Erdal Tosun’u kaybettik. Bazı insanlar dünyada sadece fiziklerinin kapladıkları yerle değil gönüllerimize düşürdükleri gölgeleriyle de hatırlanır. Tosun ailesi sinemamız için herhalde bu tanıma en çok uyan isimlerdi…

Hep deriz ya sinema hayatı içinde barındırır. İşte bu hayatta kahkahalar, mutluluk ve heyecan kadar gözyaşı da var. Birkaç gündür Erdal Tosun’u kaybetmenin acısını hissediyoruz. Sadece onu kaybetmek yeterince acı zaten ama Perşembe sabah bir trafik kazasında kaybettiğimiz Erdal ile birlikte kardeşi Gürdal’ı babası Necdet Tosun’u tekrar kaybettik sanki. Yeşilçam’ın kaybolan güzelliklerine bir nokta daha koyulmuş gibi hissettik. Kaç gündür Erdal Tosun’un hayatını oynadığı 80’e yakın film ve diziyi, İstanbul ve Antalya Devlet Tiyatrosu’nda sergilediği performansları, BKM ile bizi nasıl güldürdüğünü gazetelerden okuduk, televizyonlardan seyrettik. Peki bunların dışında kimdi Erdal Tosun? Sanatçı kişiliğinin yanında bize neyi ifade ediyordu? O 12 yaşında babasını kaybetmiş bir oğuldu, 37 yaşında kendinden dört yaş küçük meslektaşını, kardeşini kaybetmiş bir ağabeydi. Bir efsanenin oğlu olarak çok ağır mirası hakkıyla taşımak zorunda olan sanatçıydı. Zeynep’in babasıydı. Babadan miras sağlık problemleriyle uğraşırdı, kardeşini benzer bir hastalıktan kaybetmişti. Bütün bu mücadeleye rağmen “Ne olmuş yani büyük adam olamadıysak hayallerimizi de satmadık ya” diyebilecek kadar gururlu bir insandı. Zaten herşeyden çok bu benim canımı acıtıyor. Babası Necdet Tosun Yeşilçam’ın o babacan, dost karakterlerinin başında gelir. Türk insanının komik, candan kısacası “bizden” aşçısı, babası, otel sahibi, bazı filmlerde ise zengin kodamanıdır. Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Ali Şen gibi sanatçıların oluşturduğu sinemamızın “baba”larındandır. 400’e yakın filmde oynamıştır Necdet Tosun. Onun başarısının altında çalışkanlığı var derler eski topraklar. İşte böyle bir meslek ahlakından gelen bir babanın oğludur Erdal Tosun. Babasına benzerliği sadece fiziğiyle değil günümüzde ulaşılması zor olan 80 sinema ve dizi çekmesinden de anlaşılmaktadır. Erdal Tosun’u Cem Yılmaz’ın Gora’sında, Organize İşler’de, Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele’sinde seyrettik. Rolün büyüğü küçüğü olmazdı onun için. Atıf Yılmaz ona ilk sinema filmini önerdiğinde sadece babasına duyduğu sevgiden değil onun sanatçı kişiliğine duyduğu inançtan da bu yolu açmıştı. Babası Necdet Tosun bir lokantada aşçı iken sinemaya atılmış, çalışkanlığı ile yerini edinmişken Erdal Tosun mektepliydi, konservatuarı bitirip hem babasından kalan mirası omuzladı hem de o mirasın altında kalmadı. Ve ne yazık ki gitti talihsiz bir trafik kazasında üstüne düşen bir arabanın altında kaldı. Bizim de kalan son naif insanlarla olan bağlantımız koptu. Kendini şana şöhrete kaptırmayan, onun deyimiyle ruhunu satmayan bir koca adamı kaybettik. Tosun ailesi son selamını çaktı bize. Bir dönem kapandı.

ERDAL TOSUN’UN OYNADIĞI FİLMLER

Küçük Esnaf,2016

Düğün Dernek 2: Sünnet,2015

Kara Bela, 2015

Yapışık Kardeşler, 2015

Bana Masal Anlatma, 2015

Koğuş Akademisi, 2013

Çalgı Çengi, 2011

Çakallarla Dans, 2010

Vay Arkadaş, 2010

Pak Panter, 2010

Rina , 2009

Türkler Çıldırmış Olmalı, 2009

Neşeli Hayat, 2009

Sonsuz, 2008

Avanak Kuzenler, 2008

Süper Ajan K9, 2008

Maskeli Beşler: Kıbrıs, 2008

Kutsal Damacana, 2007

Eve Dönüş, 2006

İlk Aşk, 2006

Maskeli Beşler: Irak, 2006

Babam ve Oğlum, 2005

Organize İşler, 2005

Gönül Yarası, 2004

G.O.R.A., 2003

Vizontele Tuuba, 2003

Ömerçip, 2003

Vizontele, 2000

Güneş Yanıkları, 2000

Sokaktaki Adam, 1995

Alışırım, 1987

Temas, 1987

Alnımdaki Bıçak Yarası, 1987

Seyyar Kamil, 1987

Kadının Adı Yok (film), 1987

Mine, 1985

Karanfilli Naciye, 1984

Serdar Akbıyık
1967 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü'nü bitirdi. Erol Simavi Vakfı Gazetecilik Bursu'nu kazanıp iki yıllık eğitimden sonra Hürriyet Gazetesi'nde istihbarat muhabiri olarak mesleğe başladı. 1992 yılında Hürriyet Yazıişleri'ne geçti. 1993'te Spor Gazetesi'ni kuran grupta yer aldı. 1996'da Hürriyet Yazıişleri'ne döndü. 1999'da Star Gazetesi kuruluşunda bulunmak için Hürriyet'ten ayrıldı. 2000-2001 yıllarında Almanya'da Star Gazetesi'ni çıkaran grupta Yazıişleri Müdürlüğü yaptı. 2002'de Türkiye'ye dönüp Star Grubu'na bağlı olan ve yeniden yayımlanan Hayat Dergisi'nde görev aldı. Hayat Dergisi'nde ve Star Gazetesi'nde sinema eleştirmenliği yaptı. 2004 yılında Star Gazetesi Yazıişleri Koordinatörlüğü görevine getirildi. Halen Star Gazetesi İnternet Yayın Müdürlüğü ve sinema eleştirmenliğini sürdürmektedir. Star Gazetesi, Kral Müzik Dergisi ve internette çıkardığı Cinedergi'de sinema yazıları yayımlanmaktadır. 2007 yılında "Türk Sineması'nı Yönetenler" adlı yönetmenlerle yaptığı röportajları kapsayan bir kitap çıkardı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.