Cannes’daki gösteriminde 8 dakika boyunca ayakta alkışlandığı söylenen “Çırak”, genele hitap etmese de, kalbur üstü seyircinin sinema keyfini cilalayacak. Film ülkemizde 14 Temmuz’da vizyona giriyor.
Filmin kısaca konusu şöyle… 28 yaşındaki Singapurlu gardiyan Aiman, yaşadığı bölgenin en büyük hapishanesine tayin olmuştur. Aiman kariyerinde yükselmek istemektedir. Hapishanede idamları gerçekleştiren 65 yaşındaki amir Rahim Soon ile yakınlaşmaya başlar. Aiman’ın iş etiğinden etkilenen Rahim, onu çırağı olarak yanına alır. Aiman, Rahim’in güvenini kazandıkça amacına daha çok yaklaşmaktadır, zira Rahim, Aiman’ın babasını idam eden celladın ta kendisidir. Boo Junfeng’in yazıp yönettiği başarılı yapımda Firdaus Rahman, Wan Hanafi Su, Mastura Ahmad ve Boon Pin Koh rol alıyor.
Farklı filmlerin peşinde koşan seyirciler için biçilmiş kaftan olarak tanımlayabileceğim “Çırak”, özellikle de başrollerdeki Aiman’ı canlandıran Firdaus Rahman ve Rahim’i canlandıran Wan Hanafi Su’nun performanslarıyla göz dolduruyor. İkisinin uyumu filmin içine sizi girdap gibi çekerken, yan yana geldikleri her an ‘gerçeklik’ ile sınanıyorsunuz. Tabii, bu başarıda yönetmenin katkısı çok büyük. Çoğuna sıradan gelebilecek bir hikayeyi muazzama yakın bir hazla beyazperdeye taşıyor, Boo Junfeng. Hem yazarken, hem çekerken yaptığı işin ciddiyetini özümsemiş kesinlikle. Yönetmen Boo Junfeng’in çok köklü bir sinema geçmişi olmamasına rağmen, sinemadan anlayan, bilinçli seyirciyi yeterince tatmin edecek duyulara ve yetkinliğe sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Önceden çektiği birkaç filmi izleyip, yeni filmlerini ise merakla bekliyor olacağım.
Hem minimalist hem de konvansiyonel sinemanın öğelerini iç içe geçiren yapım ağırlıklı olarak karanlık hapishane ortamında geçmekte. Loş ışıklandırma, koyu kıyafetler, ağır hareketler kasvetli ortamın içine çekiveriyor sizi. Film boyunca adalet ve ölüm kavramını sürekli düşünmeniz isteniyor. İdam edilmek için sırasını bekleyen bir mahkumdan farkınız kalmıyor bir süre sonra. Ancak filmin en büyük çabası, yavaş yavaş bir cellada dönüşen sessiz sakin, ağırbaşlı Aiman’ın ruh halinizi anlamanızı sağlamak. Aiman, idam mahkumlarına son anda iyilikler yapmaya çabalıyor. Mahkumların sevdikleriyle son kez görüşmelerini sağlıyor. Ailelerinin yanına gidip mahkumlara yeni ve güzel elbiseler getiriyor. Onları hiç giyemeyeceklerini bile bile. Aiman, suçlu babasını zamanında Rahim’in idam ettiğini öğrendikten sonra bile -kendi iç dünyasında bunun ikilemini yaşasa bile Rahim’in karizmatik kişiliği ve adaletli bakış açısı sayesinde- Rahim’le olan kutsal ilişkisine zarar vermiyor. Çünkü Aiman, kayıp kimliğini -belki de baba yerine koymaya çalıştığı- Rahim ve mesleği üzerine kurmaya çalışıyor.
Kendi ülkesindeki idam cezasına eleştirel bakış getirirken gurme seyirciye de mükemmel bir yapım sunan Junfeng’in takip ettiğiniz yönetmenler listenize girmesi dileklerimle, “Çırak”ı mutlaka izleyin…