Oyuncak bebekler çocuklar için bir dost olsa da büyükler için farklı çağrışımları var. Özellikle porselen olanlarını karanlıkta ve yalnız başıma görmek istemem. Tabi bunun en büyük nedeni de çocukluğumuzdan beri maruz kaldığımız bir alt tür olan oyuncak bebek/kukla korkusu filmleri.
Benim de kişisel olarak oldukça ürktüğüm bir tür, özellikle hareketsiz bir objenin sizin en savunmasız olduğunuz anda hareket etmesi insanı yerinden hoplatmaya yetiyor, ama kendime sormadan da edemiyorum “ufacık oyuncağı tepeleyemez miyiz?” diye.
Ne kadar bu tür filmler özellikle seksenlerin ikinci yarısından sonra patlama yapmış olsa da Dead of Night (1945) gibi eski korku antolojilerinde bile rastlamak mümkün. Günümüzde de Annabelle(2014) gibi örnekleri ile yaşatılmaya çalışılan bir tür.
Kötü bir ruhun bir oyuncak bebekte can bulmasından, vantrilokların psikolojik bozukluklarını açığa çıkartmaya kadar farklı konularda korku filmlerine konu olan bebekler o parlak gözleri ile karanlıkta bize sakince bakmaya devam ediyorlar.
Dip Not: Lütfen çocuklarınıza korkunç görünümlü oyuncaklar almayın! Alanlarla arkadaşlığınızı kesin!!
Gelelim bu türün oluşmasını ve devamını sağlayan o şeytani oyuncaklara;
- The Child’s Play(1988)
Benim yaşıtlarım video dükkanından kiraladıkları Çocuk Oyunu’nun Chucky’sinin onlara yaşattığı korkuyu unutamaz. Zararsız bir oyuncak olan Chucky’nin içine bir katilin ruhu girer ve evdekilere korku dolu anlar yaşatır. Tam bir korku franchise’ına dönen Chucky devam filmleri ile de seriyi bir tık yukarıda tutmayı başarmıştır.
- The Conjuring (2013)
James Wan’ın son yıllarda çıkan en iyi korku yapımlarından biri olan The Conjuring bir ev korkusu olsa da paranormal dedektiflerin daha önceki maceralarından kilit altına aldıkları Annabelle adlı şeytani porselen oyuncak bebek filmdeki kısa rolü ile dikkatleri üzerine çekiyor. Öyle ki henüz bir sene geçmeden kendi filminde de başrol oynuyor. Ama bence The Conjuring’deki hali Annabelle filminden kat kat daha korkunç. Bunda da James Wan dokunuşunun büyük payı var.
- Poltergeist (1982)
Tobe Hooper’ın ürkütücü lanetli ev filmi Poltergeist hala türün en iyileri arasında yer alıyor. Ancak filmde yan elemanlardan biri var ki asla unutulmaz. O da oyuncak bir palyaço. Daha canlanmadan bile görüntüsü ile çocuklara karabasanlar yaşatan palyaço oyuncağı filmin ilerleyen anlarında tüm ailenin korkulu rüyası olmayı başarıyor.
- The Saw (2004)
İşkence pornosu dediğimiz bir alanda at koşturan, ülkemizde de pek sevilen testere serisi kan dolu sahnelerinin dışında bisikleti(tricylce) ile etrafta gezinen bir kukla ile de hafızalarımıza kazındı. Kurbanları için hiç bir masraftan çekinmeyen Jigsaw, kurallarını onlara iletmek için bu kukla figürünü kullanır. Benzerlerinin aksine herhangi bir zararı olmasa da ortama girişi ile gerilimli dakikalar yaşatan kukla, korku filmlerinin ilginç figürlerinden biri olmayı başardı.
- Trilogy of Terror (1975)
Ünlü korku antolojisi Trilogy of Terror’un bir bölümü olan “Amelia”’da Zuni adlı fetiş bir bebek Karen Black’e zor anlar yaşatır. Richard Matheson’ın “Prey” adlı öyküsünden uyarlanan bölümde Karen Black tek oyuncudur, tabi peşinde koşturan bir afrikalı savaşçı figürü Zuni hariç.
- The Puppetmaster (1989)
2012’e kadar bir çok puppetmaster çekildi ancak ilk 3 film tam b film severler için yapılmış video filmleridir. Özellikle Blade karakterinin yarattığı kaos o zaman için seyirciyi kendine çekmeyi başarmıştır.
- Small Soldiers (1998)
Joe Dante’nin klasik aile korkusu tarzı ile eğlenceyi biraz daha ön planda tutan Small Soldiers benzerleri kadar korkunç olmasa da hem ilginç konusu hem de sayko sahneleri ile listede olmayı hak ediyor. Tommy Lee Jones’un liderlik ettiği aksiyon figürü savaşçılar evdeki çocuklara zaten zor anlar yaşatırken bir de Dr. Frankenstein’lığa soyunup Barbie oyuncaklarını parçalayıp içlerine keskin aletler tıkarak çocuk yaştaki Kirsten Dunst’ı esir almalarını sağlarlar.
- Dolls (1987)
Stuart Gordon’ı en çok Re-Animator, From Beyond ve Dagon gibi H.P. Lovecraft çevrimleri ile tanıyoruz. Ancak suç işlemeye meyilli bir ev dolusu oyuncak ile karşı karşıya kalan bir ailenin hikayesini anlattığı Dolls her sahnesi ile bu listede olmayı hak eden bir kült yapım. Özellikle bir çoklarımızın kafasında posterdeki elinde gözünü tutan korkunç oyuncak figürü ile yer etmiştir.
- Dead of Night (1945)
Yine bir korku antolojisi olan Dead of Night (1945)’ın en akılda kalan bölümü bir vantrilok’un kuklası ile olan ilişkisidir. Michael Redgrave’in oynadığı vantrilok, kuklasının canlı olduğunu düşünmektedir. İngiliz yapımı film o zamanlar için ender İngiliz korku filmlerinden biri olarak isim yapmıştır.
- Magic (1978)
Richard Attenborough gibi dev bir yönetmeni Anthony Hopkins ile bir araya getiren yapım vantrilok ve kuklasını konu alan en iyi uzun metrajlı film belki de. Corky (Anthony Hopkins) ve kuklası Fats bir ivme yakalar ve ünlü olurlar. Ancak Corky yıllardır itilip kakılan birisi olarak psikolojik olarak pek de normal bir insan değildir. Kadınlar ile ilişki kurmaya başlayınca Fats onu kıskanır ve kadınları öldürmesini ister. Yoksa bunlar kendi bilinçaltının oyunları mıdır? Film boyunca Fats’ı hiç canlanmış görmeyiz ancak konuşmaları ile Corky’i öldürmeye ikna etmektedir. Anthony Hopkins’in müthiş oyunculuğu ile ve Fats’ın korkunç şekli ile unutulmazlar arasına giren bir yapım.
Masis Üşenmez
Obtüratör