Youtube’da neredeyse 4 milyon takipçileri olan, videoları totalde 2 milyar izlenen, yaptıkları işi çok seven, her videoları için heyecanlanan ve birlikte çok eğlenen bir ekip olan ohadiyorum kanalı üyeleri Fırat Sobutay, Melih Abuaf ve Alper Rende ile yeni filmleri Oha Diyorum hakkında oldukça keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
OHA Diyorum ekibiyle enerjinin ve kahkahaların hiç bitmediği bir söyleşi gerçekleştirdik. Filmilmin vizyona girmesi sebebiyle heyecandan yerlerinde duramıyorlardı. Sürekli “ne yapsak, hangi salonda izlesek, bakalım insanlar ne tepkiler veriyorlar, yorumlar ne” diye konuşup duruyorlardı. Gerçekten söyledikleri gibi şu aralar odak noktaları bu filmdi. Filmle, hayatlarıyla ve işleriyle ilgili tüm detayları öğrendiğimiz bu söyleşi için Sizlere keyifli okumalar..
Öncelikle Youtube’dan bahsedersek. Kanalınızın ortaya çıkışı nasıl oldu?
Melih: Mediakraft ismindeki şirketimizi; Ersan Özer, ben , Levent Gültan ve bir alman şirketiyle beraber 2013 yılı sonunda kurduk. 2014 haziran ayından itibaren de Youtube’a özel prodüksiyon yapıyoruz. En popülerleri; Oha Diyorum, Yapyap ve Oyun Delisi olmakla beraber birkaç kanalımız var. Bu kanallar gerek abone sayıları, gerekse izlenme sayılarıyla Türkiye’nin en iyi kanalları arasında.
Fırat ve Alper sizin ekibe dahil olma hikayenizden bahsedersek?
Fırat: Ersan Özer’le yazdığı bir filmde oynadığım sırada tanıştık. Filmin çekimlerinden sonra bana ekibe dahil olmamı teklif etti ama 6 ay aramadı. J O sırada başka işler de yapıyordum, aradığında ise hemen koştum geldim. İyiki de gelmişim. Bambaşka bir dünyayla tanıştım. Altın bilezik olayı vardır ya, youtube benim altın bileziklerimden biri oldu. Melih ve Ersan abiden çok fazla şey öğrendim.
Alper: Mediakraft’a dahil olmadan önce ben de oyunculuk yapıyordum. Bir tanıdığımın vasıtasıyla Ersan abinin oyuncu aradığını duydum ve daha önce oynadığım şeylerden bir video gönderdim. Videodan sonra Ersan abi aradı. Önce bir videoya sonrasında ise ekibe dahil oldum.
Oha Diyorum filmi nasıl ortaya çıktı?
Melih: Oha Diyorum 3 senelik bir macera. Film aslında kafamızda hep vardı. Hatta 2 sene önce de Fıratla bir film mi çeksek diye konuşmuştuk. Ekip böyle değildi ve şu an baktığımda film için en uygun zaman buymuş. Ersan abi “ben bir senaryo yazayım” dedi ve 2 ay kadar ortadan kayboldu. Sonra, “senaryo hazır. Ne zaman çekiyoruz? Ağustosta mı çeksek? Hadi çekelim” derken bir baktık filmi çekmişiz.
Senaryodan kısaca bahsedebilir miyiz?
Alper: Film bir yol hikayesi. Fırat’ın kızının fotoğraflarının bulunduğu hard disk çalınıyor. Bu arada gerçekten Fırat’ın eşi ve kızı oynuyor filmde. Hep beraber o arabanın peşine düşüyoruz ve yolda başımıza birtakım olaylar geliyor.
Peki karakterleriniz?
Melih: Ben yine Melih’tim kendi karakterlerimizi oynadık.
Fırat: Oyunculukta kendini oynamak her zaman zordur ve bence biz zoru başardık. Bazı şeyleri abartman gerekiyor. Ben Fırat’ı oynuyorum ama tamamen kendi cümlelerim değil, her ne kadar Ersan abi bizi tanısa, bizim kurduğumuz cümlelerle senaryoyu yazsa da sinemasal metin bambaşka bir şey. Eğlendirmek için bazı şeyleri abartman ama bunu ayarında yapman gerekiyor. Neyse ki içimize sinmeyen bir şey olmadı. İzleyiciler de sempatikliği yakalayacaktır. Bu arada sempatik olduğumu da belirtelim.
Alper: Evet kendimizi oynuyoruz Fırat’ın da dediği gibi sadece biraz abarttık. Mesela beni zaten saf bulurlar ama filmde saflığı biraz daha abarttık.
Set sizce nasıl geçti?
Melih: Youtube için fikir bulmak dahil her şeyi kendimiz yaptığımız için filmin rahat olduğu noktalar çoktu. Sette sistematik bir program var ve sağolsunlar bize çok iyi baktılar. Kostümle, sanat ekibiyle tanışmak çok güzeldi. Onlardan çok şey öğrendim. Karavanımız vardı. 1950 model motor kullandım. Onunla kaza yaptık.
Alper: Motorun yanında sepet vardı. Melih o sepeti var olarak düşünmüyordu ve Fırat’ın kafayı sağa sola vura vura gittik.
Fırat: Melih’in söylediklerinin üstüne ekleyeceğimiz pek de bir şey yok. Söylediğimiz gibi bir yol filmi olduğu için totalde 1200 km yol gittik ve filmden sonra büst gibi gezdim. Boynumdan aşağısı bembeyaz yukarısı simsiyahtı.
Youtube dışında neler yapıyorsunuz?
Melih: Ben içerik üretmek, yeni fikirler bulmak adına full time buradayım. Her gün Ohadiyorum’a 1, Yapyap’a 1 olmak üzere – ki bu sayı filmden önce ikiydi- en az 2 video giriliyor burada. Bu ciddi bir prodüksiyon ve her gün için yeni fikirler demek. Biz bir prodüksiyon şirketiyiz sadece bunu televizyona değil youtube’a yapıyoruz.
Alper: Benim bir müzik grubum var. Elimizden geldiğince müzik yapıyoruz. Bu sene şarkılarımızı çıkartmayı düşünüyoruz. Bir yandan tiyatro eğitimi alıyorum, spor yapıyorum. Bu aralar kendime yatırım yapıyorum yani.
Fırat: Elimden geldiğince aileme vakit ayırmaya çalışıyorum. Şuan hepimizin odak noktası; filmimiz. Ben bir evleneceğim, bir kızımın doğacağı dönem böyle heyecanlanmıştım. Şimdi film için aynı heyecanları yaşıyorum. Bu film bizim çocuğumuz gibi. Bu cümleyi söylemezsek içimizde kalırdı J İnşallah insanlar eğlenir ve devamı gelir.
Melih, kanalınızın içeriklerini üreten biri olarak senaryoda içine sinmeyen, değiştirmek istediğin yerler oldu mu?
Meilh: Ersan abi bizi çok iyi tanıdığı için çok iyi bir iş çıkarttı. Bazı noktaları doğaçlamaya açık tuttu. Bu da bizim kendi esprilerimize alan sağladı. Keşke böyle olsa dediğim bir şey olmadı film süresince.
Bundan sonrası için planlarınız neler?
Alper: Ben elimden geldiğince oyunculuk yapmaya çalışıyorum.
Fırat: Dizi ve film tekliflerine açıksın yani Alper J
Alper: Evet açığım J Onun dışında Mediakraft çatısı altında olmayı çok seviyorum. Burada iş yapıyor gibi değilim çok eğleniyorum.
Melih: Ohh ne güzel ben baya iş yapıyor gibiyim J Hepimizde çok tatlı bir yorgunluk var. Filmin promosyonu için başka youtuber arkadaşlarımıza, farklı şehirlere de gittik bizi kanallarına konuk aldılar. Bizi konuk alan arkadaşlarımıza da çok teşekkür ederiz.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Melih: Sadık bir izleyici kitlemiz var. Onların beğeneceğini düşünüyoruz. Bu kitlenin dışına çıkıp onların da beğenisini kazanırsak ne mutlu bize.