Murat Tolga Şen, eleştirmenlerin en çok karşılaştığı ithamın sebebini araştırıyor ve soruyor; eleştirmenler gerçekten filmleri övmek için sinemacılardan çanta dolusu para mı alıyorlar?
Eleştirmenler filmleri övmek için sinemacılardan para mı alıyor? Sevdiğim bir meslektaşım bu çirkin suçlama ile karşılaştı, hem de birden fazla kez, sebebi de yazdığı Çalgı Çengi İkimiz filmi kritiği… Okudum, filmi hem övmüş hem de yermiş, dengeli bir yazı kaleme almış. Emek verenleri küstürmeden işin olmayan taraflarını göstermiş ama birileri üşüşmüş hemen; “bu filmi para aldın da mı övüyorsun” diye…
Bazen benim de başıma gelir; birilerinin sevmediği bir film hakkında olumlu bir eleştiri yazarım ve arkadaşın biri bana ulaşabildiği bir sosyal medya kanalından hemen en değerli tespitini önüme atar: “söyle bakalım, kaç para aldın da bu filmi övüyorsun!”
Dayanamadığım, tahammül edemediğim tek sual bu, hele de sırtını hiçbir yere dayamadan eleştirmenlik yapmaya ve işin doğrusunu yazmaya gayret ederken. Soranın amacı asap bozmak, o çok belli. Bu sadece benim başıma gelen bir şey de değil, bir sürü meslektaşım kariyerinin bir noktasında bu ithamla mutlaka karşılaşır.
Peki, gerçekten bunu yapan var mıdır? Yani bir filmi övmek için o sinemacıdan para alan eleştirmenler yaşıyor mudur bu ülkede?
Hemen cevaplıyorum: hayır! Ben bunca yıldır en samimi dostlarımdan, hiç sevmediğim bazı eleştirmen kişilerine kadar kimsenin böyle bir şeye kalkıştığını görmedim, duymadım. Sevdiği arkadaşı film çekmiştir, onu kayırır vs. rastladım böyle durumlara ama “ver parayı al övgü dolu eleştiriyi” durumu hiç yok, o yüzden bu şekilde saçmalayanlara çok kızıyorum. Bu mesleğin bir Hipokrat yemini yok ama bu işi yapanlar kendi vicdanları ile hareket ediyor ve bu öyle “vermeyen” bir meslektir ki kazanılan paraları bilseniz insanların hala neden bu işi yaptığını sorgularsınız!
Bazen bölüm başına 50 bin kazanan dizi oyuncusu ile o röportajı sevabına yapan eleştirmen aynı masada bir araya gelir, dünyanın en adil olmayan karşılaşmasıdır bu. Peki, niye böyle? Çünkü dergiler-gazeteler-TV kanalları eleştirmenleri sevmez, onlara pek yüz vermez, yüz verse de para vermez. Bu devran böyle gelmemiş ama böyle gidiyor.
Ayrıca, “film eleştirmeni” bir eserin gişesini arttıracak ya da onu gişede batıracak etkiye sahip değildir. Bizimkisi sinemanın sanatını kollayan bir kılavuzluk, iyi filmler izleyin istiyoruz ama kim nasıl biliyorsa öyle yapıyor. Televizyonda yayınlanan 10 saniyelik bir spot 100 eleştirmen yazısından etkilidir çünkü koca ülkede eleştiri okuyan taş çatlasın 20 bin kişi var.
Hem aksi olsa çok övdüğümüz bazı filmler, mesela Babamın Kanatları, yılın en iyi gişelerinden birini yaparken, yerden yere vurduklarımız da gişede nal toplardı ama maalesef öyle olmuyor. Türkiye’nin gişe şampiyonu, eleştirmenlerin de en sevmediği filmlerden biridir: Recep İvedik 4…
MURAT TOLGA ŞEN – murattolga@gmail.com