Korku türü dönem dönem ağırlığını azaltsa da hiç bir zaman gücünü ve market değerini düşürmemiş, yılda en çok film üretilen türlerin üst sıralarında yer almyı başarmıştır. Zira; korkunun adrenalin ve korkmak üzerinden birincil izleyicisinin yanı sıra keyiflenmek ve eğlenmek için takip edeni hatta gülmek için izleyeni de çoktur. Bir de buna ülkemizin manevi değerleri üzerinden yapılan filmlerdeki artış eklenince korku sineması gücüne güç katmış durumda. Elbette filmlerin çoğunu kalitesiz bulan, eksilseler sinema tarihine zeval gelmeyeceğini düşünenlerimiz çok ama hem dünyada hem ülkemizde türün sağlam örneklerindeki artış da gözden kaçmamalı. Bizdeki durum özellikle son birkaç yıl kötüsünü de daha fazla üretmemize rağman yenilikçi ve güzel örnekleri de külliyata kazandırmaya başladı. Hal böyle olunca da korku filmlerinin sayısı da iyice artmaya başladı. Hatta korku türü içerisinde alt tür olarak cinli filmler listeleri bile yapabilir olduk. Kısacası; ükemizde korku filmi her zaman revaçta ve uzun bir süre de böyle devam edecek gibi.

Buradan hareketle, nisan ayında herhafta bir korku filmi düşeceğini de öğrenince bunları bir araya toplamak hasıl oldu. Nisan ayında yepyeni 6 korku filmi izleyeceğiz. Bakalım bunlar hagileri ve notumuzu almamız gereken önemlileri neler.

7 Nisan

Şeytani (Satanic)

Vampir Günlükleri başta olmak üzere birçok TV serisinde yönetmenlik yapan Jeffrey G. Hunt’ın yönetmen koltuğunda oturduğu yapımın başlıca rollerinde ise Sarah Hyland, Steven Kureger ve Justin Chon bulunuyor.

Şeytani, bahar tatili için Los Angeles’a giden dört üniversite öğrencisinin hikâyesini anlatıyor. Chloe, David, Seth ve Elise, Los Angeles’ta eskiden satanist ayinlerin yapıldığı ve lanetli olduğuna inanılan bir mahallede dolaşırken, bir kızı öldürülmek üzere olduğu bir ayinden kurtarırlar. Bu gizemli kızla birlikte ruh çağırmaya karar veren gençler, şeytani bir ruhun ortaya çıkmasıyla kendilerini doğaüstü, tehlikeli ve korku dolu olayların içinde bulurlar.

 

14 Nisan

Dehşet Odası (Green Room)

205 yapımı olan Green Room, genel gösteriminden önce festivalleri dolaşmış ve İstanbula’a da !f kapsamında uğramıştı. Jeremy Saulnier imzalı filmde, yakın tarihte kaybettiğimiz Anton Yelchin, Joe Cole, Ali Shawkat, Callum Turnet ve X-Men serisinden gayet iyi tanıdığımız Patrick Stewart rol alıyor.

Bir konseri son anda iptal olan pun-rock grubuna son anda ekstra bir teklif gelir. Grup uzun bir yoldan da geldiği için bu teklifi kabul eder ve ormanlık bir alanda bir organizasyonda sahneye çıkar. Daha sonra kulise dinlenmeye geçen grup bir cinayete tanık olur. Organizasyon sahipleri içeri girmeye grup ise onları sokmamaya çalışır, zira başları oldukça derde girecektir. Hal vöyle olunca da amansız bir kedi fare oyunu izleyiciye sunulur. Atmosferi oldukça başarılı kurulan film senryosunun zayıfığına rağmen ilgi çekecektir.

 

Otopsi (The Autopsy of Jane Doe)

Troll Hunter filmiyle dünya çapında tanınan ve iyi övgüler alan yönetmen Andre Ovredal’ın son filmi Otopsi’de tanınmış oyuncular Brian Cox, Emile Hirsch ve Ophelia Lovibond yer alıyor. Korku türünün yanından gizem sosu da barındıran filmin senaryosunu ise Ian B. Goldberg üstlenmiş.

Baba Tommy ve oğul Austin birlikte çalışan adlî tıp memurlarıdır. Austin annesinin ölümünden sonra babasını yalnız bırakmamaya gayret etse de yavaş yavaş kendi hayatını kurabilmek adına kız arkadaşıyla birlikte şehir değiştirmeyi planlamaktadır. Bunu babasına söyleyeceği akşam evlerinin bodrum katında yer alan morglarına bir ceset getirilir. Görünürde hiçbir ölümcül yarası olmayan genç kadın cesedi hakkında bütün bilgiler belirsizdir. Baba-oğul cesedi inceledikçe tutarsız ipuçları bulmaya başlarlar. İkili cesedi inceledikçe işler daha da gizemli ve tehlikeli bir hal almaya başlayacaktır.

The Bye Bye Man

Yönetmenliğini daha önce Hood of Horror ve Let the Devil Wear Black filmlerini çekmiş olan Stacy Title’ın yaptığı ve senaristliğini Robert Damon Schneck ile Jonathan Penner ikilisinin kaleme aldığı filmin başrolünde ise Douglas Smith, Lucien Laviscount ve Cressida Bonas yer alıyor.

Üç üniversite öğrencisi aynı evde kalmaya ve hayatlarını idame ettirmeye başlarlar. Biraz süre geçtikten sonra Bye Bye Man hakkında söylenenleri öğrenirler ve ne yazık ki Bye Bye Man’in en güçlü silahı ondan haberdar olunması ve korkulmasıdır. Onu alt edebilmenin tek çaresi onu düşünmemek, ondan bahsetmemek ve ondan korkmamaktır. Tabii hal böyle olunca üç gencin işi oldukça zorlaşır.

 

21 Nisan

Kapan (Get Out)

Ayın belki de bu anlamdaki en önemli filmi Get Out. Daha evvel oyunculuk yapan, hatta komedilerde oynayan Jordan Peele’nin yönettiği film, ABD Box-Office’de liderlik koltuğuna kadar oturdu ve toplamda 150 milyon dolar hasılata ulaştı. Bu yükselişi devam eden film sonunda ülkemize de uğruyor. Başlıca rollerinde Daniel Kaluuya, Allison Williams, Catherine Keener ve Bradley Withford’un oynadığı film bakalım bizim gişede ne yapacak?

Get Out, Kız arkadaşı Rose’un ailesiyle tanışmaya giden Chris’in kendisini içerisinde bulduğu tekinsiz olayları anlatıyor. Chris başlangıçta ailenin aşırı uyumlu davranışlarını kızlarının farklı ırktan biriyle olan ilişkisiyle başa çıkmak için endişeli çabalar olarak yorumlar ama hafta sonu ilerlerken giderek daha da rahatsız edici bir hal alan bir dizi olay, Chris’i aklının ucuna bile gelmeyecek bir gerçeğe götürür.

30 Nisan

Lanet: Ervah Cinleri

Yazının başında yerli korku filmlerinde ivmeden ve cinli filmlerin artışından bahsetmiştik. İşte onların son örenği ve ayın yerli korkusu Lanet: Ervah Cinleri salonları doldurmak için gösterimi son haftaya bırakmış. Teoman Gündüz’ün yönettiği filmin oyuncu kadrosu ise Zahid Çetinkaya, Sevcan Sini, Ufuk Özkaya, Ceren Yasemen Güneysu ve Ceyhun Tutal gibi isimlerden oluşuyor.

Film, sinema bölümü okuyan dört öğrencinin gerçek olay ve söylentiler üzerine tamamen terk edilmiş bir köye yaptıkları gezi ve orada başlarına gelen korkunç olayları konu almaktadır. Tüm yaşananlar gençler tarafından tek bir kamera tarafından kaydedilmiştir. İhbar üzerine olay yerine giden polis amirine teslim edilen bu kamera tüm gerçekleri göz önüne serecektir.

 

Onur Kırşavoğlu
1982 İstanbul doğumlu. Baba mirası sinema sevgisini kendisini bildi bileli kalbinde taşıyor. 2008'de Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu'ndan 2017'de ise Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümünden mezun oldu. 2014 yılında Pera Sinema'da sinema eleştirileri yazmaya başladı ve hala aynı mecrada yazılarına devam ediyor. Daha sonra bir dönem Vagon Dergi'de yazıları yayımlandı. Aynı dönem Doğu Batı Dergisi'nde "Türk Sinemasının Çöküş ve Yükseliş Dönemleri" adlı makalesi yayımlandı. 2016 yılında Filmarası Dergisi ve Cine Dergi'de yazmaya başladı ve hala bu mecralarda severek yazmaya devam ediyor. Üç senedir Antalya Uluslararası Film Festivali'nde danışmanlık görevi üstleniyor ve bu görevine hali hazırda devam etmekte. Sinefoli adlı sinema programında bir sezon metin yazarlığı da yapan Onur Kırşavoğlu 2017 Ocak ayından itibaren Sinematürk sitesinin Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürüyor ve yazıları / röportajlarıyla aktif kariyerine devam ediyor.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.