50 civarı Marvel filmi var sinema tarihinde. Son 10 yılda özellikle de Y kuşağının dikkatini çekmeyi başarmış olan söz konusu filmler, çizgi romana ilgiyi yeniden alevlendirdi denebilir. Her ne kadar ilk filmin çizgisine yaklaşamamış olsa da son Marvel filmi “Deadpool 2”, keyifli bir izlence sunuyor.
Deadpool, bir yandan kahramanlık işlerini sürdürürken bir yandan da gündelik hayatını devam etmektedir. Keyfi yerinde olan Deadpool’un hayatı kendisinin sebep olduğu bir durum sonucu kız arkadaşı Vanessa’nın ölmesiyle alt üst olur. X-Men’le işbirliği yaptığı bir görev sonrası suçlanarak mutantların tutulduğu bir hapishaneye atılır ve burada başının belası olacak Russell adlı bir çocukla tanışır. Çocukla sıkı bir bağ kuran Deadpol, Russell’i öldürmek için gelecekten gelen Cable ile mücadeleye girmek zorunda kalır. Ryan Reynolds, Josh Brolin, Zazie Beetz, Morena Baccarin ve Julian Dennison’ın oynadığı filmin yönetmeni David Leitch.
Belki de beklentimiz yüksek olduğu için kendi adıma ilk filme nazaran daha az keyif aldığımı belirtmeliyim “Deadpool 2” için. Bunun birçok sebebi olabilir ama genel olarak baktığımda önce kafası karışık, standart ve yeniliğe kendini kapatmış bir senaryo, ikinci olarak da işinin pek de ehli olmayan bir yönetmen görüyorum. 80’den fazla aksiyon filminde dublör olarak çalışmış, John Wick’de ‘co-pilot’ yönetmenlik, “Atomic Blonde”da yönetmenlik yapmış David Leitch’in bu filmi çekmesi için belki de 3-5 sağlam film yönetmiş olması gerekirdi diye düşünüyorum. İlk filmi yazan Rhett Reese ve Paul Wernick’e bu filmde Ryan Ryan Reynolds da kalemiyle destek atmaya çalışmış ama bu destek işlerin arapsaçına dönmesine de yardım etmiş gibi gözüküyor. Filmde Deadpool’un da yakındığı üzere senaristler (ki kendisi de dahil) tembellik yapmış. “Terminatör”, “Looper”, “Ghost” gibi bazı filmlerin temel hikaye çatılarını harmanlayarak esinlenilmiş bu tembel ve tahmin edilebilir senaryo açıkçası beni pek kesmedi. Bunda da bolca espri işittik ancak ilk filmdeki tat, kalite yok maalesef. Senaristlerin zaman zaman Monty-Python tarzına özenmeleri işi iyice zorlaştırıyor. Esprilerin çoğu da laf kalabalığı arasında kaçıyor, takibi zorlaşıyor. Tamam, anladık, süper kahraman filmleriyle dalga geçen bir süper kahraman izliyoruz ama senaryoyu alıp götürecek yan hikayeler yakalayamayınca zevzeklikle paça kurtulmuyor ne yazık ki.
Filmin en büyük artısı daha geçenlerde ağzımızın suyu aka aka izlediğimiz Thanos karakteriyle gündeme gelen Josh Brolin’i yeniden görmekti belki de. Bir de Domino karakterine can veren Zazie Beetz ile tanışmak… Birkaç yıl önce oyunculuk kariyerine başlayan Beetz’i sık sık beyazperdede görmek isteriz.
İlkinin bir tık altında kalan Deadpool 2, eğer devamı gelecekse serinin en kötü halkası olur. 3. sünün ilkinden de iyi olmasını umut ediyorum. Bu arada ben mi yanılıyorum yoksa Stan Lee bu filmde gerçekten de yüzünü göstermedi mi?