Söz, Savaşçı ve İsimsizler art arda yayına girerek militarist, askeri dizi furyasını yeniden uyandırdı. Milliyetçi-militarist olarak sınıflandırabileceğimiz türün örnekleri daha önce de ekrana gelmişti. (Şefkat Tepe, Sakarya Fırat, Tek Türkiye, Güneydoğu’dan Öyküler vb.) Söz, İsimsizler ve Savaşçı gibi diziler, bu bildik formu yeniden sunuyor. Yükseliş nedenleri politik, sosyal ve ticari olarak üçe ayrılabilir.

Hatırlarsınız çözüm süreci döneminde akil insanlar heyetinin önerisiydi bu tür dizilerin yayından kaldırılması… Sonra hem iç hem dış politikada iklim değişti. 15 Temmuz’da bir darbe önlendi, Suriye operasyonları, patlamalar, tutuklamalar derken düşman safları belirginleşti, demeçler sertleşti. Şu an konjonktür gereği politik dilde milliyetçilik yükseliyor. TV de bu projelerle beklentiye yanıt veriyor. Genel anlamda bu projeler, kanalların referandum öncesi seçimini, sonrası politik duruşunu gösteren araçlar olarak yorumlanabilir, zira medyanın ve politik göndermeler içeren projelerin propaganda gücü göz ardı edilemez. Sosyal olarak bakarsak, izleyici tüm bu olayların içinde gerilmiş bir yay gibi. Başına çuval geçirilen askerlerin intikamını Polat Alemdar’ın aldığını hatırlarsanız eğer, bu kahramanlık hikayelerinin de toplumda nabız yavaşlatma görevi gördüğünü, izleyicinin de bu hınç sebebiyle projeleri takip ettiğini söyleyebiliriz. İzleyici kahramanlarla özdeşim yaşıyor. Samanyolu TV’nin kapatılmasının ardından sahiplenilmeyen bir izleyici kitlesi var, bu kitlenin alışkanlığı bu tür diziler. Gündem gereği bu dizilerin sosyal medya etkileşimi de yüksek, Dağ filminin başarısını da dikkate alırsak, bu işler ticari olarak kanalları memnun edecek öngörüsüyle sete çıkıyor.
Bu dizilerin reyting karnelerine baktığımızda rekorlar görmüyoruz, iyi ama ortalama düzeyde reytingleri… Her dizi, reyting açısından ayrı avantaj ve dezavantajlar taşıyor. Askeri işler oldukları için tuttu demek biraz indirgemek olacaktır. Gelin her diziye tek tek bakalım.
Söz Dizisi Neden İzleniyor?
Söz’deki dil daha duygusal ve hikayenin kahramanının kişisel bir intikamı da var. Yavuz’un duygusunu izleyicinin daha kolay içselleştirebileceğini düşünüyorum, kadın izleyiciyi daha çok çekecektir. Poyraz Karayel ve Sana Bir Sır Vereceğim gibi dizilerin de senaristi olan Ethem Özışık imzası izleyicinin dilinden anlayan bir senaristi işaret ediyor. İzleyiciye duygu geçirmekte bir hayli iyi olan Özışık’ın kaleminin farkı diğer askeri dizilerle kıyaslandığında fark ediliyor. Dizimim sorunu ise belirsiz bir terör örgütü ile savaşması. Eylem tarzı IŞİD’i, dizideki profili PKK’yı anımsatan örgüt gerçek hayatta bir izdüşüm oluşturmadığından izleyici için kahramanlık “hayali” ve “kurgusal” olduğunu her sahnede ele veriyor. Ancak İsimsizler’e göre daha “merkezde” olan politik duruşu ile dizi daha çok izleyicinin ekranlarına konuk olabileceğe benziyor.
İsimsizler Diğerlerine Göre Daha Net
İsimsizler’in propaganda misyonu daha çok göze çarpıyor, İslami söylem, gerçek olaylara göndermeler, düşman temsili daha aşikar. Dizi, net duruşuyla avantaj elde ediyor. Söz’de görmediğimiz o net düşman safı bu kez belirgin, İsimsizler PKK ile savaşıyor, arada FETÖ göndermeleri de dizide yer alıyor. Milletvekili’nin polise tokat atması gibi olaylara değinen sahnelerle gerçekle bağ kuvvetlendiriliyor. Dizi bu anlamda “Biz silahı tutarız Allah hedefi vurur” gibi repliklerle hassasiyetleri direkt hedef aldığından, muhafazakar izleyiciyi adeta kalbinden vuruyor. Daha liberal görüşteki izleyici için bu dilin bir süre sonra sıkıcı geleceğini düşünsem de dizinin reytingleri şu an kanalını tatmin ediyor.
Ulusalcı Kanat için Savaşçı
Savaşçı, 15 Temmuz ile başlayan, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarına isim vermeden değinen hikayesiyle daha ulusalcı bir bakış sergiliyor. İslami referanslardan azade bir anlatı olarak diğerlerinden ayrılıyor. Dizi daha önce Sakarya Fırat gibi askeri işler kaleme alan Süleyman Çobanoğlu’nun imzasını taşıyor. Çobanoğlu’nun askeri dizilerdeki deneyimi ve konudaki bilgisi dizinin akışında ciddi fark yaratıyor. Duygusal dramalar yerine olaylarla hareketlenen Söz’e göre daha erkek hikayesi odaklı, İsimsizler’e göre daha seküler olan diliyle Fox izleyicisinin beklentisini karşılıyor.
Bu Diziler Uzun Ömürlü Olur mu?
Sosyal ve siyasal olarak belirsizliğin arttığı dönemlerde kurgusal kahramanlıklara da ihtiyaç artıyor. Belirsizlik zamanla kayboldukça, siyasi politikaların sonuçları net sonuçlar verdikçe dizilerin de ekrandaki ömrü sona erecektir. Uzun vadede kalıcı olacaklarını düşünmüyorum ancak politikalara da bağlı olarak 1 sezon daha bu işleri ekranda göreceğiz gibi duruyor.
Gizem Kaboğlu

Gizem Merve Kaboğlu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. atv haber merkezi’nde ve Radyo Marmara’da yaptığım stajlarla deneyim kazandım. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda “Eleştirel haber okuryazarlığı” eğitimi, İstanbul Film Akademi’de Filmlerle Psikoloji Sinematerapi Atölyesi ve Gümüşlük Akademi’de Ümit Ünal’la Senaryo Bakışı atölyelerine katıldım. One Dergi’de başlayan yazın kariyerime Televizyon Gazetesi.com’da ve Dipnot.tv’de muhabir, yazar ve editör olarak devam ettim. 2008 yılından bu yana televizyon üzerine yazılar yazıyor ve röportajlar gerçekleştiriyorum. Süre zarfında 2. ve 3. Antalya Televizyon Ödülleri’nde “önjüri üyesi” sıfatıyla görev üstlendim. 4 yıl boyunca Dipnot Tablet Dergi’de okurla buluştum, şimdilerde Cine Dergi’de yazı ve röportajlarımla yer almaya devam ediyorum. Kariyerimin bir diğer ayağı olan e-ticaret alanında sektörün lider şirketlerinden birinde 3 seneyi aşkın süre Editör ve Pazarlama İletişim Uzmanı olarak çalıştım. 2016 yılında atv ekranlarına gelen Kaçın Kurası adlı dizinin senaryo ekibinde yer aldım, dizi ve film senaryoları yazmaya devam ediyorum. Gizem Kaboğlu yazıları www.gizemkaboglu.com adresinde arşivlenmektedir.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.