Ayşe teyze efsaneye şans diliyor.. Ve karşımızda konusuyla, müziğiyle bir kült olmuş Rocky.. “Ayşe teyze lütfen ön yargılı olma.

Bir dövüş filmi izleyeceğiz ama bu senin bildiklerinden biraz farklı.” “ay Beril ben ne zaman senin filmlerine laf ettim, hepsini izliyorum işte.” Artık Ayşe teyzeyle arkadaş olmuş ve birbirimize güvenir hale gelmiştik. Gerçekten Rocky izlemenin tam zamanıydı. Sayın Balboa en pis yerlerde 15-20 dolar için dövüşüyordu ama evine giderken hayvan dükkanındaki hayvanlara selam vermeyi ihmal etmiyordu. “o kadar dayak yedi 3 kuruş için, değdi mi şimdi Beril?” “Ayşe teyze bence para için dövüşmüyor.” “bu onu haklı mı çıkardı yani Beril, seninkide laf! Hangi adam karısını para için dövüyor sanki?” oooo Ayşe teyze nerelere gittik yahu?” Aile içi şiddet ile Rocky’nin boks maçlarını nasıl bağladın??” elini çenesine koydu gözlerini kıstı, “dur bir izleyelim tahminlerim doğru çıkarsa anlatacağım nasıl bağlandığını.” Ayşe teyze artık beni korkutuyor gerçek bir film eleştirmenine dönüşüyordu, bir sonrakim filmi boynunda fuları elinde defteri ile izlemeye kalkarsa bu işe devam edemezdik. Bana onun beklentisiz, lafını esirgemeyen, samimi halleri lazım. Ellerimle bir canavar mı yaratıyordum? Filmi izleyip sonucuna bakacaktık. Film süreci benim için biraz gergin geçiyordu. Ayşe teyze Adrian’ı görür görmez Rocky!nin ondan hoşlandığını anladı. “bu adam kaba ve serseri görünüyor ya o yüzden sakin ve kibar olan herşeye bayılır, insan kendinde olmayana hayranlık duyar Beril.” “kıskanmaz mı yani?” “kötü insanlar kıskanır, iyi insanlar ise hayran olur bu Raki iyi bir adam belli.” İsmini bile doğru söylemişti . Ayşe teyzenin her hamlesi beni daha da heycanlandırıyordu. Tabi Rocky iyi bir adam olmasına rağmen hep kötü işler yapıyor. Tefecilerin tahsilatlarını alabilmeli için adamları tehdit ediyor, geceleri para karşılığı dövüşüyor, daha ne olsun. Apollo creed Hayat bu kaba adama hayranı olduğu boks şampiyonuyla dövüşme fırsatı sunduğunda ise Ayşe teyze “bak Beril adam koca şampiyon olmuş ama hala yetmiyor, sanki bana sporscu değil, mafya babası cık cık cık!” “ ee onun derdide kendini unutturmamak” “bak görürsün bu iş bizim Rakiye yarayacak benden söylemesi, durdur da bir çay koyayım.” İşte benim Ayşe teyzem ya!! Zaten bütün kahramanlık hikayesi anlatan filmler bu yoldan ilerler, hiç şansı olmayan bir adamın tesadüfen karşına bir şans çıkar ve o şansı değerlendirmek için elinden geleni yapar. Bu kurgu bizi artık şaşırtmıyor ama Ayşe teyzem nasıl heycanlı bunu öngördüğü için. Hevesi kaçmasın diye filmi daha önce 15 kere izlediğimi söyleyemedim. Zaten benim Ayşe teyzede sevdiğim şeyde tam olarak buydu! Filmleri hiçbir kuralı düşünmeden, bilmeden en diçten hisleriyle izlemesi! Çayım geldi! Adrian bir gerizekalı değildi Rocky’nin de dediği gibi sadece içine kapanık. Geçirdikleri romantik akşam Ayşe teyzenin içinin yağlarını eritti. “siz bilmezsiniz tabi, bizim zamanımızda öyle kolay olmuyordu bu işler, hepimiz çok utanırdık bu kızcağız da ne yapsın bir de başında ana yok baba yok ah evladım gitti boksörü buldu neyse bizim adam iyi Allahtan” Ayşe teyzeye hep bir sarılmak istiyorum! Bu sırada Rocky Apollo Creed ile yapacağı maça Mickey eşliğinde çalışmaya başlamıştı bile. Birden popüler bir insan olmuştu ama Ayşe teyzenin en çok hoşuna giden şey ilk röportajında bile Adrian’a selam söylemesi olmuştu. Yan gözlerle bana bakıp, hani anlamadıysan Beril gibi bir tonlamayla “seviyor kızı.. “ deyiverdi. Çaylardan büyük bir yudum alındı ve Rocky’nin insan üstü görünen antremanlarını izledik. “herşey istemekle başlıyor, önce isteyeceksin, sonra inanacaksın , sonrada inanmaktan hiç vazgeçmeyeceksin o zaman önünde ne dağ kalır ne de taş.” Rocky kendine inanıyordu inanmasına da tek engeli Mickey’nin sözünden çıkmamasıydı “ 10 dolarlık işler yaptım ama hiç yöneticim olmadı.” Cümlesi hayatta özgür davranabilmesinin tambir özetiydi. Özgürlüğünden para için vazgeçmeye hiç niyeti yoktu. Mickey de onun anlayacağı dilden bir güzel ikna etti. Mickey Rockye inanıyordu hep inanmıştı onun gözlerine, yeteneğine en çok o inanmıştı onun da derdi para pul değildi sadece bu işi yi yaptığını bütün dünyanın görmesine yardımcı olmak istiyordu. “böyle öğretmenler lazım hayatta, amacı mevki olmayan parayı pulu özendirmeyen sadece içinde ki yeteneği görebilen ve öğrencisinin yeteneğini çıkarabilmesine yardımcı olan ah ah” “Aynı Türkiyede olduğu gibi değil mi Ayşe teyze?” gülüyordum tabi bunları söylerken. “ah kızım ah Berilim o kadar haklısın ki, keşke sadece Türkiye olsa bütün dünya vazgeçti bu usta çıraklıktan, devir değişti herkes para ve şöhret peşinde.” Hüzünlü bir sessizlik yaşanıyordu ve Rocky’nin şampiyonluk maçını izliyorduk. İki boksöründe suratı darmadağın olmuştu ve ikisi de dövüşmekten vazgeçmiyordu. “dediğime geldik bak!” “hangi dediğine?” “insanın içinde ki öfke o kadar gerçek ki dayak yemekten bile rahatsız olmuyorlar.” Anladım konu yavaş yavaş aile içi şiddete bağlanıyordu. “bu öfkenin gerçekliğini kabul etmeyenler başka başka sebepler bulup gereksiz kavgalar ederler ma bu gerçek Beril çok gerçek, hepimiz çok öfkeliyiz bu öfke ile baş etmeyide bilmiyoruz.” Kendimden utandım başım önümde Ayşe teyzeyi dinliyordum film bitiyordu artık Rocky darmadağın suratıyla “ADRİAN ADRİAN nerdesinn??” diye bağırıyordu. “bu filmin kahramını bana sorarsan Miki. Miki olmasa Raki öfkesini doğru kontrol edemezdi, yani talebenin günahı yoktur ama öğretmenin sevabı çoktur. Hayat sana doğru öğretmenler çıkarsın Beril, en önemlisi bu!” kırk yıllık Rocky oldu mu bize toplum analizi. Bizim öfkemizi kontrol etmeyi öğretecek öğretmenlerimiz, devlet büyüklerimiz olmadığı sürece Rocky ile olan yakınlığımız sadece boks olacak. Yine bir insanlık dersi vermişti Ayşe teyze ve artık benim öğretmenlerimden biri olmuştu! Ayşe teyze! Her filmimde varsın!!!

Beril Ateşoğlu
1987 Ankara doğumlu. Odtü kolejinde liseyi, Başkent üniversitesi iletişim fakültesinde burslu olarak lisansını tamamladı. 2008 yilinda kamera arkasında reji departmanında çalışmaya başladı. 10 senedir bir çok sinema filminde yardımcı yönetmenlik yaptı. En son yardımcı yönetmenliğini yaptığı sinema filmi "Kelebekler". 2015 den beri Cinedergide "Ayşe Teyze" köşesini yazıyor. Kendisinden 3. Tekil şahış gibi bahsettiği bu biyografisini yazarken çok eğlendi. Yazı yazmayı çok sever. 2 büyük hayali istediği filmi çekebilmek ve bugüne yazdığı şeyleri derleyip okunabilir hale getirmektir. Ailesine düşkündür. Hindistan en sevdiği ve en çok vakit geçirdiği yabancı ülkedir. İyi kızdır, komiktir, balık etlidir.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.