Bu ay Vahşiler-Hostiles ve Entebbe’de 7 Gün-7 Days in Entebbe ile sinemalarımıza konuk olacak Rosemund Pike hiç de alışık olmadığımız bir aktrist. Oxford’ta okumuş, Almanca, Fransızca bilen, çello çalan dörtdörtlük bir hatun…

Rosemund Pike daha ilk filmiyle gönüllerde that kurdu. James Bond’un güzellerinden olarak mesleğe adım atan Pike, Die Another Day filmiyle o kadar başarılı oldu ki 2002 yılında Empire’ın En İyi İlk Oyunculuk ödülünü aldı. Bond kızı olarak karşısında Halle Barry vardı. Barry ile aralarında 12 yaş olmasına rağmen doğal olgunluğuyla hiç de altta kalmadı. Doom, Johnny English Reborn, Wrath Of The Titans gibi büyük bütçeli Hollywood filmlerinde başarıyla oynarken bağımsız yapımlarında aranan yıldızı oldu. An Education, Made in Dagenham ve Barney’s Version gibi muhteşem filmlerde bizi kendine aşık etti. Şu an 35 yaşında olan Pike öyle bir çizgi dışı güzelliğe sahip ki hem olgun kadın rollerini hem de çıtır güzel kız kimliğini üstünde başarıyla taşıyabiliyor. Bunun en büyük kanıtı da Barneys Version’da canlandırdığı karakterin gençliğini ve yaşlılığını canlandırırken sergilediği performanstı. Böyle isimlerle karşılaştığımızda bazı kadınların mükemmelliği aklımızı başımızdan alıyor. Pike’ın birçok üstün özelliği var. Aileden sanatçı güzel oyuncu. Annesi çellist, babası opera sanatçısı. Pike’ın küçüklüğü anne babasının meslekleri yüzünden Avrupa’da gezerek geçmiş. Almanca ve Fransızca biliyor. Çello ve piyano çalıyor. Bütün bunların üzerine Oxford’ta okumuş. Okuldaki arkadaşı ise Chelsea Clinton. Özel hayatını insanların gözü önünde yaşamaktan nefret ettiğini söyleyen Pike 5 yaşında bir oğula sahip. Jack Reacher’in çekimlerini bitirdiğinde dört aylık hamileydi. Doğumdan hemen sonra ise Martin Freeman ve komedyen Simon Pegg ile başrolünü paylaşacağı The World’s End filminin çekti. 2014’te Along Way Down, Hector and the Search for Happiness, What We Did on Our Holiday ve Gone Girl ile sinemaseverlerin karşısına çıktı. Bu ay ise Vahşiler-Hostiles ve Entebbe’de 7 Gün-7 Days in Entebbe ile sinemalarımıza konuk olacak. Yani Rosemund Pike’a durmak yok…

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.