Senaryosunu geçtiğimiz yıl Kaçma Birader filmine imza atan Murat Kaman ve Emrah Kaman Kardeşler’in yazdığı; yönetmenliğini Murat Kaman ve Murat Dündar üstlendiği Kaçma Birader’in yaratıcıları Kaman Kardeşler ile bir araya geldik. Yapımcılığını CMYLMZ Fikir Sanat & Nu Look‘un yaptığı film de şarkıcı Hakan Altun da rol alıyor.
GİZEM ERTÜRK
Merhaba, geçtiğimiz yıl senaryosunu birlikte yazdığınız Kaçma Birader filminin ardından bu kez birlikte yazıp-yönettiğiniz Deli Aşk ile seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyorsunuz. Bize biraz bu süreçten söz eder misiniz?
MURAT: Kaçma Birader’den sonra yeni bir film mi yoksa tv’ye dizi mi yapmalıyız diye aramızda tartıştık. Dizi yapmak şu anki tv şartlarında çok zor ve istediğinizi yapabilme ihtimaliniz çok sınırlı. O yüzden yeni bir film yapalım dedik. Ve ortaya “deli aşk” çıktı. EMRAH: Kaçma Birader’de Yozgatlı bir aile üzerinden komedi denemiştik. Bu sefer de Adanalı bir Kahraman Maraş dondurmacısının aşkı üzerinden bir komedi denedik. Doğru mu yaptık, yanlış mı 10 Mart’ta göreceğiz.J
İki kardeş çalışmanın avantajları ve dezavantajları nedir?
MURAT: Biz açıkçası hep avantajını gördük. Çünkü iş konusunda birbirimize aşırı acımasız davranıyoruz. Ve bunun içinde bir ego savaşı olmadığı çok açık. Sonuçta kavgalar da olsa aramızda, gideceğimiz yer bayramlarda ailemizin yanı…
EMRAH: Yani küs kalmamız da mümkün değil. J Dezavantaj şu olabilirdi; aynı çevrede, aynı ailede büyümek benzer şeyler üretmeye sebep olabilirdi ama bizim karakterlerimiz çok farklı, böyle bir dezavantaj yaşamamıza engel oluyor bu durum.
Sektörde abi-kardeş ya da eş ortaklıklarını çok fazla görmeye başladık. Sizce bu neden kaynaklanıyor? Bir güven sorunu olduğundan söz edebilir miyiz?
EMRAH: Yaptığımız iş illa ki kooperatif çalışmayı gerektiriyor ve (her iş gibi) aşırı stresli ve ekip olarak birbirini kırmaya aşırı müsait. Birbirine kafa göz dalmanın mümkün olmadığı kişiler de en yakınlarınız. Ya da dalsanız da ertesi gün işe devam edebilirsiniz. J Bir de o kadar yan yana uzun süreler çalışıyoruz ki, önceleri eş olmayıp sonrasında eş olan çok arkadaşımız var J Buna bağlayabiliriz belki.
Bize Türkiye’de senaristlerin ne kadar özgür ve yaratıcı kalem oynatabildiğinden bahsedebilir misiniz kendi deneyimlerinizden yola çıkarak…
MURAT: Biz kendi komedimizi ara ara da olsa yansıtabilen şanslı gruptanız. Yüzde yüz özgür müyüz? Tabii ki değil. Ama en azından bazen deneyebiliyoruz içimizden geçenleri…
EMRAH: Sektör bu anlamda yaratıcılık ve özgürlükten git gide uzaklaşıyor maalesef. Sinema çok pahalı bir sanat dalı ve yapımcılar ve kanallar bu konuda kendilerini sağlama alma konusunda oldukça konservatif olmaya başladılar.
Senaristlerin el kitabı olarak bilinen Story kitabının yazarı Robert McKee Türkiye seminerinde, Komedi “dil” ve “kültür”e bağlıdır. Elbette evrensel komedi diye bir şey vardır ama lokalde herhangi bir “şaka”nın işe yaraması için o ülkenin dilini ve kültürünü iyi bilmelisiniz, demişti. Bize memleketin şaka ve komedi anlayışı konusunda neler söylersiniz?
EMRAH: Komedi kuralları global ama üslubu lokal kalmak zorunda olan bir tür. Yani “görücü usulü” hakkında yapacağınız bir şakayı, Amerikalıya anlatamazsın. Onların “blinddating” üzerine yaptığı şakayı burada anlatmak çok zor. Yakın görünüyor ama nüanslarla bile komedi gücünü kaybeder ya da kazanır.
MURAT: Bu memleketin şaka ve komedi anlayışı kısmına gelince; bu konu hakkında o kadar çok klişe kullanıldı ki, üzerine bir klişe daha eklemek istemeyiz.
Yine McKee iyi bir komedi yazarının öfkeli olması gerekir. Demişti. Siz nelere öfke duyuyorsunuz?
MURAT: Mutlu insan yazamaz. Yazmanın tek kuralı; artık içinde tutmaktan midenin bulanacağı kadar öfke dolu olmaktır. Tür ayırmaksızın…
Türkiye’de komedi filmleri çok tartışılıyor. Sizce bir filmin iyi bir komedi olduğunun kanıtı gişe midir?
EMRAH: Yani bu konu o kadar cıvımış geliyor ki bize; tersinden soralım biz de; gişeli bir film illa ki kötü olmayı gerektirir mi? Az izlenen film güzel demek midir? Komedi belki de sinema türleri arasında en kişisel olanı… Herkes ortak şeylere ağlayabilir ama aynı şeylere gülemez. Her filmi kendi özelinde tartışmak gerekiyor galiba. Bana göre komik ve ya değil gibi…
Yapımcı olarak Cem Yılmaz ile çalışmak nasıl bir deneyimdi?
MURAT: Şöyle özetleyelim; Cem Yılmaz bir stand-up’çı ve oyuncu olarak ne kadar iyiyse, bir yapımcı olarak da o kadar iyi…
Filminizde ünlü şarkıcı Hakan Altun’da yer alıyor. Projeye nasıl dahil oldu ve nasıl buldunuz oyunculuğunu J
EMRAH: Hakan Altun filmi yazmaya başladığımızdan beri projeye dahildi. Ama bunu kendisi bilmiyordu J Biz de kendisiyle tanışmıyorduk bile… J Sadece acayip bir sempati bekliyorduk. Daha sonra Cem Abi’yle bu projeyi hayata geçirince işler bizim için iyice kolayladı. Zafer Abi (Algöz) ve Cem Abi’nin, Hakan Abi’yi ikna etmesi bir buçuk dakika sürdü. Hakan Abi konusunda hiç yanılmamışız özetle…
Filminiz sosyal medyada takipçileriniz tarafından oldukça heyecan yarattı. Onlara yeni filminiz ile ilgili mesajınız ne olur?
MURAT: Gelin misafirimiz olun, sizi 100 dakika boyunca, küfürsüz, bel altı muhabbetsiz, sevgilinizle, eşinizle, çoluk çocuğunuzla güldürelim. Şuna çok değer veriyoruz, çıktıklarında bize küfretmeyecekleri filmler yapmaya çalışıyoruz.
EMRAH: Çünkü ceplerindeki o bilet parası çok değerli. O parayı boşa harcadıklarını düşünmelerini hiç istemeyiz.
Türkiye den ve dünyadan size ilham veren isimler kimler?
MURAT- EMRAH: Dünyadan RickyGervais, Larry David, Louis C.K. Türkiye’den Cem Yılmaz( Valla yapımcımız diye değil J ) hem arkadaşımız hem ilham aldıklarımız Selçuk Aydemir, Burak Aksak, Ercan Mehmet Erdem ve daha niceleri…
Son olarak Oscar’daki favorilerinizi sormak isterim?
EMRAH: La la Land süpürür. J
Teşekkürler, bol gişeler J
Biz teşekkür ederiz Gizem Hanım J
Gizem Ertürk