“Çevreyolu” (Sacro Gra) belgeseli ile 2013 yılında Altın Aslan kazanan Gianfranco Rosi’nin, bu yıl Berlin’de Altın Ayı aldığı yeni belgeseli “Denizdeki Ateş” (Fuocoammare). 8 Temmuz’da vizyona giriyor. İtalya-Fransa ortak yapımı. 114 dakika. Yine Berlin’de Ekümenik Jüri ve Uluslararası Af Örgütü Film ödüllerini de kazanmıştı.

Bunca ödül almış, günümüzün en önemli konularından birine , “mülteci krizine” parmak basmış bir belgesel. Bakalım bu belgesel film Türkiye seyircisine bilet aldırıp salonlara çekebilecek mi? Zira bu sezon vizyona giren Atalay Taşdiken’in “Ah Yalan Dünya’da” ve Grant Gee’nin “Hatıraların Masumiyeti” filmlerinin gişelerine bakınca bu soruyu sormadan edemiyorum. Şöyle ki: Ah Yalan Dünya’da 8 kopya ile giriyor gösterime ve 6 hafta kalıyor. Seyirci sayısı: 462. Hatıraların Masumiyeti ise, 23 kopya ile giriyor ve 4 hafta kalıyor vizyonda. Seyirci sayısı: 4534.

Neyse, bu sonuçların sebebi derin mevzu. Biz filmin öyküsüne geçelim.

Mekan: Özellikle Kuzey Afrikalı ve Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya giriş noktası olan, İtalyan adası Lampedusa. Avrupa’da yeni bir hayatın hayalini kuranların umut limanı.

Zaman: Günümüz.

Ana karakterler: Büyükannesi ve amcasıyla yaşayan 12 yaşındaki erkek çocuğu Samuele, yörenin göçmenlerle ilgilenen doktoru Pietro Bartolo ve denizde yaşam mücadelesi veren mülteciler.

Gainfranco Rossi’nin kamerası, kıyılarına her hafta yüzlerce mültecinin akın ettiği, mülteci dalgasıyla sarsılan Lampedusa adasının halkına odaklanıyor. Adanın çeşitli sakinlerini takip ediyor.12 yaşındaki Samuele, bir doktor, bir radyo DJ’i, bir balıkçı ailesi… Yönetmen Berlin’de ödülünü kıyılarına gelenlere kapılarını ardına kadar açan Lampedusa halkına ithaf ettiğini açıklamış, “aklım hâlâ Lampedusa adasına ulaşamayan insanlarda” demişti.

Avrupa’ya ulaşmak için her gün Akdeniz ve Ege denizinde can veren göçmen trajedisine Suriyeli sığınmacılarla şahit olan, yoğun yaşayan ülkelerden biriyiz. Bu drama dikkat çeken, farkındalık yaratmak isteyen bu belgeselin Türkiye seyircisinin duyarlılığına hitap edeceğini, gişesinin azımsanmayacak düzeyde olacağını sanıyorum.

 

 

Semra Güzel Korver
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema mezunu. Aynı alanda, aynı üniversitede Doktora’ya devam ediyor. Profesyonel yaşamı 1992-99 yıları arasında VTR Araştırma Yapım-Yönetim Şirketinde geçer. 1999’dan günümüze TRT İstanbul Televizyonunda prodüktör ve belgesel yönetmeni olarak çalışmaktadır. 1992’den bu yana başta belgesel yapımlar olmak üzere pek çok haber, kültür, reklam ve tanıtım projesine Araştırmacı, Prodüktör, Yönetmen, Editör ve Danışman olarak imza atar. Dönüşüm, Fan-Atik, Şehir İnsanları, Alamnya Alamanya, Multikulti Haberler belgesellerinden bazılarıdır. PRİX Europa, Al Jazeera, Altın Portakal, Malatya, Oscar Türkiye Seçici Jürisi gibi bir birçok ulusal ve uluslararası film festivalinde jüri üyesi olur, ödüller alır. İ.Ü. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Radyo-TV Yayıncılığı Bölümünde ders verir (2001-02). Avrupa Konseyinin “ayrımcılığa karşı sesini yükselt” kampanyasında uzman olarak yer alır (2010). Avrupa Konseyi, TRT ve Bahçeşehir Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa Medya Buluşmasının koordinatörlüğünü yapar (2010). Güneydoğu Avrupa Yayın Birliği (SEE PMS), Ortak Yapımlar Grubunda editör olarak bulunur (2011-2013) Avrupa Yayın Birliği(EBU) Kültürlerarası ve Çeşitlilik Grubunda bir sezon başkanlık yapan Korver (2011-13) 8 yıl oyunca bu grupta prodüktör, yönetmen ve editör olarak çalışır. Bazı kitap ve dergilerde makaleleri, denemeleri ve röportajları yayınlanır. Bir sezon başkanlığını da yaptığı Belgesel Sinemacılar Birliğinin kurucu ve aktif üyelerindendir. Festivallerde ve üniversitelerde Belgesel Sinema Atölyeleri yapmaktadır. Gazeteciler Cemiyeti üyesidir. Neyyse (www.neyyse.com) adlı bloğunda ve Cinedergi'de belgeselci adlı köşesinde (www.cinedergi.com) yazmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.