Bugünün insanı sıradan, ortalama ve herkes gibi olmaya dayanamıyor. Bir veba gibi ortalığı saran ‘cool’ olma kulluğu ve zorunluluğu çeşitli hastalıklara neden oluyor haliyle. Man Seeking Woman sıradan ve ortalama olmanın dayanılmaz çilesiyle dertten derde düşen genç bir erkek kahramanın başından geçenleri anlatıyor. 20-25 dakika arasında değişen bir süreye inanılması ve tahayyülü zor absürtlükler sığdırılarak ne kadar mantık ihlali varsa yapılıyor. Komedi türündeki dizi, absürtlük sınırlarından öteye taşarak fantastik ve sür real öğelerle iç içe kimi zaman komik olmaktan vazgeçip iğrençliği bile göze alıyor.

Gündelik pratiklerin mantığıyla oynayan ve iğreti eden kaba sembollerle egemen estetik anlayışını ihlâl edecek müdahaleleri gülünç kılan oldukça özgün bir iş ve gerçekten yine de komik. Daha doğrusu yarattığı şaşkınlığı aşıp metne teslim olabilenler için gayet eğlenceli ve ilginç bir dille kotarılan mizah anlayışı çok güldürüyor. Mantıklı olduğu kabul edilen mantıksız toplumsal normları gerçeküstü bir anlatımla aşikâr kılıyor ve sonrasında gelişen tüm düşünce ve davranışlardan yeni bir mizah yaratılıyor. Bariz mantık hataları veya saçmalıkları vurgulayarak insanoğluna dayatılan değerlerin kof yapısı su yüzüne çıkartılıyor.

Günümüz ilişkilerinin oynanması gereken taktiklerini savsaklayarak direkt duygularına göre hareket etmenin aslında en absürt sonuçları doğuracağı da kaba saba ve koskocaman referanslar verilerek anlatılıyor. Örneğin kız arkadaşını Adolf Hitler’e kaptırmaktan daha eleştirel ve abartılı ne olabilir ki? Erkek arkadaşınız güçlü olsun da isterse ırkçı, faşist, katil, çirkin, kaba ve yaşlı olsun fark etmez mantığı daha şok edici ve net verilemez herhalde. Yeter ki sıradan ve ortalama olmasın! Böylece kahramanın başarısızlığı ve başarılı sayılanların özellikleri toplumun bilinçaltındaki gölge gerçeklerini mizahla ortaya çıkarıyor. Örtük ve gerçeküstü diyaloglarla söylenen budur, ve aslında her komedi de olduğu gibi ağlanacak hale kahkahalar attırarak dayanılmaz acılar kabalıkla estetize edilir. Yani estetiğin içindeki kabalığı köpürterek ve görünür kılarak!

Kollektif bilinçaltının karanlık dehlizleri absürt metinler aracılığıyla hem temizlenir hem de daha dayanılır hatta dizi de olduğu gibi eğlenceli ve sempatik anlatılara dönüşebilir. Zaten Man Seeking Woman gülmekten kırıp geçiren bir komedi türü değil ancak kaba esprilerle ince ince estetik görünen yaşamın kabalıklarının altını kazıyor, kirli köklerini yüzeye çıkarıyor ve mizahla dayanılır kılıyor ama yine de mide bulandırdığı sahneler hiçte az değil.

Kahramanın mekan, zaman ve karakterle sınırlanmayan bilinçaltı bugünün fiziksel dünyasıyla uyum sağlanması imkansız ruhsal dünyayı iç içe geçiriyor ve doğan karışık belirsizlik izleyicinin muhayyilesine çomak sokuyor. Çünkü sözde derin anlamlar dizimlerinin insana hizmet etmeyen korkunç kodları bazen tamamen penisten oluşan bir karakterle, bazen penisini kaybetmiş bir erkekle ve sonuçta kahramanın acizliğiyle sıradan insanın yaşam karşısındaki iktidarsızlığı şeklinde şok ederek tezahür ediyor. Aslında çok güçlü bir komedisi olmasına karşın absürt sembollerle saçmalamayı öylesine abarttıkça abartıyor ki yarattığı şaşkınlık mizahını altta bırakıyor. Duygu ve düşünceleri obje, kişi ve yaratıklar şeklinde somutlaştırarak, zıtlıkların birlikteliğinden birey ve toplum arasındaki ürkütücü ve şok edici uyumsuzluktan dem vuruyor. Böylece sıradanlığın pençesinde ezilen kahramanın yaşadıklarından sıra dışı bir komedi doğuyor.

Not: Ülkemizde Leyla ile Mecnun’la geniş ve yeni bir kitle kazanan absürtseverler ve özellikle sit-comdan sıkılan seyirci için ilginç bir izleme deneyimi sunacağı garantidir. Sevilmese de beğenilecek cinsten başka türlü bir komedi!

ŞENAY TANRIVERMİŞ

 

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.