Fazilet Hanım ve Kızları’nda Sinan karakteriyle dikkatleri çeken yakılıklı ve aynı zamanda yetenekli oyuncu Alp Navruz ile konuştuk. Oyunculuğunu sinema filmleri ile taçlandırmayı isteyen Navruz ileride senaryo yazmayı hedeflediğini de söylüyor. Kendisine bol şans diliyor ve kolay gelsin diyoruz.

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz ve o yolda neler yaptınız?

Çocuk yaşlardan itibaren başladı bu sevgi bende. Üniversiteye kadar bütün tiyatro kollarında rol aldım. Hikaye kitapları okumayı çok seven bir çocuktum. Kendimi bir galaksinin yerine koyardım farklı bir dünya farklı bir bakış açısından görmek isterdim. Tiyatro oyunları ve çok fazla film izledim. Benim mutlu olabileceğim iş bu dedim ve oyunculukta karar kıldım.

Sanki kamera arkası dediğimiz yazarlık, yaratıcılık kısmıyla da ilginiz varmış gibi geldi bana…
Yazı alanını düşünüyorum zaten. Ortaokul yıllarımdan beri şiir yazıyorum ve ileriki zamanlarda senaryo yazmayı da düşünüyorum.

Dizi oyunculuğunuzla başlayan bir kariyeriniz var.

Arkadaşlar İyidir kısa soluklu da olsa bana iyi gelen ve Fazilet Hanım ve Kızları’na kapı açan bir projedir.

Evet Fazilet Hanım ve Kızları yoğun bir dizi. Sizin öne çıkmanız, bir anda gündeme gelmeniz dizi sayesinde mi yoksa sizin rolünüzün gücü sayesinde mi oldu?

Başarı için takım oyunu olmazsa olmaz. Filmdeki deneyimli ve genç oyuncular olarak bir devam eden bir uyum yakaladık ve o uyumla birlikte kendimi ben de cesur hissettim. Karakterim kendini göstermeye müsait bir karakter.

Bir yandan zengin bir ailenin oğlu ama etrafında gelişen olaylardan farklı arayışların içerisinde biri diyebilir miyiz?

Biraz imkansızı, ulaşılmazı ya da ona yakın duran duyguları seviyoruz. Zengin, zengin büyümüş ve her şeyi elde edebilir biri. Hem parası var hem de görsel olarak ilgi çeken biri. Bir süre sonra monotonluktan sıkılıp farklı bir şeyler ararsınız ya… Onda da o var farklı bir şey arıyor. Gerçek bir şey diyebiliriz. Birçok repliğinde de o var.

Senaryo size bölüm bölüm ulaştırılıyor değil mi?

Evet bizler de bir sonraki hamleyi merak ederek oynuyoruz, o yüzden sonunu bilmiyorum.

Oyunculukta kalıcı olmak için neler yapıyorsunuz, mesela bu role hazırlanırken özel bir şeyler yaptınız mı?

Oyunculuk üzerine temel eğitimleri aldım. Bu işe başlarken iki aylık bir sürecim oldu. O zaman bir oyuncu koçuyla anlaştım. Herhangi bir eksikliğim olabilir diye, çünkü sıfırdan başladığım ilk iş olduğu için çok önemsedim. Bu işin her aralığında eğitim almaya devam edeceğim. Başarılı olan her oyuncu da hala öğrendiğini söylemeye devam ediyor, ben oldum diyeni görmedim daha.

Sizin tecrübeli oyuncularla olan deneyiminiz sizi ne yönde etkiliyor?
Samimiyetine inandığım her tecrübeli oyuncu benim için bir şans. Dizimizde de öyle oluyor, onlar sizi seviyorsa ve yetenek görüyorsa yardım etmeye başlıyorlar. Şu an iletişimimiz o yönde, herhangi bir hatamızı görürlerse uyarıyorlar ya da zorlandığım noktalarda ben sorup yardım alıyorum.

Yakışıklı bir oyuncusunuz ama yorumlara baktığımda da oyunculuğunuzu ön planda da tutuyorlar insanlar.

Yakışıklılık bir avantaj evet çünkü görsel bir iş yapıyoruz. Ama bu ilk intiba olarak kalıyor. Sonrasında daha içsel bir şey arıyor insanlar. Önemli olan onu verebilmek. Yorumlarda yakılıklısınız yorumlarına gülümsüyorum ama oyunculuğunuz iyi dediklerinde gururlanıyorum.

Fazilet Hanım ve Kızları biraz ağır bir dram içeriyor, sizin bu dizi içerisinde gösterdiğiniz oyunculuk performansını etkiliyor mu?

Tiyatrodan gelen insanlar biraz daha büyük oynar. Büyüklerimiz de biraz daha bu var, biz daha minimal eğitimler aldık. Duyguları yüzle ve gözle ifade etme konusunda biraz daha tecrübelendim. minimal oynayıp gerçekten de oynamaya başladığımı hissettim. Benim karakterim komik, sempatik bir karakter.

Sizin bir ayrımınız ya da istediğiniz bir durum var mı oyunculukta. Komedi, dram vs.. gibi.

Herkes gibi öyle bir sinema filmi istiyorum ben de. Çok yaygın olmasa da aksiyon yanı yüksek filmlerde oynamak isterim. Benim için ön planda olan her zaman sinema filminde oynamak. Çünkü oradaki karakteri hissediyorsunuz ve belli bir zaman harcıyorsunuz. Dizilerde karakter başladığı gibi devam etmeyebiliyor. Sinan başta çok zengin, cool bi adamdı şimdi aşık bir adama dönüştü. Sinemada daha nettir diye düşünüyorum.

Canladırmak istediğiniz bir karakter ya da bürünmek istediğiniz bir rol var mı?

Aslında bir engelliyi oynamak isterim. Belki hissetmediğim, hissetmeyeceğim ama empati kurabileceğim bir durum. Bu benim için şu an zirvem olabilir diye düşünüyorum.

Oyunculuk dışında neler yapıyorsunuz?

Şu an ben Türk Dili alanında yüksek lisans yapıyorum. Bir ara kendimi geiştirmek için müzik eğitimi aldım. Spor yapıyorum sıkça. Yüzmeyi çok severim. Okçuluk eğitimi almıştım. Sporda her branşta bir bilgim var diyebilirim.

Bir oyuncu olarak kendinizi izlemekten hoşlanır mısınız?

Dışardan gelen tepkiler kameranın beni sevdiği yönünde. O açıdan hoşuma gidiyor ama ben güzel oynadım mı diye değil de hatalarım ne diye izlediğim için çok zevk aldığım söylenemez. Daha iyi nasıl yapabilirimin derdine düşüyorum daha çok. Oyunculuk her zaman daha iyisi olmaktır ya o yüzden.

Sosyal medyayla aranız nasıl?

Diziye kadar çok ilgilenmek istediğim bir alan değildi. Ama artık çevremdeki baskılar nedeniyle kullanmaya başladım. Mesleğimizin bir parçası olarak da görüyorum artık. Oradan aldığım tepkiler beni motive diyor, o yüzden kullanıyorum. İnstagram ve twitter hesabım var.

Son olarak neler söylersiniz, önümüzdeki yıllar için hayaller neler?

İlk olarak sinema filminde oynamak isterim. Zaten görüştüğümüz projeler var. Ama dizi bittikten, kafam daha rahatladıktan sonra değerlendirmek daha uygun olur diye düşünüyorum.

 

 

Banu Bozdemir
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Sinema yazarlığına Klaket sinema dergisinde başladı. Dört yıl Milliyet Sanat dergisi ve Milliyet gazetesinde sinema yazarı, kültür sanat muhabiri ve şef yardımcısı olarak çalıştı. İki yıl Skytürk Televizyonunda sinema, sanat ve ‘Sevgilim İstanbul’ programlarında yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak görev aldı. Antrakt Sinema Gazetesi’nde iki sene editör olarak çalıştı. Tarihi Rejans Rus Lokantasına hazırlanan ‘Rejans Tarihi’ ve ‘Rejans Yemekleri’ kitabının editörlüğünü yaptı. Rejans Rus lokantası başta olmak üzere birçok şirketin basın danışmanlığı görevini üstlendi. Film + sinema dergisine Türk sineması röportajları yaptı. Küçük Sinemacılar, Benim Trafik Kitabım, 'Çevremi Seviyorum' adı altında on iki tane ‘çevreci’, dört tane fantastik çevre temalı yirminin üzerinde çocuk kitabı bulunuyor. Sosyal medyada yolunu kaybeden bir genç kızın maceralarını anlattığı ‘Leylalı Haller’ yazarın ilk romanı. Kaşif Karınca ise beyaz yakalılara çocuk kafasıyla yazdığı ufak bir yaşam manifestosu özelliği taşıyor. TRT’ye çektiği ‘Bakış’ adlı bir kısa filmi bulunuyor. Halen aylık sinema dergisi cinedergi.com'un editörü, beyazperde.com ve öteki sinema yazarı. Kişisel yazılarını paylaştığı banubozdemir.com sitesi de bulunan yazar filmlerde ve festivallerde jüri üyesi olarak görev alıyor, filmlere basın danışmanlığı yapıyor, sinema ve kısa film atölyelerinde ders veriyor. Çocuklarla sinema ve çevre atölyeleri düzenliyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.