The Dreamers filminde Bertolucci’nin aykırı güzeli Eva Green 35 yaşına geldi. İlginç bir filmografisi olan Green daha çok büyük bütçeli filmlerde oynasa da Karda Bir Beyaz Kuş ve Womb gibi bağımsız filmlerde de kendini kanıtladı. Bu ay ise The Salvation ile karşımızda.
2003 yılında The Dreamers vizyona girdiğinde Bertolucci filmografisine alışık olanlar yine etkileyici bir film bekliyordu. Ama bu sefer Bertolucci’nin sinemasının dışında bir isim herkesi etkiledi. 23 yaşındaki Eva Green muhteşem performansı, cinselliği ve cesareti ile filmin parlayan yıldızıydı. Hemen ardından fantastik film Arsen Lüpen ve Hollywood’taki ilk büyük bütçeli filmi Cennetin Krallığında’da rol aldı. Onun kariyerine bakınca güçlü kadınların ve fantastik hikayelerin baskın olduğunu görüyoruz. 300 Ispartalı, Karanlık Gölgeler, Günah Şehri ve Altın Pusula gibi filmler bize böyle gösteriyor. Tabii 2006’da rol aldığı Bond filmi Casino Royal’i de bunlara ekleyebiliriz. Green bu filmle beşinci Fransız Bond kadını oldu. Halbuki çocukluğunda inanılmaz utangaç olduğunu söylüyor. Hatta annesi bu utangaçlığı yüzünden onu psikoloğa göndermiş. Bu psikoloğun ismini almak isterdim çünkü Bertolucci’nin The Dreamers filmindeki sahneleri oynayabilmesi için bayağı bir utangaçlığı üstünden atması gerekmiştir herhalde. Şaka bir yana kariyerine tiyatro ile başlayan güzel yıldız oyunculuğun kendisine terapi gibi geldiğini söylüyor. Hatta gençliğinde tiyatroda hep kötü rolleri oynamaktan zevk aldığını da belirtiyor. Yani gerçekten olmadığı özellikleri oyuncu olarak üstüne giymek Green’in kendini tatmin etmek için seçtiği yol. Bu ay vizyona giren The Salvation filmindeki rolüde çift karakterli bir rol aslında. Kızılderililer tarafından kaçırılıp işkenceye uğrayan ve dili kesilen genç bir kadını oynuyor. Kasabanın en belalı ailesinin de gelini. Vahşi, cesaretli ve keskin bir karakter diyebiliriz. Aynı zamanda müzisyen olan Green beyaz perdede gerçek hayatındaki kırılganlığını redediyor.