- Antalya Film Festivali kapsamında 19-22 Ekim tarihlerinde 3. Antalya Film Forum gerçekleşti. 4 gün boyunca takip ettim. Açıkçası geçen yıl ki Forumla ilgili pozitif yorumlar duymuş, bir iki yazı da okumuştum. Ama niyeyse bunun ulusal çapta başarılı bir çalışma olduğunu düşünmüştüm. Zira Berlin, Cenevre, Bürüksel, Hilversum, Doha ve İstanbul’da çeşitli organizasyonların pitching, proje geliştirme, ustalık sınıflarına katılmıştım. Bu işin sinema endüstrisi için ne denli önemli, zor ve doğru isimlerle olmasının gerekliliğini görmüştüm. Henüz 3 yaşında olmasına rağmen, Antalya Film Forumunun daha önce katıldığım bu tür etkinliklerden hiç geri kalır yanı yokmuş doğrusu. Yani uluslararası standartlarda bir iş. Hatta Batı’nın o “business is business” mantığına Türk misafirperliği ve esnekliğini katarak profesyonellikten ödün vermeden ciddi, disiplinli, dakik, güler yüzlü, enerjik bir hava yaratmayı başarmış.
Antalya Film Forum’da neler oluyor?
Filmlerinin daha başında olan sinema profesyonellerine önemli imkânlar sunuyor Forum. Kurmaca ve Belgesel Pitchingleri, Work in Progrees Platformları yeni projelerine destek arayan veya projeleri belli bir aşamaya gelmiş olanlar için çeşitli fırsatlarla dolu. Şöyle ki, pitchinglerde uluslararası jüriler tarafından seçilecek ikişer projenin her birine belgesel ve kurmaca ayrımı yapılmadan 30 bin TL veriliyor. Ayrımı yapılmadan diyorum çünkü genellikle belgesellere daha düşük meblağlar veriliyor bizim memlekette. Şu pitching kavramı da bir türlü çevrilemedi tam olarak Türkçe’ye. Biz Belgesel Sinemacılar Birliği olarak yaptığımız Pitching in İstanbul etkinliğimize, Belgesel Pişirme Atölyesi demiştik. Belki daha iyi bir karşılık buluruz hep birlikte kafa yorarsak. Her neyse. Work in Progress’de ise, yani yapımı henüz tamamlanmamış, üretim süreci devam eden filminize 100 bin TL ödül alabiliyorsunuz. Ayrıca TRT, Forum’da seçilen bir projeye 40 bin TL geliştirme desteği veriyor. Digiflame Renklendirme ve Görel Efekt Ödülü ise, Work in Progress kategorisindeki projeler için önemli bir dayanak sunuyor. Seçilen proje, 10 iş gününde tamamlanabilecek görsel efekt, renk düzeltme, bir adet Master DCP hazırlama hizmetlerini elde edebiliyor. Villa Kult Kültürel Rezidans Ödülü ile ise bir genç sinemacıya filmini geliştirmesine katkı sağlamak amacıyla hazırlanmış 5 günlük özel bir kültürel programı içeriyor.
Pitchingler
- Antalya Film Forum kurmaca ve belgesel pitching platformu finalistlerinin jüri karşısındaki sunumları oldukça heyecanlı geçti. Finalistler 8 dakikalık sunumlarının ardından 5 dakika süresince jürinin sorularını cevapladılar. Kurmacada 12, belgeselde 9 proje sunum yaptı. Her süre dolumunda Antalya Film Forum cingılı salonda yükseldi. Pitchinglerde projenizin iyi olması kadar, projenizi nasıl aktardığınız daha doğrusu etkili aktarıp aktaramadığınız çok önemli. 8 dakikada filminizi çarpıcı bir şekilde jüriye anlatabilmeli onlara zihinlerinde bu filmi izletebilmelisiniz. Filminizin gerçekten özel bir film olacağına ve izleyiciye ulaşacağına ikna etmelisiniz. Bu, özellikle film sunum teknikleri üzerine çalışma, tecrübe ve zamanı iyi kullanmayı da beraberinde getirir. Spontane tercüme olanağı sunduğu halde, bazı katılımcıların neden İngilizce sunum yapmakta ısrar ettiğini anlayamadım. Jüriler neredeyse kulaklıklarını hiç kullanmadı. Hâlbuki insan kendini en iyi ana dilinde ifade eder üstelik Forum’un dili Türkçe ve İngilizce idi. Yani Türkçe konuşmakta bir beis yoktu. Derdini İngilizce anlatayım derken birçok yapımcı ve yönetmen filmini tam da anlatamadı ve süreyi de iyi kullanamadı. Elbette bu işin standardı İngilizce ama bu beceriyi tam elde edene kadar bu seferlik Türkçe konuşabilme şansı kullanılabilir ve tecrübe edinilebilirdi diye düşünüyorum. Birkaç projesinin hikayesinden etkilendim doğrusu. Zaten ödül alanlar ‘favori’ listemde olanlar arasından çıktı.
Belgesel Pitching Platformu Ödülü
BEN DE BURADAYIM – Yapımcı: Aslıhan Altuğ – Yönetmen: Kıvılcım Akay Doğan
KİM MİHRİ- Yapımcı: Berat İlk, Yonca Ertürk – Yönetmen: Berna Gençalp
Kurmaca Pitching Platformu Ödülü
GÜVEN – Yapımcı: Serkan Acar – Yönetmen: Sefa Öztürk Çolak
KIZ KARDEŞLER – Yapımcı: Nadir Öperli – Yönetmen: Emin Alper
TRT Ödülü
ŞAHMERDAN – Yapımcı: Zeynep Aşkın Korkmaz -Yönetmen: Mete Gümürhan
Villa Kult Kültürel Rezidans Ödülü
ANADOLU LEOPARI – Yapımcı: Olena Yershova Yıldız -Yönetmen: Emre Kayiş
Work in progress
Bu platforma 5 proje katıldı. Henüz yapım aşaması devam eden işler uluslararası jüri önünde filmlerini, geldikleri aşamayı anlatıyor ve filmlerinden bazı bölümleri gösteriyor.
Work In Progress Platformu Ödülü
- GAY SURİYE – Yapımcılar: Ekin Çalışır, Antoine Simkine, Christine Kiauk – Yönetmen: Ayşe Toprak
Digiflame Renklendirme ve Görsel Efekt Ödülü
DAHA – Yapımcı: Ziya Cemre Kutluay – Yönetmen: Onur Saylak
Ustalık sınıfları
The Artist Filmi ile 2011 yılında en iyi Müzik Oscar’ını alan müzisyen Ludovic Bource, Selim Atakan’ın moderatörlüğünde katılımcılara hem keyifli dakikalar yaşattı hem de müzik-film ilişkisi hakkındaki düşüncelerini ve çalışma tarzını paylaştı.
Ludovic Bource’dan :
– Usta ve uzman olmak istemiyorum. Müzik zaten hep vardır. Onun ustalığı yoktur. Müzik müziktir.
– Müzik, seyircilerin ilgisini filme çeker.
– Benim için her film müziği yeni bir deneyimdir. Farklı bir tarzdır.
– Senaryo bana ilham veriyorsa hemen üretime geçebilirim.
– Siz istediğinizi hissedebilirsiniz. Ama bu tam da sizin müziğiniz değil. Sizden beklentileri olan yönetmenin duygularını da yansıtıyor musunuz?
EDN (Avrupa Belgesel Ağı) kurucusu ve başkanı olan Tue Steen Müller belgesel alanında 20 yılı aşan deneyimlerini paylaştı. Belgesel Sinemacılar Birliği başkanlığım döneminde İstanbul’da belgesel tutkunlarıyla buluşturmuştuk kendisini. O günden bu güne sunumunu ve paylaşımlarını zamanın ruhuyla güncellemiş. Eğlenceli üslubuyla yine keyif, bilgi ve tecrübe dolu dakikalar yaşattı bizlere.
Tue Steen Müller’den:
- Son dönemde belgeseller müziğe boğuluyor. Müzik harika bir şey, ama izleyiciye ne hissedeceğini dikte etmek için kullanılmamalı.
- Filminizin ne anlattığını çok iyi biliyorsanız, yapmayın daha iyi! Eskilerin dediği gibi: “Mesaj gönderecekseniz postaneyi kullanın.”
- Gözlemlemeyle ilgili izleyiciye katmanlar verin. Kendi filmlerini yapmalarına izin verin.
- Her şeyi anlatmak zorunda değilsiniz, bazı şeyleri seyirciye bırakın.
- Görüntülerdeki bilgi çok önemli, bırakın görüntüler konuşsun.
İranlı senarist ve yönetmen Asghar Farhadi’nin 3. Antalya Film Forum’da gerçekleştirdiği ustalık sınıfını detaylıca sayfa … bulabilirsiniz.
Yansımalar
Endüstri profesyonellerinin özel bir konu üzerinden deneyimlerini paylaştığı oturumlardan oluşan yansımalar bölümü özellikle genç sinemacılar için çok verimli oldu. Kurgu yönetmeni Yorgos Mavropsaridis Sivas filminin kurgu süreci, yapım tasarımcı ve sanat yönetmeni Sıla Karakaya korku filmi Baskın, avukat Betal Özay ortak yapım sözleşmeleri, yönetmen Sahraa Karimi ise belgeseli “Afghan Women Behind The Wheel” hakkındaki bilgi ve deneyimlerini aktardılar.
Paneller
TRT TV Filmleri Sonuçlar ve Gelecek Vizyonu, Senaryo Danışmanı ile Çalışmak, Yeni Modeller: İlk Yapımcılık Deneyimleri başlığı altında düzenlenen paneller bilgi vermenin yanı sıra zihinlerdeki sorulara cevap olmaya çalıştı.
Kahvaltı buluşmaları, birebir görüşmeler, dinlenme-mutluluk saatleri
Forum boyunca hiçbir anınız boşa geçmeyebilir eğer siz değerlendirmeyi bilirseniz. Öyle ki kahvaltı, etkinlik aralarındaki çay-kahve molaları, happy hour olarak organize edilen keyifli saatler, akşam yemekleri hepsinde sinema sektörünün önemli isimleri ile tanışabilir, sohbet ve networking şansı bulabilirsiniz. Özel organize edilen kahvaltılarda fon ve festival temsilcileri ile interaktif bir paylaşım içerisinde olma imkânınız var. Özel olarak görüşmek istediğiniz bir isim var ise, size bu bire bir görüşmeyi de rezervasyon yoluyla organize ediliyor. Sevimli aksesuarlarla Antalya Film Forum hatırası fotoğrafınız da hediye. Ben hızımı alamdım her güne bir tane çektirdim.
Sonuç
Uluslararası önemli isimlerin yer aldığı sinema profesyonellerinin buluşma noktası olan 3.Antalya Film Forum’dan gördüğüm kadarıyla kimse eli boş dönmedi. Herkesin bavulunda dersler, deneyimler, bilgiler, yeni bir iletişim ağı, yeni arkadaşlıklar, yeni fikirler, yeni projelere yelken açma heyecanı, inanç ve tutku… en az bunlardan biri veya bir kaçı vardı. Umarım bu rüzgâr sadece Antalya’da kalmaz, diğer festivallere, organizasyonlara, kurum ve kuruluşlara, oluşumlara örnek ve basamak olur. Dileyen herkesin katılımına açık, ulaşılabilir olur. Özellikle Anadolu’daki sinemacılar da şehirlerinde böylesi bir etkinliği düzenleme, katılma, takip etme şansına erişir. Türkiye Sineması toplam kalite esasıyla bütüncül bir ivme kazanır.
Türkiye ve Türkiye’ye yakın coğrafyalarda (Avrupa, Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu, Akdeniz ve Orta Asya) ortak yapım olanaklarını arttırmayı, sinema sektörünün gelişimini desteklemeyi, yapımcı ve yönetmenlerin yeni filmler üretmesine maddi ve manevi katkı sunarak onları teşvik etmeyi ve projelerinin uluslararası platformlarda tanıtılmasını sağlamayı amaçladığını belirten Forum’un bir ortak yapım ve proje geliştirme ortamı olarak etik ve estetik bir biçimde, kesintisiz yoluna devam etmesini diliyorum.
Forum Direktörü Zeynep Atakan ve Ekibini kutluyorum. “Acaba önümüzdeki yıl Forum festivalden bağımsız mı düzenlense?” diye de düşünmeden ve sormadan edemiyorum.
