Öyle günler yaşıyoruz ki bizim sinemamızın neden gelişemediğinin bütün sebeplerini çıkan iki tartışmada görebiliriz. Birincisi Hz.Muhammed Allah’ın Elçisi filminin üzerine söylenenler. Anlıyoruz ki sinema aslında bahane. Derdi olan sinemayı kullanıyor sadece, eleştiri diye yazılan yazıların bazılarının sinemayla ilgisi yok. Mesela Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan’ın film üzerine eleştirisi. Bir okuyun bakalım sinemayla uzaktan yakından ilgisi var mı. Hadi geçtim sinemayı, bakış açısı o kadar keskin ki, kalem sahibi yazarken kendinden geçmiş bir ara “Bu İranlılar” diye bir ifadede bulunuyor. Dert Şii olmaları. Tamam sinema silahta sen silahşörmüsün sinema eleştirmeni mi? İkinci tartışma ise Dağ 2 filmine verilen tepkiler… Basın gösterimine gelen sinema eleştirmenlerinin kimi filmi faşizanlıkla suçladı. Bu isimler benzer Hollywood yapımlarını seyrettiklerinde aynı tepkiyi göstermiyorlar. Çünkü kimliksiz bir entelektüel sınıfın uzantılarılar. Türk halkının anlayışını redetmek üzerine kurulu bütün algıları veya kendini tanımlamaları. Dağ 2 filminin savaşı yücelten bir durumu yok ama bizim ordumuzu anlatması asıl suç bunlara göre.