Akdeniz Ülkeleri ve Öğrenci Filmleri kategorisinde Belgesel’e ödülü veren Adana Film Festivali önümüzdeki yıl Ulusal ve Uluslararası Profesyonel Kategoride de Belgesel Ödülü Verir mi acaba?

  1. Uluslararası Adana Film Festivali 19-25 Eylül tarihlerinde hemşerilerine, konuklarına ve sektörün bileşenlerine sinema ve sanat dolu bir hafta yaşattı.

Ben deniz de bu kez jüri üyesi, panelist, atölye yapan, festival komitesi üyesi, belgesel yönetmeni ve yapımcı olarak değil sadece sektörden bir konuk ve Cinedergi yazarı kimliğimle bir festivale katıldım. Tırnak içinde bunun bir nebze rahatlığını yaşadım diyebilirim Adana’da. Özel bir sorumluluğum yoktu, dilediğim film izleyebilir, dilediğim etkinliğe katılabilirim derken, program öyle dopdolu ki, izlemek istediğim filmler, katılmak istediğim etkinlikler çakıştı. Yani yine göremediğim, takip edemediğim onca şey oldu.

Kurmaca filmlerle ilgili epeyce yazıldı çizildi. Ben burada özellikle Öğrenci Filmleri ve Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması hakkında bir şeyler yazmak istiyorum. Bu arada en iyi film ödülünün sahibi Koca Dünya benim de Altın Koza’yı alacağına kesin gözü ile baktığım bir filmdi.

Öğrenci ve Akdeniz filmlerinin gösterildiği salonlara bilhassa belgesellerini izlemek üzere vardığımda etraftaki heyecanlı genç sinemacılar hemen göze çarpıyordu zaten. Bazı öğrenciler hemen yanıma gelip “bizim belgeselimizin gösterimine kalır mısınız? Bizim filmimizi de izleyip değerlendirir misiniz?” ricasında bulundular. “Seve seve, elbette, neden olmasın” derken öğrendim ve o an fark ettim ki, gösterim programı karışık yapılmış. Bir belgesel, bir kurmaca, bir deneysel, bir canlandırma öyle gidiyor seanslar… Üstelik broşürde de sadece filmlerin adı var. Hangisi belgesel, hangisi canlandırma belli değil, not düşülmemiş. Filmlerin adına bakıp, kataloğu açıp belgesel mi, değil mi anlayacaksınız yani. Bu düzenleme benim gibi kategorik olarak zamanını ve önceliğini belgesel izlemeye verenler için çok kısıtlayıcı ve verimsiz oldu. Üç saat boyunca sadece birkaç belgesel izleyebildim oysa tamamını izlemeyi hedefliyordum. Filmlerin sahipleri de pek hoşnut değildi bu karışık gösterimden. Bir-iki genç belgeselci filminin linkini gönderdi de, bu sayede ricalarını kırmayıp filmlerini değerlendirebildim. Öyle veya böyle kesin bir ödül alır dediğim ve keyifle izlediğim İbrahim Aybek ve Eren Bektaş’ın “Müsahip” adlı belgeseli En İyi Öğrenci Belgesel Filmi ödülünü kucakladı. Alevi Bektaşi geleneğine mensup iki kişinin, ölene dek kardeş kalarak, birbirini koruyup kollayacaklarına dair verdikleri kararı, dedenin ve cem topluluğunun önünde söz verme ritüelini anlatan Müshaip gerek kamera ve efekt kullanımı, gerek kurgusu, gerek hikaye anlatım biçimi ve gerekse gerçekle kurdukları ilişkiyle başarılı bir çalışma olmuş. Bu genç ekipten, duruşlarından, nerede olduklarının, ne yaptıklarının farkında olmalarından, bilgi ve deneyime gösterdikleri saygıdan dolayı çok umutlandım. Yolları açık olur, belgesele devam ederler umarım. Ne yazık ki bazı genç meslektaşlarım (sadece gençler değil ya) ödül avcısı olup kendilerini aldıkları ödüllerle var etmeye çalışıyorlar ve “ne yaparsam ödül alırım” diye düşünerek film çekmeye başlıyorlar ki bu son derece… neyse, her ne ise bu mevzuya girersem konu dağılacak, biz festivale dönelim.

Akdeniz Ülkeleri Kısa Filmleri arasında ödül alanlardan hiç birine denk gelemedim maalesef. Ama izlediğim filmlerin hepsinde gerçekten bir Akdeniz sıcaklığı, duyarlılığı vardı. Gözlemlediğim bir diğer güzellik de yönetmenlerin birbirlerinin filmlerine gösterdikleri ilgi ve destek idi. Tatlı bir rekabete eşlik eden güzel arkadaşlıklar kurulmuştu sanki. Festivallerin en önemli amaçlarından biri de budur bana göre, yani mesleğin bileşenlerini bir araya getirmek, yeni ilişkiler kurulmasına aracılık etmek ve en önemlisi onları seyircileriyle buluşturmak.

Akdeniz Ülkeleri ve Öğrenci Filmleri kategorisinde Belgesel’e ödülü veren Adana Film Festivalinin, önümüzdeki yıl Ulusal ve Uluslararası Profesyonel Kategoride de “Belgesel Ödülü” vermeyi düşünmez mi acaba? Belgesel Sinema ile profesyonel olarak var olmaya çalışan, üreten yönetmen ve yapımcılar için önemli bir motivasyon, ivme ve küçük de olsa bir kaynak olur kanaatindeyim. Her ne kadar ödül ve ödül sistemine, hele ki bir belgeselden bahsederken onun ödül alıp-almamasının önemsenmesine oldukça mesafeli baksam da, son yıllarda kan kaybeden belgesel sinemamız için önemli bir destek olacağına inanıyorum. Kim bilir belki böylece belgeselciler de Adana ve bölgesinin bereketli topraklarından nasibini, enerjisini alır. Evet Festival özel belgesel gösterimlerine de yer verdi. 17 belgesel filmi ve yaratıcı ekiplerini de özel gösterimler şeklinde seyircisi ile buluşturdu bunun da altını özellikle çizmek isterim ama… en azından Ulusal Profesyonel kategoride bir Belgesel Film Yarışması’nın Adana’ya yakışacağını düşünüyorum. Adana Film Festivali yönetimi ne dersiniz?

Semra Güzel Korver
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema mezunu. Aynı alanda, aynı üniversitede Doktora’ya devam ediyor. Profesyonel yaşamı 1992-99 yıları arasında VTR Araştırma Yapım-Yönetim Şirketinde geçer. 1999’dan günümüze TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör ve belgesel yönetmeni olarak çalışmaktadır. 1992’den bu yana başta belgesel yapımlar olmak üzere pek çok haber, kültür, reklam ve tanıtım projesine Araştırmacı, Prodüktör, Yönetmen, Editör ve Danışman olarak imza atar. Dönüşüm, Fan-Atik, Şehir İnsanları, Alamnya Alamanya, Multikulti Haberler belgesellerinden bazılarıdır. PRİX Europa, Al Jazeera, Altın Portakal, Malatya, Oscar Türkiye Seçici Jürisi gibi bir birçok ulusal ve uluslararası film festivalinde jüri üyesi olur, ödüller alır. İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Radyo-TV Yayıncılığı Bölümünde ders verir (2001-02). Avrupa Konseyinin “ayrımcılığa karşı sesini yükselt” kampanyasında uzman olarak yer alır (2010). Avrupa Konseyi, TRT ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa Medya Buluşmasının koordinatörlüğünü yapar (2010). Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği (SEE PMS), Ortak Yapımlar Grubunda editör olarak bulunur (2011-2013) Avrupa Yayın Birliği(EBU) Kültürlerarası ve Çeşitlilik Grubunda bir sezon başkanlık yapan Korver (2011-13) 8 yıl oyunca bu grupta prodüktör, yönetmen ve editör olarak çalışır. Bazı kitap ve dergilerde makaleleri, denemeleri ve röportajları yayınlanır. Bir sezon başkanlığını da yaptığı Belgesel Sinemacılar Birliğinin kurucu ve aktif üyelerindendir. Festivallerde ve üniversitelerde Belgesel Sinema Atölyeleri yapmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Neyyse (www.neyyse.com) adlı bloğunda ve Cinedergi'de belgeselci adlı köşesinde (www.cinedergi.com) yazmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.