Eylül ile birlikte memleketin festival sezonu başlıyor. Festivallerimizin düzeyi ne? Amacına ulaşıyor mu? Harcanan emek ve paranın karşılığı alınıyor mu? Sektörün bileşenlerinin ve seyircinin beklentilerini karşılıyor mu? Bir film festivalinden seyirci, yapımcı, yönetmen, oyuncu, sinema öğrencisi ne bekler? Bu konuda samimi, hakiki cevaplar alacağımız ve sonuçlarını hep birlikte tartışacağımız bir anket yapmak, bir arama konferansı gerçekleştirmek lazım belkide.

Sinema sanatının ve kültürünün bir arada yaşandığı, seyircinin, yönetmenin-yapımcının, sponsorun, eğitmenin, eleştirmenin ‘kısacası doğrudan ilgili- ilgisiz’ herkesin kaygısızca katılabildiği, yaratıcı-üretici ilişkilerinin geliştirildiği ulusal/uluslararası film festivallerinde buluşmak hepimizin temennisi.

Bir arama konferansı, bir anket çalışmasının bir parçası olmak güzel olurdu. Ancak şu an için yapabildiğim, memleketin beş büyük festivalinin yönetmenlerine nedir, nasıl, ne için, yani, peki, hatta… diye sormak oldu. İşte 5 soru ve 5 cevap…

  1. Uluslararası Antalya Film Festivali Yönetmeni: Elif DAĞDEVİREN
  • Bir festivalin olmazsa olmazı nedir?

Öncelikle dört dörtlük bir yarışma ve film programı ile saygın ve etkili bir jüri elbette. Ama en önemlisi; o festivale sahip çıkacak seyirci, halk. Cannes Film Festivali’nin başarılı olmasının en önemli nedenlerinden biri, halkının festivali sonuna dek sahiplenmesi, tüm Fransa’nın gurur kaynağı haline gelmiş olması. Eğer Antalya, festivali sahiplenirse anlamı var, sahiplenmezse yok. Çünkü, Antalya sahiplenirse Türkiye sahiplenir, Türkiye sahiplenirse dünya markası olur.

 

2-Peki, sizin festivalinizin diğer festivallerden farkı, yani özgün yanı ne?

Her festivalin birbirinden en önemli farkı içinde bulunduğu şehir ve içinde bulunduğu ülkenin sinema sektörü. Bizim farkımız Antalya ve her geçen yıl dünyada başarıdan başarıya koşan Türkiye sinemasının gücü. Farklı şehirlerin her biri festivale kendi karakterlerini veriyor. Ulusal ve uluslararası anlamda yapabileceklerinin en iyisini yapan, dünya festivallerinin saygı duyduğu çok sağlam bir ekibimiz var. Bir de benim bildiğim sosyal sorumluluk ve farkındalık hedefli tek festivaliz, böyle önemli ve saygı duyulan bir farkımız var. Bu yıl, evlerini, yurtlarını bırakarak bilinmeze doğru göç etmek zorunda kalan mülteciler ve mülteci olma halini sadece film seçkisiyle değil yan etkinliklerle de destekleyerek sosyal sorumluluk projesi olarak ele alıyoruz.

 

3-Antalya Film Festivali Türkiye Sinema Sanatına, sektörüne ve seyircisine ne vaat ediyor? Festivalinize insanlar ne için gelir, gelmeli? Hatta kimler gelmeli?

O kadar önemli şeyler vadediyor ki aslında. Eğer bizim kurduğumuz altyapı devam eder ve doğru yayılırsa sinemamıza çok büyük katkıları olacak. Sinema sektörümüz yurtdışındaki kadar hızla endüstrileşmiyor. Aslında bu durum hala organik ve dünyanın sevdiği filmleri üretmemize yardımcı oluyor. Diğer yandan da anlık komedi dediğimiz filmler üretiliyor. Dolayısıyla festivaller çok önemli çünkü aslında bir açığı kapatıyoruz biz. Yani hem keyifli, hem de izleyicisine ve yaptığı işe saygı duyan, film gibi filmler seçmeye çalışıyoruz. Böylece seyircinin vizyona giren yüzlerce film içerisinden gideceği filmi seçmesine yardımcı olalım istiyoruz. Bir de -ki bunu başardık aslında, Antalya’da yer alan filmlerin dünyaya açılmasını sağlamak. İki senedir Antalya Film Forum’dan geçen filmler dünya festivallerinde başarılar kazanıyor, Uluslararası Antalya Film Festivali’nde başarılı olmuş filmler dünya festivallerine davet ediliyor. Dolayısıyla da Antalya’ya uluslararası bir yolculuğun başlangıcı diyebiliriz. Ayrıca bu sene Film Talent Marketing Rounds kısaca FILM TMR dediğimiz bölümü başlatıyoruz. FILM TMR’de filmlerin iletişimiyle birlikte ulusal ve uluslararası ticaretini arttırmak gibi çok önemli bir hedefimiz var. Antalya Film Festivali’nin seyircisine vaadi ise burada iyi film seyredersin ve o filmleri yapan insanları merak ediyorsan birebir görüşme, soru sorma ve dinleme fırsatı bulursun. Bir filmi televizyondan ya da ipad’inden de seyredebilirsin ama onu ortaya çıkartan insana sorularını soramazsın. Biz seyirciye iyi filmi merak ediyorsa üreticisiyle beraber seyretme fırsatı sunuyoruz ve bunun çok kıymetli bir deneyim olduğunu düşünüyoruz.

 

4- Nasıl festival yönetmeni olunur? Bu kişinin en önemli özelliği nedir?

Bunun bir okulu yok, tam cevabını vermek zor çünkü alaylı işi. Şunu biliyorum ki festival direktörünün sinemayı tüm unsurları ile çok iyi biliyor olması gerekir. Organizasyonu da çok iyi bilmeli. Eksik taraflarını çabuk görebilmeli, hızlı karar vermeli. Medyayı ve iletişimi çok iyi bilmesi lazım. Bizimki gibi bir festivalse uluslararası ilişkileri çok güçlü olmalı. Güvenilir bir profil sergilemeli, insanları ikna edebilmeli. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde politikaya girmeden fırtınaları atlatabilme yeteneği olmalı. Hastaneye festival bittikten sonra kaldırılacak kadar dayanıklı olmalı (!) Ve bütün bunları da ancak bir iyi bir yapımcı yapabilir. Çünkü bu saydıklarım aynı zamanda iyi bir yapımcının da özellikleri.

 

5- Siz bir festival yönetmeni olarak, bu festivale nasıl bir ruh ve renk katıyorsunuz/kattığınızı düşünüyorsunuz?

Yeni fikirler, yaratıcılık, doğru ekipleri bir araya getirme… Kendi şirketi olup da festival için bir kaç aylığına işlerini dondurup ekibe dahil olanlardan tutunda, geçici bir iş olduğunu bile bile bütün bir sene bekleyen fedakar ekip çalışanlarına kadar bu festivale katkıda bulunanların her biri bu festivalin en önemli unsurları. Onları bir arada tutmak ve morallerini ve yaratıcılıklarını ortaya dökmelerine ve hayata geçirmelerine yardımcı olabilmek sanırım en büyük katkılarımdan biri…

 

Bir de, Allah’a çok şükür bu işi ihtiyaçtan değil aşık olduğum için yapıyorum. Festival direktörlüğü yapmasam bile başka iş alanlarında da başarılı olabilirim, başarılı olduğum diğer iş kollarında devam edebilirim. Ama hayır, ben bu işi aşkla yapıyorum. Çünkü bir hayalim var, Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Türkiye’nin örnek olarak göstereceği, sahipleneceği, dünyada da sayılı festivallerden biri olması. Bunu başaran ekibin önemli parçalarından birisi olabilirsem mutlu öleceğim.

  1. Uluslararsı Istanbul Film Festivali Yönetmeni: Kerem AYAN

1-     Bir film festivalinin olmazsa olmazı nedir?

Klasik cevap “film” olmalı belki ama aslında tabii ki seyirciler . Bütün festivallerin yapılma sebebi filmleri seyircileriyle buluşturmak. İster halka açık ister profesyoneller için olsun, festivaller seyircileriyle var olurlar.

2-Peki, sizin festivalinizin diğer festivallerden farkı, yani özgün yanı ne?

Diğer festivallerden farkı, İstanbul gibi herkesin ilgisini çeken bir şehirde yapılması, güçlü programı, bunca yıldır desteğini devam ettiren, festivale kalpten bağlı ve İstanbul Film Festvalini, kendi festivali olarak gören ve o şekilde tepki veren seyircisi.

3-İstanbul Film Festivali Türkiye Sinema Sanatına, sektörüne  ve seyircisine ne vaat ediyor? Festivalinize insanlar ne için gelir, gelmeli? Hatta kimler gelmeli?

İstanbul Film Festivali, her sene Uluslararası ve İnsan Hakları yarışmalarının dışında Ulusal Kurmaca, Ulusal Belgesel ve bu seneden itibaren Ulusal Kısa Film Yarışmaları da yapmakta. Ayrıca bir de Ulusal ilk film ödülümüz var. Böylece hem senenin en iyi Türkiye Sineması örneklerini gösteriyoruz, hem de ödüllerle yeni ve deneyimli sinemacıları destekliyoruz. Festivalimize insanlar, dünya ve Türkiye sinemasının yeni ve yetkin örneklerini görmek için geliyorlar. Yurtdışından gelen konuklarımız da hem bizim sinemamızın son örneklerini görmeye hem de Köprüde Buluşmalar adlı profesyonellere açık buluşmalara katılmaya, Türkiye sinema endüstrisiyle ortak projeler üretmeye geliyorlar.

4-Nasıl festival yönetmeni olunur? Bu kişinin en önemli özelliği nedir?

Bunun bir formülü var mı bilmiyorum. Ben kendi adıma söyleyebilirim. Sinema okudum, sonra Cannes festivali başta olmak üzere çeşitli festivallerde, festival organizasyon işini öğrendim. Bence sinema sevginiz ve zevkiniz olması şart. Ondan başka da organizasyon yeteneği, bir grupla uyumlu çalışabilme, acil durumları kolay yönetebilme gibi, tüm organizasyonlarda gerekecek beceriler lazım. Tabii yurt içi ve yurt dışı ilişkiler de çok önemli.

5- Siz bir festival yönetmeni olarak, bu festivale nasıl bir ruh ve renk katıyorsunuz/kattığınızı düşünüyorsunuz?

Ben geçen sene kasımda bu göreve başladım. Sadece sinemasever değil aynı zamanda sinema eğitimi almış bir yönetmen olarak, 35 yıllık bu kendini ispat etmiş festivale, kalitesinden ödün vermeden daha genç ve dinamik bir ruh kazandırmak istiyorum. Bu seneki festivalimizde sanırım seyirciler hem afiş kampanyamızda hem de programda bunu biraz hissettiler. Bunu daha da geliştirerek devam etmek istiyoruz.

  1. Uluslararsı Ankara Film Festivali Başkanı: İnci DEMİRKOL

1- Bir festivalin olmazsa olmazı nedir?

Bir festivalin temel misyonu izleyicinin ulaşamadığı filmlere ulaşmasını sağlamaktır. Günümüzde dijital teknolojilerle birlikte gösterim dışında kalan nitelikli filmlere de ulaşma imkânının artmasıyla birlikte festivallerin izleyiciyi sanatçılarla buluşturmak yönünde de bir farklılık yaratarak kendi alanlarını genişletmeleri söz konusu oldu. Böylelikle izlediği bir filmin yönetmeniyle, oyuncusuyla anında fikir, duygu alışverişi yapabiliyor olmak filmin izleyicinin hayatında bıraktığı ize de etki ediyor. Ayrıca tabi ki festivallerin sektör açısından önemini de göz ardı etmemek lazım. Özellikle genç sinemacıların sektör profesyonelleriyle, ulusal ve uluslararası katılımlı festivallerde kurdukları tanışıklıklar sinema sektörü açısından da büyük önem taşımaktadır.

2-Peki, Sizin festivalinizin diğer festivallerden farkı, yani özgün yanı ne?

2017 yılında 28.sini gerçekleştireceğimiz Ankara Uluslararası Film Festivali nitelikli filmlerle Ankara seyircisini buluştururken Ankara kültür ve sanat hayatına da ciddi bir hareketlilik katmaktadır. Ayrıca, başından beri, kısa ve belgesel filmlere programında özellikli bir yer vererek ve yarışmaları ile nitelikli yapımları ödüllendirerek Türkiye sinemasına yeni isimlerin, özgün çalışmaları ile katılmasını teşvik etmiştir her zaman. Bir de festivalimizin akademik yönünü de vurgulamak gerekir. Festival ekibimiz, danışma kurulumuz Ankara Film Festivali’nin bir okul olması yaklaşımıyla programda hem sinema seyircisine hem sinema profesyonellerine yönelik farklı, yeni yaklaşım ve bakış açıları geliştirebilmelerini sağlayacak etkinliklere büyük önem vermektedir.

3- Ankara Film Festivali Türkiye Sinema Sanatına, sektörüne ve seyircisine ne vaat ediyor? Festivalinize insanlar ne için gelir, gelmeli? Hatta kimler gelmeli?

Her yıl nitelikli filmleri, nitelikli etkinliklerle taçlandırarak izleyici ile buluşturan festivalimize seyirciler sinema ile hayatlarını zenginleştirmek için gelmeliler. Ankara’da bizi yalnız bırakmayan, her festivalimizi coşku ile takip eden kemikleşmiş bir izleyici kitlemiz var. Ancak bu grubun ötesinde tüm Ankaralılara, yeni jenerasyona ulaşabilmek adına da programlarımız, işbirliklerimiz üzerinde titizlikle çalışıyoruz.

4- Nasıl festival yönetmeni olunur? Bu kişinin en önemli özelliği nedir?

Festival başkanının sinemaya tutku ile bağlı olması gerekir. Dünya ve ülke sinemasını yakından takip etmeli, eleştirel film izlemeli ve biriktirmelidir. Bunun için aktif olarak dünya festivallerini takip etmek, ilişkiler kurmak, işbirlikleri yapmak da önemlidir. Ayrıca festival izleyicisini, festivalin hedeflerini de göz önünde bulundurarak programlar geliştirebilmelidir. Tabii ki bu noktada festivallerin ayakta durabilmesi adına gerekli fon kaynaklarının yaratılması da bir gerekliliktir. Bu noktada şunu da vurgulamak gerekir ki festival süreci, tüm işlerin yürütülmesi güçlü bir ekip gerektirir. Dolayısıyla festival yönetmeninin iyi bir ekip başı olması gerektiğini de vurgulamak gerekir.

5- Siz bir festival yönetmeni olarak, bu festivale nasıl bir ruh ve renk katıyorsunuz/kattığınızı düşünüyorsunuz?

Yıllarını Ankara Uluslararası Film Festivaline vermiş bir kişi olarak hem Ankara izleyicisini hem Türkiye sinemasını hem de dünya sinemasını iyi tanıdığımı düşünüyorum. Dolayısıyla her sene programımızı oluştururken ekip arkadaşlarıma iyi rehberlik edebildiğime inanıyorum. Yılların birikimi, sosyal, ekonomik ilişkilerimi festivalimize taşıyabilmem de çok önemli.

 

  1. Uluslararası Adana Film Festivali Genel Müdürü: Candan YAYGIN

1- Bir festivalin olmazsa olmazı nedir?

Bir festivalin olmazsa olmazları düzgün bir organizasyon ile uygulanması ve iyi bir ev sahipliği yapmasıdır. Diğer en önemli etkenlerdin biri de katılımcılarıdır yani izleyicilerdir. Film festivalleri, sinemaseverleri, sinema salonlarında kolay kolay izleyemeyecekleri filmlerle buluşturmak gibi bir misyon yüklenirler. Adana Film Festivali olarak, en iddialı olduğumuz bölümlerimizden biri, gösterim bölümümüz. Her yıl dünyadaki pek çok festivalden önemli ödüller almış özel bir seçkiyi izleyiciyle buluşturuyoruz

2-Peki, Sizin festivalinizin diğer festivallerden farkı, yani özgün yanı ne?

Adana, bir sinema kentidir. Sanat ve sinemayla dopdoludur. Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Abidin Dino ve Muzaffer İzgü gibi dünyaca ünlü pek çok değer, bu topraklarda yetişmiştir. Yeşilçam döneminde de Türk sinemasına yön veren bir çok yapımcı Adanalıydı ve yine bir çok filmin Türkiye’deki ilk gösterimleri Adana’da gerçekleştirilir. O dönem Adana’da 200 civarında yazlık sinema vardı. Bu geleneğin bir şekilde devam ettiğini, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmamızın finalistleri için gerçekleştirdiğimiz galalarda görebiliyoruz. İzleyici tarafından yoğun ilgi gören bu galalarda, salonlarımız tamamen doluyor. Yani, Adana Film Festivali, sinema sevdalısı Adanalıların festivali diyebiliriz.

Yine kısa filme verdiğimiz önem, festivalimizin bir diğer önemli unsuru; Öğrenci filmlerine ait bir yarışmayı programına Türkiye de programına alan ilk festival biziz. Adana Film Festivali bir nevi bir sinema okulu görevi de yapmıştır diyebiliriz. Çünkü Kısa Metraj Filmleriyle öğrenciyken başvuran kısacılar yıllar sonra karşımıza Uzun Metraj Filmlerle çıktılar. Örnek verecek olursak; Yüksel Aksu, Kudret Sabancı, İlker Canikligil, Togan Gökbakar, Serdar Akar, Eyüp Boz, NataliYeres, Gökhan Atılmış, Caner Erzincan gibi yetenekli sinemacılar karşımıza çıkıyor. Bunlar gurur verici bir unsurdur. Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ile, öğrencilerimizin yapıtlarını izleyici ile buluşturuyor ve ödüllendiriryoruz. Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışmalarımız da yine kısa filmleri izleyiciyle buluşturuyor ve ödüllendiriyor. Bu anlamda, izleyicilerimizde bir kısa film kültürünün de oluştuğunu görebiliyoruz.

3- Adana Film Festivali Türkiye Sinema Sanatına, sektörüne  ve seyircisine ne vaat ediyor? Festivalinize insanlar ne için gelir, gelmeli? Hatta kimler gelmeli?

Adana Film Festivali’nin izleyici kaygısı yok. Adanalıların tüm seanslara ve bölümlere yoğun ilgisi var. Buna ek olarak, düzenlediğimiz yarışmalar ve verdiğimiz ödüller açısından baktığınız zaman da, festivalimiz, filmini görücüye çıkartmak isteyen yönetmen ve sektör çalışanları açısından tercih edilen adreslerden biri.

4- Nasıl festival yönetmeni olunur? Bu kişinin en önemli özelliği nedir?

Hangi alanda festival yapıyorsanız, o alanla ilgili bilgili ve donanımlı olmanız şart. Bir festival yönetmeninin her şeyden önce organizasyon yeteneği güçlü olmalı. Ekibini iyi kurup doğru yönlendirebilmeli ve tüm faaliyetlerde resmin hem bütününü, hem de en küçük detayı aynı anda görebilmeli.

5- Siz bir festival yönetmeni olarak, bu festivale nasıl bir ruh ve renk katıyorsunuz/kattığınızı düşünüyorsunuz?

Ben aynı zamanda Çukurova Üniversitesi İletişim ve Güzel Sanatlar Bölümü’nde sinema dersleri veriyorum. Bu nedenle sürekli gençlerle iletişim halindeyim. Dünyadaki hızlı değişimi ve gençlerin bu değişimlere bakış açısını da yakından takip edebiliyorum. Bu dinamizm beni her anlamda besliyor. Bu da doğal olarak festivale yansıyor.

  1. Uluslararası Malatya Film Festivali Yönetmeni: Hüseyin Namık YILDIRIM
  • Bir festivalin olmazsa olmazı nedir?

Takipçisi olmayan hiç bir etkinlik düşünülemez. Bir festivalin olmazsa olmazı seyircileridir. Bu yıl 04-10 Kasım tarihleri arasında Malatya Uluslararası Film Festivali’nin yedincisini düzenlemek üzere çalışıyoruz. Kent insanının filmlerle ve etkinliklerle oldukça ilgili olması bizi mutlu ediyor. Festival olarak filmlerin yaratıcı ekiplerinin seyirciyle buluşmasını önemsiyoruz.

2-Peki, sizin festivalinizin diğer festivallerden farkı, yani özgün yanı ne?

Malatya Uluslararası Film Festivali çok genç bir festival olmasına rağmen Türkiye’de gerçekleştirilen önemli film festivalleri arasında yerini aldı. Bunu biz değil festivali takip eden her alandan pek çok insan söylüyor. Amatör ruhumuzu kaybetmeden profesyonel bir festival organizasyonu gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Seyircilerimizin, film ekiplerinin ve festival davetlilerinin birbirleriyle buluştuğu sıcak ve samimi bir festival olmak öncelikli hedefimiz.

Bildiğiniz gibi festivalimiz Malatya Valiliği’nin koordinasyonunda yapılan bir etkinlik. Bu yönüyle belediyelerin düzenlemiş olduğu diğer festivallerden ayrılıyoruz. Nihayetinde belediyelerde ki siyasi değişim ne yazık ki ülkemizde festivallerin içeriğine de yansıyabiliyor. Bunun örneklerini geçmiş yıllarda gördük.

Biz Malatya Uluslararası Film Festivali olarak yola çıkarken, tüm festivallerden ayrı olarak sanata odaklı; tüm siyasi görüşlerden uzak, sadece sinemayı odağa aldığımız bir festival olalım istedik.

Festivalimizi diğer festivallerden ayıran özgün bir yanı da yayınlamış olduğu teknik kitaplar. Yurtdışında sinema alanında yayınlanmış önemli kitapları Türkçeye kazandırıyoruz. Kamera kullanımı, çekim teknikleri, senaryo üzerine kitaplar yayınladık. Bu Türkiye’de hatta belki de dünyada yapılan festivallerde olmayan bir uygulama. Bu kitapları ücretsiz olarak sinema öğrencileriyle buluşturmaya gayret ediyoruz. Şu an yayınladığımız kitaplar özellikle öğretim görevlileri tarafından talep edilip, üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Bizde böylece festival yayınlarımızla sinema ve sinemacılara yararlı olup, kalıcı bir iz bırakmak istiyoruz.

3-Malatya Film Festivali Türkiye Sinema Sanatına, sektörüne ve seyircisine ne vaat ediyor? Festivalinize insanlar ne için gelir, gelmeli? Hatta kimler gelmeli?

Parasal ödüllerimizle sanat değeri yüksek filmlerin yapımını özendirerek filmlerin yaratıcı ekiplerine katkı sağlıyoruz. Ayrıca Malatya Uluslararası Film Festivali olarak; gerek dünya gerek yerli sinemamızın en yeni ürünlerini takipçilerimizle ilk olarak buluşturmayı istiyoruz. Geçtiğimiz yıl 40’a yakın filmin Türkiye prömiyerini gerçekleştirdik, böylece festival takipçilerimiz pek çok önemli filmi ilk kez Malatya Film Festivalinde görme fırsatı buldular.

Festival programını oluştururken tüm kesimleri kucaklıyoruz. Bunun için de festivalde yerli ve yabancı nitelikli filmleri izleyicilerle buluştururken, televizyon kültürüyle sinemadan uzaklaşmış kitleleri de sinemaya çekebilmek adına popüler yapımları program içerisine alıyoruz. Ayrıca festival haftası içerisinde sabah seanslarını çocuk filmlerine ayırdık ve bu filmleri ücretsiz olarak çocuklarla buluşturuyoruz. Engelli vatandaşlarımız için işaret dili anlatımlı, sesli betimlemeli filmlerin olduğu engelsiz filmler bölümümüz var. Fiziksel engelli vatandaşlarımız için ise özel salonlar oluşturduk. Seyirci katılımlarını arttırmak için bilet fiyatlarımızı sembolik rakamlarda tutuyoruz. Özellikle yedi yıl boyunca festivali takip ederek filmden filme koşturan sinemaseverler için “Festival Kart” uygulamasını hayata geçirdik. 15 TL gibi bir rakamla alınan bu kartla tüm filmlere giriş imkânı sağlıyoruz.

Bu anlamda Malatya Uluslararası Film Festivali olarak sadece belirli bir kesimi değil, tüm sinemaseverleri filmlerle ve sergi, söyleşi, atölye gibi pek çok etkinliklerimizle buluşturuyoruz.

4-Nasıl festival yönetmeni olunur? Bu kişinin en önemli özelliği nedir?

Kendi açımdan 1994 yılından bu zamana Çevre Filmleri Festivali, Komedi Filmleri Festivali, Sinema Tarih Buluşması; Moskova, Küba, Budapeşte Türk Filmleri Haftaları; Bursa İpek Yolu Film Festivali gibi pek çok festivalde ve festivallerin farklı alanlarında görev aldığım için bir festivalin oluşum süreçlerinin hepsine hâkim olduğumu söyleyebilirim. Aldığım sinema eğitimi, sektörde ki çalışmalarım ve takip edip çalıştığım festivallerdeki gözlemlerim, festival yönetmenliğine gelişimde etkili oldu.

Bir festival yönetmeni, işin tüm aşamalarını bilen, çalışacağı doğru insanları seçebilen, yeniliklere açık, fikir üretebilen, insanları dinleyen, en önemlisi de istişare kültürüne açık olan biri olmalı. Nihayetinde sanatsal yeterliliği yüksek olması ya da sadece iyi bir yönetici olması da tek başına yeterli değil.

5-Siz bir festival yönetmeni olarak, bu festivale nasıl bir ruh ve renk katıyorsunuz?

Malatya Film Festivali’nin sıcak ve samimi bir ruhu olsun istiyorum ancak sanırım bu soruya en iyi cevabı verecek olan çalışma arkadaşlarım ve festivali takip eden sinemaseverler, sinema yazarları ya da sektörden insanlar olabilir.

 

 

 

Semra Güzel Korver
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema mezunu. Aynı alanda, aynı üniversitede Doktora’ya devam ediyor. Profesyonel yaşamı 1992-99 yıları arasında VTR Araştırma Yapım-Yönetim Şirketinde geçer. 1999’dan günümüze TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör ve belgesel yönetmeni olarak çalışmaktadır. 1992’den bu yana başta belgesel yapımlar olmak üzere pek çok haber, kültür, reklam ve tanıtım projesine Araştırmacı, Prodüktör, Yönetmen, Editör ve Danışman olarak imza atar. Dönüşüm, Fan-Atik, Şehir İnsanları, Alamnya Alamanya, Multikulti Haberler belgesellerinden bazılarıdır. PRİX Europa, Al Jazeera, Altın Portakal, Malatya, Oscar Türkiye Seçici Jürisi gibi bir birçok ulusal ve uluslararası film festivalinde jüri üyesi olur, ödüller alır. İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Radyo-TV Yayıncılığı Bölümünde ders verir (2001-02). Avrupa Konseyinin “ayrımcılığa karşı sesini yükselt” kampanyasında uzman olarak yer alır (2010). Avrupa Konseyi, TRT ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa Medya Buluşmasının koordinatörlüğünü yapar (2010). Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği (SEE PMS), Ortak Yapımlar Grubunda editör olarak bulunur (2011-2013) Avrupa Yayın Birliği(EBU) Kültürlerarası ve Çeşitlilik Grubunda bir sezon başkanlık yapan Korver (2011-13) 8 yıl oyunca bu grupta prodüktör, yönetmen ve editör olarak çalışır. Bazı kitap ve dergilerde makaleleri, denemeleri ve röportajları yayınlanır. Bir sezon başkanlığını da yaptığı Belgesel Sinemacılar Birliğinin kurucu ve aktif üyelerindendir. Festivallerde ve üniversitelerde Belgesel Sinema Atölyeleri yapmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Neyyse (www.neyyse.com) adlı bloğunda ve Cinedergi'de belgeselci adlı köşesinde (www.cinedergi.com) yazmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.