Yapımcılığını Ay Yapım’ın üstlendiği Analar ve Anneler ekim ayından beri ATV ekranlarından izleyici ile buluşuyor. Başrollerinde Binnur Kaya (Neriman), Sinem Kobal (Zeliha), Hazal Ergüçlü (Kader) Okan Yalabık (Ayhan) ve Metin Akdülger’in (Tahsin) yer aldığı dizide oyunculara, Nazan Kesal (Muazzez), Ulaş Tuna Astepe (Mustafa), Tansu Taşanlar (Halil) ve Burak Tamdoğan (Salih Ağa) eşlik ediyor.

Tanıtımlarından “Hatırla Sevgili” tadında 1970’li yılların anlatıldığı bir dönem dizisi olacağına ilişkin beklentiler doğuran Analar ve Anneler, dönem dizisi olmaktan ziyade bir bebek ve onu büyütmek isteyen kadınların annelik ve aşk hikâyeleri çevresinde şekillenmektedir. Bu annelerden ilki Murat bebeğin gerçek/biyolojik annesi Zeliha’dır. Politik bir üniversite öğrencisi olarak temsil edilen Zeliha ailelerinin onayı olmamasına rağmen biraz dik başlı olan Murat ile daha okul yıllarında evlenmiştir. Politik duruşu ve evlilik kararı avukat olan babası ve onun yeni eşi ile görüşmeme nedenleri arasında yer almaktadır. Murat’ın karşı görüşten bir öğrenciyi öldürmesinin ardından, Zeliha’ya saplantılı bir şekilde âşık olan dayısı Komiser Ayhan tarafından öldürülmesi, Zeliha için sancılı sürecin daha başlangıcıdır. Murat’ın ölümünün ardından hamile olduğunu öğrenen ve aynı zamanda aranan bir siyasi suçlu olan Zeliha’nın trajedisi, oğlunun ölümünden onu sorumlu tutan Neriman’ın oynadığı oyunla daha da artar. Zeliha, bebeği ve kendisine en başından beri âşık olan Tahsin ile yurt dışına kaçmak için hazırlanırken bir hastanede hemşire olarak çalışan kayınvalidesi Neriman’ı son bir kez görmeye gittiği gün sancılanır ve doğum yapar. Neriman’ın oynadığı oyun sonucu Zeliha’ya bebeğinin öldüğü söylenir. Zeliha, bebeğinin öldüğüne inanmaz ve onu bulmak için son anda yurt dışına kaçmaktan vazgeçer. Ancak bebeğini bulması kolay olmayacak, bebeğinin yaşadığını ve kendisiyle aynı gün hastanede doğum yapan Kader’de olduğunu anladığı anda evlenme teklifini kabul etmediği Ayhan tarafından tutuklanacaktır. Neriman’ın oyun oynadığını öğrenen Kader, ilk başlarda bebeği kaçırıp Zeliha’ya götürmek için çabalasa da bunu başaramaz. Murat’ı, hapishaneye Zeliha’ya götürdüğü gün ise Zeliha, Neriman’ın tuttuğu kadın tarafından bıçaklanır. Sonrasında hapisten kaçmak üzereyken yakalanınca, Ayhan’ın tehdidiyle Tahsin’e ayrılık mektubu yazar. Beş yıl hapiste kalan Zeliha, bu süreçte bir yandan oğlu ve Tahsin’i düşünürken, diğer yandan Okan Yalabık’ın büyük başarıyla canlandırdığı saplantılı aşığı Ayhan’la savaşmaktadır. Bu süreç sonunda bilmediği bir el ona yardım eder ve tahliye olur. Oğlunu bulmak için Neriman’ın kapısını çaldığında onun felç olduğunu görür. Tahliyesine yardım eden, kendisine iş bulan elin sahibi ise, aslında çok zengin bir ailenin Kerim adlı oğlu olan Tahsin’dir. Bu gerçeği öğrendiği gün Tahsin/Kerim’in evlendiğini de öğrenir. Daha önce Medcezir dizisinde kötü karakter Orkun’u canlandıran Metin Akdülger’in, Orkun’un tersine iyi bir adam olan Tahsin’i de başarıyla canlandırdığı görülmektedir.

Neriman, torununu kaybetmemek için giriştiği oyuna doğumun olduğu gün intihar etmek üzereyken bulup ikna ettiği Kader’i ve kendisiyle aynı hastanede çalışan arkadaşı Muazzez ile onun oğlu Halil’i de dâhil etmiştir. Neriman ve Muazzez’in Zeliha ve Kader’e yaşattıkları bütün anaların melek olmadığının, en azından bir kısmının acımasız ve şeytan olabileceğinin göstergesidir.

Hazal Ergüçlü’nün canlandırdığı Kader, dizideki doğru oyuncu seçiminden bir diğeridir.                                             Öksüz ve yetim olduğu için halasının yanında büyüyen Kader’in hayatının trajedisi ise, âşık olduğu ve evlenme planları yaptığı Mustafa’nın babası Salih Ağa’nın kendisine tecavüz etmesiyle başlar. Kader’e göz koyduğu için Mustafa’nın onunla evlenmesine izin vermeyen Salih, halasını hastaneye götürmesi için Kader’e yardım ettiği gece ona tecavüz eder. Mustafa ile o gece kaçıp evlenmeyi planlayan Kader, bu olayın üzerine aynı gece birde halasını kaybedince artık köyde kalamaz ve İstanbul’a kaçar. Bu kaçış Kader için kurtuluş olmaz çünkü tecavüz sonucunda hamile kalmıştır ve İstanbul’daki tek tanıdığı olan kuzeni ile yaşamak istiyorsa pavyonda çalışmak zorundadır. Hala Mustafa’ya âşık olan ve onun verdiği kırmızı yemeniyi takıp, hayaliyle yaşayan Kader, halasının kızının yanında kalamayacağını anlayınca kendisini öldürmeye karar verir. Onu gören ve durduran Neriman ile çalıştığı hastaneye gider ve orada doğum esnasında bebeğini kaybeder. Artık kimsesi yoktur. Neriman, Kader’i gelininin bebeği bırakıp kaçtığını ve bebeğin bir sütanneye ihtiyacı olduğunu söyleyerek kandırır ve Zeliha’nın bebeği Murat’a bakmaya ikna eder. Bütün bunlar olurken Mustafa, Kader’i bulmak için İstanbul’a gelir. Babası Salih Ağa da ondan önce Kader’i bulup susturmak derdindedir. Babası Kader’i vurmak üzereyken Mustafa gelir ve babasını vurur. Öğrendiği gerçeklerin altında ezilen Mustafa birazda Kader’e sürgün hayatı yaşatmamak için onunla kaçmak yerine teslim olur. Kader’i korumak içinde artık aralarında bir şey olamayacağını, kendisini unutması gerektiğini söyler. Sonrasında bu söylediklerine pişman olup mektup yazmış olsa da Kader’e âşık olan Halil bu mektupları Kader’den gizler. Mustafa’dan ümidi kesilen Kader, Murat bebeği Ayhan’dan korumak için Murat’ı nüfusuna geçirme teklifinde bulunan Halil ile evliliğin sadece kâğıt üzerinde olması şartıyla nikâhlanır. Zeliha’nın içeride olduğu süreç içerisinde Murat’a annelik yapan Kader, Murat için kendi hayatından vazgeçmiş, bir melek gibi ona kol kanat germiştir. Hatta vicdan azabı çeken ve Zeliha’ya yaptıkları yüzünden felç olduğunu düşünen Neriman’ın Murat’ı öz annesine verme kararına tepki gösterecek hale gelmiştir.

Neriman’ın bu kararını duyan ve Murat’ın annesine gitmesi halinde Kader’i kaybedeceğini bilen Halil, Neriman ile konuşmaya gider. Sinirlenen Halil’in itmesiyle yere düşen Neriman ölür. Dizinin kadrosunu güçlendiren ana karakterlerden biri olan ve Neriman karakterinin bütün açmazlarını başarıyla canlandıran Binnur Kaya’nın diziden çıkması, diğer bir ifade ile Neriman’ın hiç beklenmedik ani ölümü izleyiciyi oldukça şaşırtmış olsa gerek. Malumunuz bizim Türk dizilerinde ana karakterlerden birinin, dizi devam ederken ölümü pek görülmüş şey değildir. Vurulduklarında ya da hastalandıklarında bile yapılan yorum “bir şey olmaz o ölürse film/dizi biter” şeklindedir.

Dizinin genelinde abartılı ve çoğu zaman komik olabilecek kadar gerçeklikten uzak olan tesadüfler silsilesi yer almaktadır. Özellikle Mustafa’nın babasını vurduğu sahnede yaşanan tesadüf, olayı gerçeklikten tamamen uzaklaştırmaktadır: Kader, Murat’ı annesine vermek için alıp kaçıyor. Yolda koşarken koskoca İstanbul’da ne tesadüftür ki Salih Ağa ile karşılaşıyor. Ondan daha büyük tesadüf ise günlerdir Kader’i arayıp bulamayan Mustafa’da aynı sokaktan geçiyor ve gerçeği duyduğu anda Kader’e silahını doğrultmuş babasını vuruyor. Daha âşıklarımız olayın şokunu atlatmamışken bir başka tesadüf daha gerçekleşiyor, Halil’de o sokağa geliyor ve Kader ile Mustafa’yı takip ediyor. Buna benzer saçma bir başka tesadüf ise yine Kader’in bebeği Zeliha’ya vermek için kaçtığı bir başka gün Zeliha’yı hastaneye yetiştirmeye çalışan arabanın önünden geçtiği sahnede yaşanıyor. Bebeğinin öldüğüne bir an için ikna olan Zeliha intihar ediyor. Babasının doktor arkadaşı ve Tahsin baygın haldeki Zeliha’yı hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlar. Kader kucağında Murat’la arabanın önünden geçtiği esnada birden ayılan Zeliha, bebeği ölü doğan Kader’i kucağında bebekle görüyor ve arabayı süren doktoru onlara çarpmaması için uyardıktan hemen sonra tekrar bayılıyor. Bu onun daha sonra düşünüp taşları birleştirdiğinde bebeğinin Kader’de olduğunu anlamasını sağlıyor. Ama tabi bu gerçek dışı ve komik oluyor. Dizide gerçek dışı sahnelerden bir diğeri Kader’in arabanın önünden geçişinden hemen önce yaşanıyor. Karşıt grupların çatışmasının yaşandığı sokak polis tarafından kapatılmış. Az sayıda polis sokağın başında durmuş, çatışmaya müdahale etmek yerine sadece oradan geçmek isteyenleri başka bir yöne yönlendiriyor. Kader, gerçeklikten uzak olan bu çatışmada arada kalıyor. Ama ne kurşun ne taş isabet etmiyor. Sonra taraflardan biri “durun… Bekleyin… Bebek var” diye bağırıyor. Çatışmanın tarafları birden duruyor ve biri Kader’i yolun karşısına geçirdikten hemen sonra çatışma devam ediyor. Bunlara ek olarak komiser Ayhan, yıllarca cezaevinde tuttuğu Zeliha’ya, gardiyanlara ve hatta hapishane müdürüne bile canı istediği gibi davranıyor. Ama Zeliha’nın avukat babası dâhil bir tek kişi şikâyet edip onu durduramıyor. Çatışmanın yaratılmasında Ayhan karakterinin rolü büyük, ancak en azından birileri çabalasaydı da başaramasaydı.                                                         Tamam, dönem dizisi olmaya, dönemin siyasi ortamını, havasını yansıtmaya çalışıyorsunuz onu anladık. Ama bunu STV dizileri tadında gerçek dışı ve komik yapmak zorunda mıydınız? Onu gerçekten anlamadım. Çünkü yıllar geçiyor tesadüfler bununla da bitmiyor. Mustafa’nın vurduğu babası olanların ortaya çıkmasıyla köye dönemediği içindir ki hamallık yaptığı esnada ne tesadüftür ki yolun ortasında durmuş konuşan Kader ve Murat’ı görüyor. Murat’ı kendi oğlu sandığı için peşlerine düşüyor ve hatta Murat’ın karşısına çıkarak Kader için yeni tehlike çanlarını çalıyor.

Sonuç olarak Analar ve Anneler henüz 6 bölüm yayınlanmış olmasına rağmen, 120 dakikalık uzun süresi, çok karakterli yapısı ve neredeyse 2 sezona yayılabilecek aksiyonun şimdiden verilmiş olması nedeniyle izleyiciye deyim yerindeyse aşk ve nefreti bir arada yaşatabilir diye düşünüyorum. Zira oldukça fazla olay ve kimi zaman gereksiz, uzun aksiyonların olduğu dizi annelerin kaçma kovalama savaşından öteye gidemezse uzun ömürlü olmaz ve yeni kan Kıvanç Kasabalı’nın da katıldığı zengin kadroya yazık olur diye düşünüyorum.

NERGİZ KARADAŞ

Nergiz Karadaş
Ankara doğumlu olan Nergiz Karadaş, 2007 yılında Başkent Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo TV ve Sinema bölümünü bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Radyo TV ve Sinema Anabilim dalında “Türk Sinemasında Bir Oyunculuk Analizi: Şener Şen Örneği” başlıklı yüksek lisans tezini tamamladı. 2017 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sinema-TV Anabilim Dalı’nda “1980 Sonrası Türk Sineması’nda Zenginlik Temsilleri Üzerine Bir Alımlama Çalışması” başlıklı doktora tezini tamamlamıştır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümünde Dr Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. İki yılı aşkın bir süredir Cinedergi’de dizi kritik yazarı olan Nergiz Karadaş’ın uluslar arası ve ulusal hakemli dergilerde, kitaplarda sinema ve kültürel çalışmalar ile ilgili yazılmış makaleleri bulunmaktadır.

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.