Umudun Kıyısında filminin güzel oyuncusu Burçin Abdullah filmin günümüzün vebası kanser illetinin üzerine bir farkındalık yaratmak amacında olduğunu söyledi…

Sinemamızın önemli oyuncularından Burçin Abdullah meslektaşlarından daha çok dizi yerine sinemayı tercih eden bir isim. Bu yıl iki filmle karşımıza gelen Abdullah, Umudun Kıyısında filminin kendisi için çok özel bir çalışma olduğunu söyledi. İki dedesini de kanserden kaybeden güzel yıldız filmde de kanserle ilgili farkındalık yaratan bir mesaj olduğunu, oynarken hep o üzüntülü günlere geri döndüğünü belirtti.

Senaryo geldiğinde sizi etkileyen şey ne oldu?

Hikayesi güzel bir projeydi, okuduğumda beni çok etkiledi. Ayrıca daha önce bir sosyal sorumluluk projesinde beraber çalıştığım ve çalışma disiplinini beğendiğim, Haydar Işık yöneteceği için bu işin içerisinde olmak istedim.

Rolünüzü biraz anlatabilir misiniz?

Hikaye kanser hastası olan bir adamın hayata tutunma mücadelesini konu alıyor. Benim canlandırdığım Esma karakteri ise Levent Sülünün rol aldığı Ufuk karekterine umut ışığı oluyor, enerjik, sıcak kanlı, yardımsever bir karakteri canlandırdım.

Bazı rollere hazırlanırken (Tarihi karakterler veya kör bir kız) gözlem ve araştırma gerekir. Halbuki bazı roller sizin biriktirdiklerinizden ortaya çıkar. Bu rol biraz öyle sanıyorum. Bu role kendinizden ne gibi katkılar yaptınız? Nasıl hazırlandınız?

Daha önce bu tarz hastalıklara yakalanan insanların hayatını araştırdım. Genelde bir projede oynayacağım karakterle ilgili derin araştırmalar yapıyorum. Eğer canlandırıcağım karakter ile duygularım bütünleşiyor ise o karakteri seve seve oynamak istiyorum. Bu projede Esma karakteri yine inandığım ve oynamak istediğim karakterdi.

Umudun Kıyısında günümüzün korkunç hastalığı kanser ve insanların bu hastalığa verdiği tepkiyle ilgili bir film. Zaten dramatik olan bir konuyu işlerken en çok neye dikkat etmek gerekir bir oyuncu olarak?

Filmin konusu çok hassas ve kanser hastalarını özellikle daha derinden ilgilendiren bir konu olduğu için senaryoda bu hastalığı yaşayan insanlara umut ışığı olmak ve onların ne hissettiğini anlamak ve farkındalığını arttırmaya çalıştık.

Kanser olan hastaların ve daha çok yakınlarının bu tecrübeden sonra hayata bakış açılarında değişimler oluyor. Siz bu filmden nasıl etkilendiniz?

Ben de iki dedemi kanserden kaybettim. Senaryoyu okurken o yaşadığımız acı günlere geri döndüm. Konu ile ilgili araştırma yaptığım süre içersinde benle aynı duyguları yaşayan insanları gördüm. Bu yüzden de bu film beni gerçekten çok duygulandırdı.

Ne zaman oyuncu olmaya karar verdiniz?

Çocuk yaşlarda bu işe başladım. Hem okula gidiyordum hemde sette çalışıyordum. Bana oyun gibi geliyordu. Ailemin desteği ve kararı ile oyunculuk bana kısmet oldu .

İzleyiciler için filmle ilgili benim size sormadığım ama sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Bence mutlaka bu filmi gidip izlemeliler . Çünkü film insanlara hayatın farklı bir penceresini açıyor . Hayatta herşeyin başı sağlık bunu hepimiz biliriz . Film bu sözün altını bir kez daha çiziyor.

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?

Boş zamanlarımda içimde yer alan projelere katkısı da olduğu için Binicilik ve dövüş dersleri alıyorum . En çok sevdiğim şeylerden biri spor yapmak ve yabancı dizilerle filmleri izlemek. Geri kalan vakitlerimde de resim yapıyorum.

Oynadığınız her projede farklı karakterleri canlandırdınız özellikle proje seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?

Senaryonun gücü ve karakterimin yapısı çok önemli. Oynadığım projelerde canlandırdığım karakterlerin birbirine benzememesi için hassas seçimler yapıyorum. Menejerim Abdullah Bulut ile birlikte değerlendiriyoruz ve karar veriyoruz. Elimden geldiğince doğru projelerde yer almaya çalışıyorum.

Çalışmak istediğiniz ve Türkiye’de beğendiğiniz yönetmenler kimler ?

Türkiye de çok değerli ve kıymetli yönetmenlerimiz var. Yaptıkları projelerle Dünya ya seslerini duyurabiliyorlar. Benimde filmlerini severek izlediğim ve inşallah beraber çalışmak kısmet olur dediğim yönetmenlerin başında Nuri Bilge Ceylan, Zeki demirkubuz, Ferzan Özpetek, Reha Erdem, Derviş Zaim, Onur Ünlü geliyor.

İnternette yayınlanan diziler ses getirmeye başladı. Sizin bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir ?

İnternette yapılan işleri daha özgür buluyorum. Süre olarak daha kısa olması sebebiyle anlatmak istediği mesajı daha öz bir şekilde bize sunuyor. Bu yüzden izlemesi keyifli oluyor . İnternette yapılan işleri destekliyorum.

 

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.