Kördüğüm adlı dizinin genel yönetmenliğini ve proje tasarımını Ömer Farul Sorak yapıyor. Başrollerini; İbrahim Çelikkol (Ali Nejat Karasu), Belçim Bilgin (Naz Özer), Alican Yücesoy (Umut Özer) ve Aybars Kartal Özson’un (Kaan Karasu) paylaştığı Kördüğüm’de oyunculara Rojda Demirer (Neslihan), Naz Elmas ( Didem), Ayşen İşleyen (Ayda Aksel), Ege Aydan (Ayhan), Tülay Günal (Feyza Karasu), Tuğrul Çetiner (Tarık Karasu), Ferit Aktuğ (Genco), Gözde Çığacı (Gökçee), Sabriye Kara (Cahide), Ali Tutal (Hasan), Tuncer Salman (İbo), Murat Dalbatan (Oğuz) ve Serdar Yeğin’den (Mert) oluşan zengin oyuncu kadrosu eşlik ediyor.
Dizide ki çatışmalardan birçoğu hayalleri peşinde koşan, yakışıklı, güçlü, başarılı, çekici ve kimi zaman acımasız iş adamı Ali Nejat Karasu’nun hayatı üzerinden kuruluyor. Ali Nejat’ın psikolojik sorunları olan ablasıyla arasındaki dev uçurum ve çatışmanın nedeni onun hayatının en büyük kâbusu olarak izleyicinin karşısına çıkıyor daha ilk bölümden.
Ablasının krizleri esnasında yapılan flashbacklerden öğrendiğimiz üzere araba ve hız tutkunu Ali Nejat ablasının küçük oğlu yanındayken bir kaza yapar ve yeğeni ölür. Bu kayıp hikâyede biryandan abla-kardeş çatışmasını yaratırken, diğer yandan da Ali Nejat’ın kendisiyle en büyük kavgasının sebebi olur. Dışarıda oldukça güçlü, duygusuz görünen Ali Nejat’ın içinde, derinlerde yaşadığı depremin başlıca sebeplerinden biridir bu kayıp. Öyle ki yıllar öncesinde kısa süreli bir birliktelik yaşadığı Didem’in hamile olduğunu öğrendiğinde bebeği aldırması için ona para teklif etmesi, onu terk etmesi ve yıllar sonra ölmek üzere olduğu için oğlu Kaan’ı ona vermek isteyen Didem’e kötü davranması, oğlunu emanet edeceği kimse olmadığı için Ali Nejat’ın doğum gününde Didem’in kendisini öldürmesine sebep olur ve bütün bunlar öyle zannediyorum ki izleyici gözünde Ali Nejat’ı daha negatif bir karaktere dönüştürür. Ancak hikâye ilerledikçe ablası ve Kaan için yaptıkları onun aslında kötü bir adam olmadığını gösterir. DNA testi sonucunda Kaan’ın babası olduğunu öğrenmeden daha önce Kaan’a sahip çıkmaya karar vermesi, babasının karşında dimdik durum ablasını akıl hastanesine kapatmasını önlemesi, Kaan ile iyi ilişki kurmaya çalışması bunun göstergesidir. Kaan ona baba olmayı ve sevmeyi öğretecektir. Bu noktada dizinin çocuk oyuncusu Aybars Kartal Özson’un hakkını vermek gerekir. Oyuncunun tansiyonu en yüksek sahnelerde bile doğal ve inandırıcı oyunculuğuyla diziyi daha izlenir kıldığı ve izleyicinin en hassas noktalarına dokunduğu şüphesiz.
Ali Nejat’ın hayatındaki bir diğer çatışma, kendi babasıyla olan çatışmasıdır. Kuralcı babasından devraldığı ve başarıyla yürüttüğü gemi inşa şirketinin yanı sıra en büyük hayali olan yerli otomobil üretimi için yatırım yapmak istemesi ve babasının bu girişimine karşı çıkması baba oğul arasındaki çatışmanın kaynağını oluşturuyor. Yetişkin olmalarına rağmen babasının istediği gibi yaşamaları, babasının istediği hayalleri kurmaları gerekmektedir. Önemli olan tek şey soyadlarının lekelenmemesidir. Gerçek hayatta buna benzer nedenlerden baba-oğul çatışmasının yaşandığı/yaşanabildiği düşünüldüğünde hikâye bu noktada birçok izleyici için tanıdık ve hatta yakın gelebilir. Ali Nejat’ın hayatında iniş-çıkış yaratacak bir diğer noktada Doktor Naz olacağa benziyor. Aşktan oldukça uzak görünen ve kendisine âşık olan ablasının psikologu Neslihan’ı gözü görmeyen Ali Nejat, İtalya’da en yakın arkadaşı Ayhan’ın hayatını kurtaran ve sonrasında tesadüfler ağıyla Kaan’la ilişkisinde de merkeze oturan Naz’a ilgi duymaktadır, her ne kadar Naz’ın evli olması durumu zorlaştıracak gibi görünse de. Bunlara ek olarak şirketin finans işlerine bakan Oğuz’un, Ali Nejat’ın arkasından işler çevirmesi hem tansiyonu yükseltiyor hem de Oğuz’un kime çalıştığı henüz bilinmediği için merak unsurunun kullanımıyla ilginin canlı tutulması sağlanıyor.
Dizinin en önemli isimlerinden biriside Naz. Çocuk doktoru olan Naz’ın da hikâyesi biraz karışık ve daha da karışacağa benziyor. Elinden geldiğince bütün çocukları iyileştirmeye çalışan, insanlara yardım etmekten mutluluk duyan fedakâr Doktor Naz, kendi bebeğini kaybettiği için tekrar anne olmaya adım atmaktan korkar. Naz, ilk aşkı Umut ile evlidir. Umut, Naz okuyabilsin diye okulunu bırakmıştır. En yakın arkadaşı Genco ile bir araba tamirhanesi olan Umut’un tek hayali, tıpkı bu hayali uğruna kahrından ölen kendi babası gibi yerli otomobil yapabilmektedir. Kendi işlerini boşlamasını sağlayan bu hayal onun, Ali Nejat ile yollarının kesişmesine neden olur. Naz’ın hayatta annesi ve annesinin sürekli ezmeye çalıştığı Umut’un annesi ve kız kardeşi arasındaki dengeyi sağlamanın yanında Umut’la gün geçtikçe daha çok sarsılan ilişkilerini de düzene sokması gerekmektedir. Bu noktada Umut’un, bencilce Naz’ı Ali Nejat’tan kıskandığı için kavga çıkarması ve aynı zamanda Ali Nejat’la çalışmak için çırpınması, Naz ile aralarında geçen ufak bir tartışmanın ardından o gece hiç tanımadığı bir kadınla onu aldatması Umut’a ilişkin olumsuz bir imaj çizilmesine neden olmaktadır. Ayrıca birlikte olduğu kadının, Umut pişman olsa da onun peşini bırakmayacak gibi durması ve Naz’ın da kadının telefonlarından şüphelenmesi evlilikte yaşanacak krizin işaretidir.
Sonuç olarak, yayın günü itibariyle güçlü rakiplerine rağmen, karakterlerinin derinlikli yapısı, çoğunlukla başarılı oyunculuklar, hikâyenin çatışmalarının dolayısıyla tansiyonun yüksek olması, hem aile hem de aşk ilişkilerini içermesi diziyi izlenir kılacak diye düşünüyorum.
Nergiz KARADAŞ