Baharın gelişiyle birlikte kanalların yeni sezon hazırlıkları da başladı. Hoş önceden çoğunlukla sadece sezon başlarında izleyiciyle buluşan diziler reyting savaşında yenik düşüp birkaç bölüm yayınlandıktan sonra kaldırılan dizilerin sayısındaki artışa paralel olarak son iki yıldır daha çok olmakla birlikte sezon ortasında da yayına girer oldu. Bu ayın en dikkat çeken yenileri arasında “TATLI İNTİKAM” da var.

Kanal D’nin cumartesi akşamları izleyiciyle buluşmaya başlayan bahar tadındaki romantik komedisi Tatlı İntikam’ın başrollerinde Leyla Lydia Tuğutlu (Pelin) ve Furkan Andıç (Sinan) yer alıyor. İkiliye Can Nergis (Tolga),  Zeyno Günenç (Süheyla), Ayşenil Şamlıoğlu (Meliha), Kerem Atabeyoğlu (Rıza), Hazal Türesan (Başak), Cemre Gümeli (Simay), Çağrı Çıtanak (Bülent), Seren Deniz Yalçın (Ceyda),  Bülent Seyran (Necip), Elif Çakman (Havva), Emre Taşkıran (Hakan), Gürsu Gür (Zübeyir) ve Barış Gönenen (Serkan) eşlik ediyor.

Genel çerçevesini aslında tanıdık bir öykü oluşturuyor dizinin. Eski platonik bir aşk hikâyesi, kırılmış bir kalp. Kendisini hayatında yaşadığı kaybın itici gücüyle yeniden var etmiş bir adam ve bu yeni adama kendisini affettirmeye çalışan şımarık zengin kız. Kendi sesinden tanıdığımız şımarık kızımız Pelin, dizinin en başında zengin ailesinin onu nasıl prensesler gibi büyüttüğünü, her şeyinin olduğunu ama aşktan yana pek yüzünün gülmediğini anlatır. Oldukça güzel, alımlı ve sevimli görünen Pelin’in sözleri onu çok masum gösterse de müstakbel eşi Tolga tarafından düğünlerinde terk edildiği sahnede her şey anlaşılır. Kurmaca da olsa bu kadar bencil ve şımarık bir karakter oluşu aslında onu terk edilmeye mahkûm dayanılmaz bir karakter olarak görmemizi sağlar. Öyle düşünüyorum ki diziyi izleyen hemen hemen herkes Pelin’in terk edilmeyi hak ettiğini düşünmüştür. Pelin önce çok güçlü görünür hatta bu süreçten memnun gibi görünmektedir. Ama bu etrafındakileri kandırmak içindir. Pelin, bu noktada kendi hatalarının farkına varmadığı içindir ki mutsuz olmasının sebebi olarak birinin ahını almış olmasına bağlamak ona daha kolay gelir ve üniversite yıllarında kalbini fena halde kırdığı eski Tankut, yeni Sinan’ın peşine düşer.

Pelin üniversite yıllarında kendisine âşık olan ve Pelin’in de aşkına karşılık verdiğini düşündüğü için aşkını herkesin ortasında itiraf eden Tankut’u aşağılamış, rezil olmasına neden olmuştur. Bu olayın ardından Tankut, tıp fakültesini ve hatta ülkeyi terk etmiş yurt dışına gitmiştir. Ülkesine döndüğünde en yakın arkadaşıyla kendi mekânını açıp aşçılık yapacakken kader ağlarını örer ve büyük tesadüf yaşanır. Tankut’un yaptığı son düğün pastası Pelin’in terk edildiği düğününün pastasıdır. Tankut’un ilk aşk acısı, kalp yarası Pelin hala alabildiğine bencildir. Ama Tankut hem fiziksel olarak değişmiş çok yakışıklı bir adam olmuş, hem de Pelin’e ve hatta ilişkilere karşı duruşu değişmiştir. Sinan’ın restoranının açılısında ikili tekrar karşılaşırlar. Sinan, Pelin’in nikâhta terk edildiğini öğrenince oldukça mutlu olur. Gülme sırası Tankut/Sinan’dadır. Sinan’ın ölen babası olarak Zeki Alasya’nın fotoğrafını görürüz. Usta oyuncuya selam gönderir dizi. Tankut/Sinan’ın annesinin konuşmasında Pelin, onun Tankut olduğunu öğrenir. İnanamaz bu olana ve Tankut’un geçirdiği dönüşüme. Pelin özür diler yaptıkları için. Şımarık, uçarı ve bencil olduğunu kabul eder ve af diler. Bunun özrün nedeninin terk edilmesi ve affedilmezse hayatı boyunca yalnız kalacağını söyler. Hala sadece kendisini düşünür. Pelin bu yaşananlardan sonra depresyona girer. Sonradan tekrar Sinan’ın peşine düşer. Sinan’ın intikam fikri, Pelin’in kendini affettirme çabaları dizinin bundan sonraki romantik ve komik hikâyesinin bel kemiğini oluşturacak görünmektedir.

 

Dizi romantik komedi olması hasebiyle izlenir görünmekte şimdilik. Daha ilk bölümden bir şey demek kolay olmasa da Tankut nereye kadar cezalandıracak ya da Pelin gibi bir kız ne kadar kendini affettirmeye uğraşacak? Sonrasında ne olacak? Hikâye tıkanacak mı? Akıp gidecek mi? izleyip göreceğiz.

 

NERGİZ KARADAŞ

Nergiz Karadaş
Ankara doğumlu olan Nergiz Karadaş, 2007 yılında Başkent Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo TV ve Sinema bölümünü bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo TV ve Sinema Anabilim dalında “Türk Sinemasında Bir Oyunculuk Analizi: Şener Şen Örneği” başlıklı yüksek lisans tezini tamamladı. 2017 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sinema-TV Anabilim Dalı’nda “1980 Sonrası Türk Sineması’nda Zenginlik Temsilleri Üzerine Bir Alımlama Çalışması” başlıklı doktora tezini tamamlamıştır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümünde Dr Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. İki yılı aşkın bir süredir Cinedergi’de dizi kritik yazarı olan Nergiz Karadaş’ın uluslar arası ve ulusal hakemli dergilerde, kitaplarda sinema ve kültürel çalışmalar ile ilgili yazılmış makaleleri bulunmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.