaşlı kişiliği sayesinde de kendi amaçlarını uygulatması açısından zorluk çıkarmayacaktır. Ancak işler beklendiği gibi gitmez. Usta yönetmen Frank Capra imzalı olan film Akademi Ödülleri’nde ‘En İyi Senaryo’ Oscar’ını kazanmıştır.
Bulworth (1998)
Senatör Jay Bulworth, politik olarak döneme ayak uyduramamaktadır. Siyaset alanında da temiz bir geçmişi olmadığını kabul eden Bulworth, yeni seçim kampanyası dönemine son derece karamsar bir ruh haliyle başlar. İntihara meyilli olan Bulworth, hiçbir şeyi kaybetmeyi önemsemeyecek durumdadır. Bu nedenle oy istediği halk karşısında o kusursuz propagandalarından birini yapmayacaktır. Bu dili terk edip yeni bir yolun peşine düşecektir…
Zirveye Giden Yol – The Ides of March (2011)
Ohio eyaletinde seçim kampanyaları oldukça çekişmeli geçmektedir ve başkanlık adayları mücadelede son aşamaya gelmişlerdir. Başkan Mike Morris ‘in kampanya basın sözcüsü olan Stephen Myers Morris’e sadık biçimde var gücüyle çalışırken, birden politik bir skandalın içene doğru çekildiğini fark eder. Şimdi karar verme sırası ondadır… George Clooney, Ryan Gosling, Philip Seymour Hoffman, Paul Giamatti, Evan Rachel Wood gibi muhteşem bir kadroya sahip film.
Oyun – Recount (2008)
Dünyanın kaderi 2000 yılında yapılan Amerikan başkanlık seçimlerinde değişti. Florida eyaletinde sayılmayan oylar Al Gore’un kaybetmesine neden olurken, Amerika en çok tartışılan başkanlarından birini seçmiş oldu: George W.Bush! İki Oscar Ödülü sahibi Kevin Spacey ve Oscar adayı Tom Wilkinson’ın başrollerini paylaştığı filmde demokrasi için her oyun ne kadar değerli olduğunu göreceksiniz.
Kirli Yarış – Primary Colors (1998)
Yönetici Jack Stanton kendisini bir seçim yarışının ortasında bulur. Demokrat politikacı, kendi partisinin başkan adayı olarak sıçrama yapmak amacındadır. Bütün hayatını bu amacı etrafında düzenleyen politikacının özel hayatında karısı Susan’a ayıracak vakti kalmamıştır. Susan ise sekteye uğrayan evlilik hayatlarına rağmen eşinin yanında durmakta ve ona destek vermektedir. Jack Stanton’ın hem kendiyle hem de çevresindekilerle olacak yarışı başlamak üzeredir.
Milk (2008)
1977’de Harvey Milk, San Francisco Şehir Meclisi’ne seçilerek Amerika’da eşcinselliğini saklamadan bir devlet kadrosunda üst düzey yöneticiliğe seçilen ilk kişi olmuştur. Zaferi, sadece eşcinsel hakları adına önemli değildir. Yaşlı vatandaşlardan sendikalı işçilere kadar herkes için, Harvey Milk bir uğurda savaşmanın anlamını değiştiren, 1978’de ölümüne kadar da tüm Amerikalıların kahramanı haline gelen biri oldu. Sean Penn’e ikinci Oscar’ını kazandıran film, aynı zamanda en özgün senaryo ödülünü de kazandı.
Beyefendi – The Distinguished Gentleman (1992)
Film yaşamını yitiren bir meclis üyesinin adını kullanarak seçimlere katılan bir dolandırıcının maceralarına odaklanıyor. Toplumun politik bilinçsizliği ve siyaset dünyasının yozlaşmış iç yapısı üzerine bir eleştiri niteliği taşıyan film, çekildikten dokuz yıl sonra Amerika’daki Politik Filmler Derneği tarafından özel bir ödüle layık görülmüştü.
Oyum kime? – Swing Vote (2008)
Bud Johnson, hayatla ilgili pek bir beklentisi kalmamış, bütün duyarlılığını ve sevgisini kaybetmiş; tek değer verdiği kişi olan kızı Molly’le birlikte bir hayat sürmektedir. Bir şekilde işlerin ters gitmesi sonucu Amerikan Başkanı’nın kim olduğunu belirleyecek oyun sahibinin Bud Johnson olduğu anlaşılır. Demokrat Parti’nin başkanı Donald Greenleaf ve Cumhuriyetçi Parti’nin başkanı aynı zamanda ABD Başkanı olan Andrew Boone, Bud’ı taraflarına çekmek için birbirinden ilginç ve komik yollara başvururlarken, ülkenin kaderinin bu duyarsız adamın ellerinde olması işleri iyice karıştırır.