Birinci film Bordo Bereliler: Suriye PKK’nın en kanlı saldırılarından biri olan Çukurca saldırısını merkezine alıyordu. Şu an vizyona girecek olan ikinci film Bordo Bereliler:Afrin ise Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekatı’nın sürdüğü şu günlerde seyirci üzerinde daha büyük etkiye sebep olacak gibi gözüküyor. Borde Bereliler Afrin’in yönetmeni Erhan Baytimur ile 23 Mart’ta vizyona girecek film hakkında keyifli bir söyleşi yaptık.

TUZ GOLU-09 TATBIKATI, SEREFLIKOCHISAR K.K. TATBIKAT MERKEZINDE BASLADI. TATBIKATA OZEL BIRLIKLERDE KATILDI. (ANADOLU AJANSI – ZEKERIYA ALBAYRAK) (20090511)

İlk filmin ardından, Bordo Bereliler Afrin’in oluşum sürecinden bahsedersek.

Geçen yılın Ocak ayında Borda Bereliler Suriye’yi çektik ve 7 Nisan’da vizyona girdi. Sonrasında çok fazla talepler almaya başladık. Bu doğrultuda bir şey daha yapalım dedik ve Haziran Temmuz ayları gibi de Bordo Bereliler Afrin’in senaryosuna başladık. Senaryo Eylül gibi bitti ve biz Ocak başında çekimlere başladık. Çekimlerin ilk haftasını tamamlamıştık ki o sırada Afrin’e yönelik Zeytin Dalı operasyonu gerçekleşti. Şimdi çekimlerimiz ve post productionımız bitti ve 23 Martta yayınımız var.

Afrin Harekatının başlaması senaryonuzda değişiklik yapmanıza neden oldu mu?

Hikayemiz, Afrinde başlayan oradan Doğu Anadolu ve İnegöl’e gelen bir hikayeydi. Afrin operasyonu gerçekleşince de hikayeyi kesinlikle bozmadan, sadece Afrin’deki olayları daha gerçekçi hala getirdiğimiz ufak değişiklikler yaptık.

Ülkece geçirdiğimiz bu zor zamanlarda filmin seyirciye asıl aktarmak istediği, sorgulatmak istediği noktalar neler oldu?

Bu operasyonu savaş olarak nitelendirenler var ki ben öyle görmüyorum. Bu gerekli bir savunmaydı aslında. Sınırımız tehdit altındaydı ve Türkiye olarak kendi güvenliğimizi sağlamamız gerekiyordu. Bir sürü oyunlar, tahrikler, dış etkenler var. Bu oyunlara cevap verebilmemiz için hepimizin birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Filmde başlangıç ve ana hikaye olarak bunu vermek istiyoruz. Biz savaşı değil tam tersi barışı sağlamak için varız. Onun için gittik ve onun için çalışıyoruz. Bunun yanında bu hikayemizde farklı bir şey yaparak TİM’in içerisine TİM ile hareket eden bir terörist yerleştirdik. Bunun asıl nedeni de teröriste bir empati yaptırmaya çalışarak yaptıkları kötülük ve zulümlerin geride bıraktıkları sonuçları görmesi amaçlandı ve o terörist ekibin içinde tüm bunları görmeye başladı.İyi mi kötü mü sonuçlandı onu da filmin sonunda görüyoruz zaten. Bizim için kendimizi anlatmaktansa karşı taraftaki birisinin empati kurması ve olayları bizim açımızdan görmeye çalışmasını anlatmak daha önemliydi.

Özel Kuvvetler Komutanlığı ya da halk arasındaki adıyla Bordo Bereliler, savaşın içinde yaşamaya aslında bizi yaşatmaya çalışan asıl kişiler. Gerçekten çok zorlu eğitimlerden geçerek ülkelerini savunan bu kişilerin psikolojilerini korumaları ise ayrı bir zorluk. Karakterlerin savaş ortamındaki psikolojik çıkmazlarını filme aktarırken kaynaklarınız neler oldu?

Geçen seneden tecrübelerimiz ve benim 4-5 senelik tecrübelerimden ötürü aslında bordo berelileri, onların psikolojilerini çok iyi biliyorum. Çekimler başlamadan emekli bordo bereli danışmanlarımızla çalıştık. Sette de bir tane bordo bereli danışmanımız hep durdu. Danışmanımızla birlikte senaryodaki operasyonları mekana göre tekrar düzenleyip bütün çekimleri öyle yaptık. Bu sabah bir haber dinledim ve çok etkilendim. Polis özel harekatından Afrin’ e gitmek için o kadar çok gönüllü başvuru olmuş ki, mecburen kura çekerek seçim yapılmış. Bizim güvenliğimizi sağlayan bu insanların yaptığı meslekler gerçekten kutsal. Hiçbir mesleği bir askerlikte karşılaştıramayız. O insanlar bizim için kendi canlarını feda etmeye hazırlar.

Aslında savaş filmlerinin savaşı bir oyunmuş gibi gösterdiğini, ölüm olgusunu normalleştirdiğini söyleyen bir kitle var. Sizin bu konu hakkında düşünceleriniz neler?

Hollywood filmlerinde normalleştirdiğini düşünebiliriz fakat bu filmde normalleşemez. Bizim hikayemizde bir karakterin hayatta kalmasını sağlamak için kendi hayatını feda edebilecek karakterler vardı ve feda da ettiler zaten.

İlk filmden farklı olarak bu filmden beklentiniz ne?

Bu filmden beklentimiz daha yüksek. İlk filmde çok hızlı başladık ve ön hazırlığımız tam oturmamıştı, bazı eksiklerimiz vardı ama bu filmde eksiklerimizi halledebildik, daha iyi hazırlandık ve o şekilde başladık. Beklentimiz bu askerlerin yaşantılarını, birbiriyle olan dostluklarını, arkalarında bıraktıkları acılarını, hüzünlerini, sevinçlerini, tüm bunları başka insanlara aktarmak. Bir de dediğim gibi, herkesin birlik ve beraberlik içinde olmasını hedefliyoruz.

Çekimler boyunca sıkıntı yaşadığınız mekanlar ya da durumlar oldu mu?

Çekimler Bursa’da gerçekleşti. İnanılmaz güzel tepkiler aldık, sağolsunlar bize çok destek oldular. Çekimler esnasında halktan insanlar gelip ben de asker olmak istiyorum, ben de yardım etmek istiyorum dediler ve biz gerçekten asker bir toplumuz onu anladım.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu projemiz Genelkurmaydan, Milli Savunma Bakanlığından izinlidir. Senaryomuzu okuyup bize istediğimiz tüm destekleri verdiler. Başbakanlık ve Cumhurbaşkalığı korumasındaki yüzdeyüz yerli silahları sağladılar. Makine Kimya da bize gerçek atış yapan ama zararı olmayan mermiler yaptı. O yüzden onlara teşekkür etmek isterim.

Ezgi Tanır
1994 yılında istanbulda doğdu. Kadirhas Üniversitesi radyo televizyon teknolojileri dalında önlisans yaptı. Ardından Ege Üniversitesi Gazetecilik bölümünde lisansını tamamladı. 2017 yılında lisans eğitimini bitirip istanbul moda akademisinde styling eğitimi aldı ve sonrasında lofficiel dergisinde moda editörü asistanlığı yaptı. 2008 yılında Star gazetesinde 2017 yılında da marie claire dergisinde çalıştı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.