Sitedeki film kayıtlarından birçok veri çıkarmak, kitap yazmak, tez çalışması yapmak ve bu verileri işleyerek analizler yapmak istatistikler çıkarmak mümkün…

Özellikle kısa film ve belgeselcilerin sık sık başvurduğu bir kaynak site var. Eminim pek çoğunuz biliyorsunuzdur. Şayet bilmiyorsanız mutlaka bilin derim: www.kameraarakasi.org

Sitenin sahibi, kurucusu, yöneticisi, finansörü, özetle her şeyi Hayri Çölaşan. Sektöre ve akademiye böyle bir kaynak hediye ettiği için doğrusu kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Kendisi TRT’nin kıymetli görüntü yönetmenlerinden. 1987 yılında TRT Ankara Televizyonu ışık servisinde başlamış mesleğe. Sonra ışık şefliği, kameramanlık, görüntü yönetmenliği… Sindire sindire, aldığı hizmet içi eğitim ve kendi okumalarıyla biriktire biriktire mesleğini icra etmiş bir profesyonel. Yönetmenliğini yaptığı iki belgeseli Hasret ve Sinop Cezaevi, Savaşın İçinde adlı kısa filmi çeşitli ödüller almış, izleyici ile buluşmuş, beğenisini kazanmış yapımlar.

Hayri ile her karşılaşmamızda, ayaküstü bile olsa sektörden, özellikle belgesellerden, gidişattan sohbet ederiz. Bu kez kendisini kameraarkasi.org hakkında soru yağmuruna tuttum.

Kameraarkası  kaç yaşında ve böyle bir site kurma fikri nasıl oluştu?

TRT de staj yapan öğrenciler, okulların ilgili bölüm öğrencileri, kısa filmciler bizden Türkçe kaynak istiyorlardı, elimizdeki notları verdiğimizde kaybolduğu oluyordu. Buna çare olarak aklıma o zamanlar yeni bir teknoloji olan web sitesi kurma fikri geldi. 1996 yılında ücretsiz bir blog kurarak TRT Eğitim Dairesinden aldığımız eğitim notlarını temize çekmeye başladım. BBC, NHK,  televizyonu eğitim notları ve birçok fotoğrafçılık, televizyon dergilerinden notlar çıkarıp düzenleyerek siteye koymaya başladım. Çevreden istekler geliyordu. Bu istekler üzerine yeni bölümler açtım ve ses, ışık gibi bölümleri de ekledim. Hobi olarak bu devam etti. Tabii yıllar geçince ve bıkmadan usanmadan bilgi girince sitede ne ararsan bulunur hale geldi. Şu anda 20 yıl oldu ve dünyanın kendi alanındaki en büyük sitesi. Türkiye için bir gurur kaynağı oldu.

Gerçekten çok ciddi ve önemli bir armağan verdin ilgilisine. Benim de araştırma yaparken başvurduğum bir yer. Kendi adıma bir kez de Cine Dergi aracılığı ile teşekkür, takdir ve saygılarımı iletmek istiyorum. Hiç kolay bir iş değil. Yıllardır bıkmadan usanmadan tutkuyla sürdürmek…

Sektörde bilmeyen yok gerçi bu siteyi ama ola ki bilmeyenler varsa? Kameraarakası’nın içeriği hakkında biraz  bilgi verir misin? 

Teknik bölümler Kamera, Işık, Ses, Fotoğraf, Kamera Hareketleri, Kompozisyon, Kurgu, gibi direk bir filmi yaparken teknik olarak ilgilendiğimiz konular.
Bunun haricinde bir film nasıl yapılır sorusuna baştan sona cevap veren Film Yapımı bölümü önemli.
Hiçbir yerde arayıp bulamayacağınız ve araştırmalarıma göre hiçbir ülkenin daha yapmadığı bazı arşivleri yapmaya başladım. Ülkemizde çekilen belgesel ve kısa filmlerin listesi. Bu listeler yönetmenlerinin sayfasında yayınlanıyor ve hem ülkemizdeki belgesel ve kısa film yönetmenleri tanıtılıyor hem de filmografileri hakkında bilgi veriliyor. Uzun metraj ve yönetmenleri hakkında bilgi bulabileceğiniz çok site var ama belgesel ve kısa film hiç kimse tarafından takip edilmiyor çünkü çok zor.

 

Belgesel ve kısa film sinemanın üvey evlatları… En önemlisi tabi para kazandıran işler değil genel anlamda en azından bizim ülkemiz için. Neyse konuyu dağıttım ben yine dayanamayıp. 

Hiçbir yerde arayıp bulamayacağınız ve araştırmalarıma göre hiçbir ülkenin daha yapmadığı ülkemizde yapılan film festivallerinin arşivi de tutulmakta.
Yine hiçbir yerde arayıp bulamayacağınız ve araştırmalarıma göre hiçbir ülkenin daha yapmadığı Ülkemizdeki film yarışmalarında görev alan jüri üyelerinin de listesi tutulmakta. Bir yılda kaç jüri üyesi görev alıyor dersiniz? Pekiyi hangi jüri üyesi en fazla görev aldı? En fazla ödül alan filmler arasında en başarılı jüri üyeleri kimler? Bu soruların cevabını verebilecek başka bir kaynak yok.
Bu bölümler konu başlığı olarak açılıyor, derinlemesine iniyor ve canınız sıkılmazsa içeride kaybolabilirsiniz.

 

Bunların hepsini sen tek başına yapıyorsun fakat öyle bir anlatıyorsun ki “yapılmakta, tutulmakta” sanki arkanda koca bir ekip var ve onlar hallediyorlar bu işleri.

 

Türkçe kaynak yaratma açısından çok iyi bir çalışma oldu. İçime sindi. Bir eğitim kurumunda ders gören öğrencilerin çoğu yararlandığı gibi öğretim elemanları için de güvenilir bir kaynak yaratıldı. Güvenilir diyorum çünkü hatalı bir bilgi verildiğinde hep şamar olarak geri döndü. Bu hatalar düzeltilerek doğru bilgilerin olduğu bir yer haline geldi.
Sitedeki kişisel makaleler haricinde tüm bilgiler yorum içermeyen teknik bilgilerdir. Benim kişisel hiçbir görüşüm bu sitede yer almaz.
Belki bir gün kişisel bilgilerimi de koyarım ama şu an değil.

 

Günde ortalama kaç kişi ziyaret ediyor?

Günde ortalama kaç kişi ziyaret etmesi çok önemli değil, bu çok değişken, aslında site istatistikleri yapan şirketler bu şekilde hesaplamıyor, sitenin Ranking değeri olarak bir sayı verebiliyorlar. Örneğin şimdi baktım kameraarkasi.org dünyada en fazla girilen 340 bininci site diye bir hesap veriyorlar. Bu da sitenin ne kadar reklam alabileceğinin göstergesi oluyor.

Bize bir takım sayısal veriler söyleyebilir misin? 

Site 78 bin sayfa, yazıcıdan basarsanız 100 bin sayfadan fazla bilgi içeriyor. Bu da şöyle anlatılabilir bir sinema kitabı eğer ortalama 150 sayfa ise bu sitede 670 adet sinema kitabı bulunuyor.

Kaç film, kaç yönetmen kayıtlı?

Sitede 22 bin civarında film var. Veri tabanındaki bazı filmler siteye çeşitli nedenlerle eklenmiyor. 10 bin 131 yönetmen mevcut. Veri tabanındaki bazı yönetmenler siteye çeşitli nedenlerle yine eklenemiyor.

Ne gibi nedenler mesela?

Bazen yönetmen çeşitli nedenlerle özgeçmişi ve filmografisinin silinmesini istiyor. Bunun başında artık film yönetmenliği ile ilgilenmemesi, mesleği bırakması ve arama motorlarında bu şekilde tanınmak istememesi geliyor. Güvenlik nedeni ile fotoğrafı, doğum tarihi, özgeçmişinin silinmesini isteyen de var. Yurtdışı festivallerine katılsa zaten bunu kabul ettiremez ama ben kendilerini kırmıyorum siteden kaldırıyorum. Ancak, veri tabanından bu bilgiler kesinlikle silinmiyor. Çünkü bu bilgiler artık yönetmene değil festivale ait, topluma ait bilgiler, festival kataloğunda zaten bu bilgiler mevcut. Bir film festivale kaydolduğunda veri tabanına girer ve buradan çıkartılamaz.
Örneğin yönetmen öğrenci iken bir film çekiyor. Tabii ki bunun deneme amaçlı olduğunu herkes bilir. Ama festivale katılıyor, hatta bir de ödül alsa bile daha sonra iyi filmler yapıp tanınır hale geliyor. “Bu film ile tanınmak istemiyorum bu filmi silelim” diyebiliyor. Bu olacak iş değil, film artık bilinen topluma mal olmuş bir film olduğu halde silinmesini istiyor. “Böyle tanınmak istemiyorum” diyor. Hâlbuki yönetmenin bunları baştan düşünmesi deneme filmleri ile festivallere katılmaması veya utanacağı bir film yapmaması gerekiyor. Okullarda bunlar okutulmuyor, bunlardan bahsedilmiyor.
Bir yönetmen adayı iyi filmler çekip, iyi bir yönetmen olup toplum içinde tanınır hale gelebilir, ünlü olabilir. Bunu içine sindiremeyen, bunun bedelini ödeyemeyen, bu gerçekle yaşayamayacak kişilerin film çekmesi durumunda da bu tip problemler çıkabiliyor.

Ne diyelim popüler kültürün yansımaları her alanda var. İstemiyorsa istemiyordur.

Elbette. Ben de taleplerine cevap veriyorum zaten.

Kimlerden destek alıyorsun? Sponsor var mı? Tek başına yapıyorsun her şeyi biliyorum ama hani ola ki veri toplarken, sayfaya yüklerken staj mahiyetinde çalışanlar ya da ara sıra da olsa yardım edenler var mı? Günde kaç saatini alıyor site mesela? 

Kimseden destek almıyorum, maddi bir destek almadığım gibi siteye reklam da alamıyorum. Bazen ‘’Hayri Bey sizi rahatsız etmeyelim yazı işleri müdürünüzü bağlar mısınız?’’ diyorlar, hoşuma gidiyor, çünkü bu işi yapmak için ciddi bir gayret gerekiyor, tek başına yapılamayacağını düşünmeleri normal. Ama biz TRT’ciler inatçıyızdır, yılmayız.

Ülkemizdeki kısa film ve belgesel alanındaki örgütlenmeler yetersiz, kendileri prestij için ancak ayakta duruyorlar ki başka kişi veya kuruluşlara destek olmaları hayalperestlik olur. Bu kuruluşlar doğru düzgün bilgi versinler yeter diye düşünüyorum ama kendileri veri tabanı tutmadıkları gibi kendi üyelerinin bile filmleri hakkında bilgileri yok. Bu yıl kaç kısa film çekildi? Öğrencilerimize göstereceğiz, yılın en iyi 10 filminin listesini verebilir misiniz? Sorularına cevap verecek durumda değiller. Ne yazık ki üniversitelerin ilgili bölümleri de aynı durumda, film arşivleri yok, yönetmenleri tanımıyorlar, festivalleri takip etmiyorlar. Bu nedenle bana yardımcı olabilecek kişi sayısı çok az.

 

Biliyorum maalesef bu sektörde envanter tutma, arşiv oluşturma, sistem oluşturma ve ulaşabilirlik hala kurumsallaşamadı profesyonel anlamada. Kişisel çabalarla yürüyor pek çok şey.

Filmleri kayıt altına almak için bir yöntem gerekiyordu, daha önce böyle bir şey yapıldı mı diye araştırdım IMDB bu konuda çok iyi ama eksikleri var, onun metodunu benimseyerek eksiklerini tamamlamaya çalıştım. Şimdi yönetmenler bir formu doldurarak filmlerini kayıt edebiliyorlar. Sistemi kendileri de bilgi girebilecek bir hale getirmeye çalışıyorum. Eğer maddi destek olursa tabii.

Çok düzenli bir hayatım var, her gün 03:00 de yatarım. Günde yaklaşık 3-4 saat bilgi toplamak için 2-3 saat bilgi girmek için ilgilenmek gerekiyor. Çalışmadığım bazı günler 10 saati buluyor.

Hem iş, hem aile yaşantısını sürdürmek gerekiyor, öncelik burada. Eğer aile ve iş yaşantısı doğru gitmezse konsantre olamıyorum. Radyasyon, gürültü ve elektrik parası nedeni ile artık sadece dizüstü bilgisayarı kullanıyorum. Bel kemiğini ve kan dolaşımını dinlendirmek için ara sıra ayağa kalkıp ev işleri yaparım, bulaşık yıkarım, çıkar dolaşırım.

En büyük zorluk bilgi toplamak ne yazık ki. Vaktimin çoğu bilgi toplamakla geçiyor. Birçok festival eksik bilgi veriyor. Mail ile veya telefonla bilgi istiyorum. Festivalden sonra dükkânı kapatıp gidenler çoğunlukta, festivaller kurumsal hale gelmedikçe çok amatör davranıyorlar.

Asıl iş etkinlik, organizasyon bittikten sonra başlıyor. Envanteri tutma, arşive aktarma. Buna bütçe de ayrılmıyor ve böyle bir kültürel kod da gelişmiş değil. Fakat çok umutsuz da olmayalım büyük bir farkındalık ve özel ve kurumsal çabalar da var. Bence temel sorun kendinden önce yapılanları görmemek hatta yok saymak. Taşlar hep yan yana konuyor halbuki üst üste koysak ne yollar alırız, nerelere varırız birlikte ya neyse…

Belgesel özelinde bakarsak, senin sitenden yola çıkarak Türkiye’deki belgesel sinemaya yönelik elindeki verileri bizimle paylaşır mısın? 

Elimdeki film kayıtlarından birçok veri çıkarmak, kitap yazmak, tez çalışması yapmak ve bu verileri işleyerek analizler yapmak istatistikler çıkarmak ve kesin sonuçlara varmak mümkün. Tabii bu benim görevim değil, sinema yazarları, araştırmacılar düşünsün bunu. Benim görevim veri toplamak.

Belgesel yönetmenlerindeki kadın erkek oranı nedir?
En çok hangi konular işlenmiştir?
Belgesel türlerinden hangileri en çok tercih edilmektedir? Örneğin biyografi belgesellerinin oranı nedir?
En çok hangi tür belgeseller ödül almaktadır?
En çok hangi tür belgeseller beğenilmektedir?En çok hangi olaylar sırasında ve sonrasında belgesel yapıldı?

Örneğin bu konuda benden bilgi istendiğinde eldeki verileri değerlendirdim ve bazı sonuçlar ortaya çıkmıştı. 12 Eylül, ordunun yönetime el koyması ve sonuçları ülkemizde en fazla belgesel film yapılmasına neden oldu ve halen de yapılmakta, insan hakları ve buna bağlı nedenler, işçi hakları ve belgeselleri ikinci sırada, deprem üçüncü sırada, dördüncü sırada biyografi belgeselleri var. Beşinci sırada çevre konuları gelse de ülkemizdeki global ısınma ve etkileri ile ilgili belgesel çok az. Daha sonrasında tarih, siyaset, müzik, spor gibi konular geliyor.

Haber belgeselleri çok sevilse ve izlense de aslında sayıları az ve giderek haber belgeseli yapanların sayısı da azalmakta.
Ülkemizde doğa belgeselleri çok izlense de az yapılıyor, hele bir hayvan türü üzerindeki belgeseller sıkça göremeyeceğimiz türden.

Sitedeki film kayıtlarına bakarak insanların yanlış bildiği şeyler de ortaya çıkıyor. Özellikle belgeselin tanımı, hangi tür filmlerin belgesel olduğu yanlış biliniyor. Örneğin zannedildiği gibi belgesel diye DVD olarak satılan birçok film aslında belgesel değil. Bunlar çeşitli nedenlerle, özellikle çeşitli kurumlara gelir sağlamak amacıyla yapılmış propaganda amaçlı, doğru olmayan, belge niteliği bile taşımayan filmler. Bazı televizyon kanallarında da belgesel adı altında belgeselle ilgisi olmayan filmler yayınlanmakta. Seyirciye belgesel diye sunulmakta. Bazı kuruluşlar da belgesel olarak seyirciye sunulan televizyon programlarına belgesel diye ödül vermekte.

Sadece bazı kuruluşlarda değil festivallerde bile olabiliyor bu.

Evet olabiliyor. Hangi filmin belgesel olup-olmadığına sorulduğunda, danışıldığında karar veren bir otorite kuruluş olmadığı için yönetmenin-yapımcının belgesel dediği her tür filmi veri tabanına kaydediyorum. Yine sinemalarda, festivallerde, TV kanallarında belgesel türü altında yer almışsa kaydediyorum.

Anlıyorum bir matematik oluşturman gerekiyor veri alabilmek için. Ne belgesel ne değil, ne hangi tür belgesel yıllardır tartışıyoruz. Prensipleri de belli bu işin ama…

Aslında bu yabancı ülkelerde de böyle. Film hangi tür belgeseldir, belgesel midir televizyon programı mıdır… Bu karar ileride yapılacak araştırmalara ve araştırmacılara kalıyor.

Siteye yönelik hedefin, hayalin ne? Bundan sonra ne yapmak istiyorsun?

Sitenin mutlaka ciddi ve işlevsel interaktif bir veri tabanına dönüşmesi lazım. İsteyen bilgi girebilmeli, yorum yapabilmeli, görüşünü bildirebilmeli… Ancak bu ciddi bir para gerektiriyor, ben bu işten para kazanmadığım için şu an finanse edemeyeceğim boyutta. Tek kişi ile de olacak iş değil, bir kurumun desteği gerekiyor. Türk Belgesel ve Kısa Film camiası için önemli. Keşke olsa, benden sonra da devam etse bu benim hayalim.

Yine eksik gördüğüm birkaç konuda sitedeki bilgiler. Bu bilgileri bu sefer ben derleyip kitap yazmak istiyorum.

Son olarak şunu sormak istiyorum. Kıdemli bir görüntü yönetmeni olarak  sence belgesel sinemada görüntü yönetmeni kimdir? Filmin neresinde yer alır? Ayrıca belgesel sinemada ışık ve resim yani görüntü üzerine görüşlerini paylaşır mısın bizimle?

 

Belgeselin türüne bağlı olarak görüntü yönetmeni veya kameraman etkinliği önem kazanıyor. Eğer dramatik belgesel ise, belgesel sinema ise veya canlandırmalar varsa, asenkron görüntüler gerekiyorsa, seyircinin zihninde bazı duyguların oluşmasına yardımcı olmak için görüntünün yönetmene yardımcı olması gerekiyorsa, kameraman veya görüntü yönetmeni önemli bir unsurdur. Konuyu anlamış, kavramış ve konu çevresi ile iyi ilişki kuran, işine iyi konsantre olmuş bir görüntü yönetmeni belgesele hayat verir. Oya gibi işler. Bizim mesleğimizde iyi insan yoktur, işini iyi yapan insan vardır. Bazen yönetmenle tartışmalara varan bu çatışma aslında filmin etkili ve başarılı olmasına neden olur.

Biyografi belgeseli, araştırma belgeseli gibi bazı türlerde güzel resimler yerine işe yarar resimler çekmek seyircinin olayı kavraması açısından daha yararlı olabilir.

Örneğin biyografi belgeselinde bir kişi kamera karşısında uzun uzun konuşacaksa kamera hareketleri yapmak, arka plana parlak şeyler koymak, dikkat çekici ışıklar yapmak, hareketli nesneler yerleştirmek seyircinin dikkatini dağıtır ve konuşan kişinin söylediği şeylere değil başka şeylerle ilgilenmesine neden olur. Bu durum yönetmenin konuyu anlatması için dezavantajdır. Yani önemli olan iyi resim yapmak değil işe yarayan resim yapmaktır. İyi resim yapılan belgeseller Görüntü Yönetmenini yüceltir ama film bitince kimse bir şey hatırlamayabilir. Yıllar sonra tecrübe kazanınca artık kendimizi ispat etmeye değil yönetmenin filmine hizmet etmeye dikkat ediyoruz.

 

Semra Güzel Korver
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema mezunu. Aynı alanda, aynı üniversitede Doktora’ya devam ediyor. Profesyonel yaşamı 1992-99 yıları arasında VTR Araştırma Yapım-Yönetim Şirketinde geçer. 1999’dan günümüze TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör ve belgesel yönetmeni olarak çalışmaktadır. 1992’den bu yana başta belgesel yapımlar olmak üzere pek çok haber, kültür, reklam ve tanıtım projesine Araştırmacı, Prodüktör, Yönetmen, Editör ve Danışman olarak imza atar. Dönüşüm, Fan-Atik, Şehir İnsanları, Alamnya Alamanya, Multikulti Haberler belgesellerinden bazılarıdır. PRİX Europa, Al Jazeera, Altın Portakal, Malatya, Oscar Türkiye Seçici Jürisi gibi bir birçok ulusal ve uluslararası film festivalinde jüri üyesi olur, ödüller alır. İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Radyo-TV Yayıncılığı Bölümünde ders verir (2001-02). Avrupa Konseyinin “ayrımcılığa karşı sesini yükselt” kampanyasında uzman olarak yer alır (2010). Avrupa Konseyi, TRT ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa Medya Buluşmasının koordinatörlüğünü yapar (2010). Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği (SEE PMS), Ortak Yapımlar Grubunda editör olarak bulunur (2011-2013) Avrupa Yayın Birliği(EBU) Kültürlerarası ve Çeşitlilik Grubunda bir sezon başkanlık yapan Korver (2011-13) 8 yıl oyunca bu grupta prodüktör, yönetmen ve editör olarak çalışır. Bazı kitap ve dergilerde makaleleri, denemeleri ve röportajları yayınlanır. Bir sezon başkanlığını da yaptığı Belgesel Sinemacılar Birliğinin kurucu ve aktif üyelerindendir. Festivallerde ve üniversitelerde Belgesel Sinema Atölyeleri yapmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Neyyse (www.neyyse.com) adlı bloğunda ve Cinedergi'de belgeselci adlı köşesinde (www.cinedergi.com) yazmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.