Uluslararası Kayseri Altın Çınar Film Festivali 18-21 Mayıs tarihlerinde 4. kez seyircisi ile buluştu.
İşim gereği profesyonelinden amatörüne pek çok yerli-yabancı festivale yapımcı, yönetmen, juri üyesi, konuk,vb. sıfatlarla katılıyorum. Bazıları öyle-böyle profesyonel oluyor ki, kendinizi bir sinema şenliğinden ziyade, sinemacı iş adamları-kadınları toplantısında hissediyorsunuz. İş plazaları dokusunda ve plastik. Bazılarıda o kadar amatör oluyor ki, bizim evin salonunda TV izliyormuşuz gibi. İzlesen de olur, izlemesen de. Hiç bir şey kaçırmıyorsun. Yeni bir şey yok. Kayseri Altın Çınar bu iki uç arasındaki dengeyi yakalamaya çabalayan, halkın sinema şenliği olmaya çalışmanın yanı sıra, sinema profesyonellerine de yeni ufuklar açmaya uğraşan bir festival…
Festivali genç bir ekip düzenliyor. Çoğu Kayseri Erciyes Üniversitesinde sinema-tv okumuş ve sonrasında bu şehre güzel bir festival armağan etmiş gençler. İşte beni en çok bu gençlerin ve kendilerinden sonar gelen kuşakların coşkusu etkiledi. Erciyes ve çevre illerden gelen sinema-tv öğrencilerinin gönüllü desteği, sinemaya dair yeni bir harf öğrenmek için gösterdikleri tutku etkiledi. Kayserili sinemaseverlerin salonları dolduruşu etkiledi. Şehirlerine yerli-yabancı yeni filmler, yönetmenler, yapımcılar, oyuncular gelmişti. Bu bir fırsattı ve kaçırılamazdı. Bunun yanı sıra “haberimiz yok hay Allah kaçırdık” diyenler de bir hayli çoktu. Ama oluyor böyle şeyler, her zaman herkesden destek alamıyor festivaller. Herkes sahiplenmiyor, herkes duymuyor, duyamıyor, duyurmuyor. Ayrıca bu iletişimsizlik çağında, iletişim kaosunda gözünün önüne koysan, kulağının dibine fısıldasan da duyulmuyor, görülmüyor ya bazı şeyler… Neyse. Biz bardağın dolu tarafını görelim. Sadece İstanbul, Ankara, Antalya ve Adana’da değil Anadolu’da da festivallerin kök salmasını önemsiyorum. Anadolu’da eğitim almış, sinema aşkını Anadolu’da yeşertmiş, büyütmüş sinema profesyonellerinin sektörede kendine yer bulmasını, sesini duyurmasını önemsiyorum.
Festivalden kısa notlarıma gelince:
Her ne kadar benim için en büyük õdül seyirci ile buluşmak olsa da, oyunun kuralı, buluşmanın bahanesi bu ya, juriler beğenilerine, kriterlerine göre ödülleri dağıttı.160 kısa, 80 belgesel ve 18 animasyon filmin katıldığı festivalde, En İyi Belgesel Film ödülünü “Rağmen” ile Emre Karapınar, En İyi Kısa Film ödülünü “Çevirmen” ile Emre Kayış, En İyi Animasyon Film ödülünü ise “Guguk Kuşu” ile Can Erkan ve Salih Toprak aldı.
“Sinemanın Çınarları” ödüllerine Eşref Kolçak, Bahar Öztan, Itır Esen ve Can Kolukısa layık görüldü.
Bu yıl ki konuk ülke Hindistan’dan çeşitli filmler gösterildi. Ayrıca özel gösterim kategorisinde ise çeşitli uzun-kısa kurmaca, belgesel ve animasyon film örneklerine yer verildi.
Yerli-yabancı yönetmenlerle, yapımcılarla, oyuncularla buluştu Kayserililer. Atölyelere, panellere, söyleşilere katıldı. Başka diyarlardaki öyküleri izledi, kendi topraklarının öykülerini anlattı. 7. Sanatın sinerjisi ile yeniden düşündü, hissetti, paylaştı…
Anadolu’nun ortasında, Kayseri’de kök salan bu sinema çınarının beşinci, onuncu, yirminci… yıllarını kutlamak dileği ile.