Başlık tanıdık geldi değil mi? Bilhassa erkek çocuklar arasında, çoğu zaman masumane bir şekilde devam eden güç ve iktidar kavgasının en kilit cümlelerinden biridir. (Kız çocuklarda da “benim annem senin annenden daha güzel” şeklinde kendini gösterir.)
Ergenliğe doğru ilerledikçe belli kahramanları benimseyen çocuklar, zihinlerinde kahramanlar arası dövüşler canlandırıp kimin kimi dövebileceğini hayal ederler. Hatta bir araya geldiklerinde kendi kahramanlarını dövüş meydanına sürerek rakip gördüğü arkadaşlarının kahramanlarını nasıl alt edebileceğini ballandırarak anlatmaya bayılırlar. Bambaşka evrenlere ait kahramanların mantık dışı kapışmaları, yetişkinliğe doğru giden çetin yolda, çocuk ve ergen zihinlerini uzunca bir süre meşgul eder. Hayali arenalarda Temel Reis ile He-Man’in kapışmasına tanık olmak mümkündür ya da Bruce Lee ile Ryu’nunkine.
25 Mart Cuma günü gösterime giren “Batman v Superman: Adaletin Şafağı” da benzer bir kapışmayı beyazperdeye yansıtıyor. DC Comics’in en popüler iki çizgi roman kahramanını karşı karşıya getiren film, çocukluk ve ergenlik döneminin en büyük hayallerinden birini canlandırmaya girişiyor. Hedef kitle tarafından ilgiyle karşılanacağı muhakkak. Hazır Batman ile Superman sinema salonlarını işgal etmişken, benzer kapışmaları merkezine alan filmlere bir göz atmaya ne dersiniz?
Frankenstein Meets the Wolf Man (1943)
Roy William Neill’in yönettiği, Universal yapımı Frankenstein Meets the Wolf Man, farklı serilerden karakterleri bir araya getiren ilk canavar filmidir. Kurtadamı Lon Chaney Jr. canlandırırken, Frankenstein’ın canavarı rolünde Bela Lugosi yer alıyor.
King Kong vs. Godzilla (1962)
Japonya’nın Toho yapım şirketinin her filmiyle gişeleri sarsan Gojira (Godzilla) serisinin meşhur canavarı, 1954 yılındaki doğumundan sonra birçok canavarla karşı karşıya gelir. Ancak serinin üçüncü filmindeki rakibi dünya sinemasının yakından tanıdığı bir canavardır: King Kong. Serinin ticari açıdan en başarılı halkası olan King Kong vs. Godzilla, artık seri ile özdeşleşmiş Ishiro Honda tarafından yönetilmiştir.
Dracula vs. Frankenstein (1971)
60’lı ve 70’li yıllarda çektiği birbirinden ucuz istismar filmleriyle tanınan Al Adamson’ın yönettiği filmin garip bir çekim hikâyesi var. Adamson 1969 tarihli ‘biker filmi’ Satan’s Sadists’in görece başarısı üzerine yeni bir ‘biker filmi’ çekmeye soyunur. Parası tükenince, The Blood Seekers ismini alacak film yarıda kalır. Adamson’ın birçok filminin yapımcılığını üstlenen Sam Sherman’ın önerisiyle Dracula ve Frankenstein’ı da işin içine katmaya karar verirler. Çekimler yeniden başlar. Eski görüntüler ve eski hikâyeye, yeni görüntüler ve yeni hikâye eklemlenir ve ortaya sonradan Adamson’ın en çok bilinen filmi olacak Dracula vs Frankenstein çıkar. Kötü film severlerin başucu filmlerinden biri olan Dracula vs Frankenstein’ın hayranları arasında Metallica’dan Kirk Hammett da bulunuyor. Ayrıca Lon Chaney Jr. ve J. Carrol Naish’in ölmeden önce çevirdikleri son film olma özelliğini de taşıyor.
Freddy vs. Jason (2003)
Hong Konglu sinemacı Ronny Yu’nun Hollywood macerası sırasında yönettiği film, korku sinemasının gelmiş geçmiş en meşhur seri katillerinden ikisini karşı karşıya getirir: A Nightmare on Elm Street serisinin Freddy Krueger’u ile Friday the 13th serisinin Jason Voorhees’ini. Freddy vs Jason gişede başarılı olur ama eleştirmenlerin hışmından kurtulamaz.
AVP: Alien vs. Predator (2004)
Yönetmenliğini Paul W.S. Anderson’ın üstlendiği film, Alien (1979) ve Predator (1987) filmlerindeki tehditleri bir araya getirir. “Whoever wins… We lose.” (Kim kazanırsa kazansın, biz kaybedeceğiz.) sloganı ile gösterime giren AVP, gişede maliyetini üçe katlasa da eleştirmenlerin olumsuz eleştirilerinden kurtulamaz. Büyük oranda 1989 tarihli Aliens Versus Predator isimli çizgi romandan faydalanarak çekilen filmin bir de Aliens vs. Predator: Requiem (2007) isimli devam filmi var.
Lake Placid vs. Anaconda (2015)
Amerika’nın Syfy kanalı için çekilen ve A. B. Stone’un yönettiği televizyon filmi, katil timsah serisi Lake Placid ile katil yılan serisi Anaconda’yı bir araya getirir. 1999 tarihli ilk Lake Placid’in televizyon için yapılmış üç devam filmi bulunuyor: Lake Placid 2 (2007), Lake Placid 3 (2010) ve Lake Placid: The Final Chapter (2012). 1997 tarihli ilk Anaconda’nın ise ilki sinema filmi, kalanları televizyon filmi olmak üzere gene üç devam filmi var: Anacondas: The Hunt for the Blood Orchid (2004), Anaconda 3: Offspring (2008) ve Anacondas: Trail of Blood (2009).
-*-
Yukarıda adı geçen altı filmin dışında farklı evrenlere/serilere ait karakterlerin aynı başlık altında bir araya geldiği daha birçok film var elbette. Bazılarını kısaca da olsa analım. Tam bir makina hızında düşük bütçeli filmler çeken William Beaudine’in aynı sene içerisinde çektiği son sinema filmleri Jesse James Meets Frankenstein’s Daughter (1966) ve Billy the Kid vs. Dracula (1966) western ve korku türlerini, türlerin önde gelen karakterleri ile birlikte bir araya getirir. Meşhur katil oyuncak bebek serilerindeki karakterlerin aynı çatı altında toplandığı Chris Band imzalı video filmi Dollman vs. Demonic Toys (1993) ile Ted Nicolaou imzalı televizyon filmi Puppet Master vs Demonic Toys’u (2004) da unutmamak gerek. İşin parodi kısmına bakarsak Abbott and Costello Meet Frankenstein (1948) ve Abbott and Costello Meet the Mummy (1955) gibi örnekler ilk akla gelenler. Çekimleri yeni biten Sadako vs. Kayako (2016) da Ringu (Ring) ve Ju-On (Grudge) serilerindeki intikamcı hayaletleri bir araya getirecek. Tabii ki erotik ve porno sektörü de boş durmuyor; Emmanuelle vs. Dracula (2004) gibi uçuk örneklere rastlamak mümkün. Animasyon cephesinde de The Batman vs. Dracula (2005) gibi örnekler bulmak mümkün. Ayrıca Bonnie & Clyde vs. Dracula (2008), Gingerdead Man vs. Evil Bong (2013) ve Frankenstein vs. The Mummy (2015) gibi hepsini saymanın mümkün olmadığı daha bir dolu ucuz film var. Kısa filmler ile hayran filmlerine hiç girmiyorum, içinden çıkamayız. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler sonucu üretim hızı tavan yapan bol bilgisayar efektli, ucuz dev canavar filmleri de kendi canavarlarını yaratıp onları birbirleriyle kapıştırmaya başladı bile. Genelde televizyon ya da direkt video için çekilen bu filmler, şimdiden bir dosya konusu olacak kadar çoğaldılar. Ancak kim ne derse desin bütün bu saydığımız kapışma filmleri arasında en unutulmazı herhalde Kramer vs. Kramer (1979) olacaktır. Şaka bir yana, oğullarının vesayeti için kapışan Kramerleri canlandıran Dustin Hoffman ve Meryl Streep’in müthiş performanslarını bu vesileyle bir kez daha anmış olalım.
Murat Kızılca