Ölümcül Takip – Survivor… Pierce Brosnan; tarihte ‘iyi bir James Bond’, başarılı ve karizmatik bir aktör… Milla Jovovich; içinde bulunduğu neredeyse her filme değer katmış güzeller güzeli bir aktris.
James McTeigue; “Matrix” gibi bir efsanede Wachowski kardeşlerin eli ayağı olmuş bir ikinci yönetmen, “V for Vandetta” gibi sinema tarihinde ayakta alkışlanan enfes bir filmin yaratıcı yönetmeni. Bu üç isim aynı film için buluşunca insan ister istemez heyecanlanıyor. Ama hevesimiz kursağımızda kaldı!
Londra’daki ABD Büyükelçiliğinde yeni göreve başlamış olan Kate Abbott kendini bir anda uluslararası bir skandalın ortasında bulur. Düşmanları tarafından öldürülmek istenen Kate bombalı saldırıdan kıl payı kurtulmayı başarır. Ancak bu saldırı ve yaşanan kayıplar Kate’in üzerine yıkılır. Şüpheli durumuna düşen ve tek başına kalan Kate, yetkililerden ve kendisini öldürmeye çalışan kiralık katil Nash’dan bir adım önde olmak zorundadır. Bir yandan adını temize çıkarmaya çalışacak olan Kate, diğer yandan da yeni yıl arifesinde Times meydanına düzenlenecek terör saldırısını engellemeye çalışacaktır. Milla Jovovich, Pierce Brosnan, Dylan Mcdermott ve Angela Bassett’in başrolü paylaştıkları filmin senaryosu Philip Shelby, yönetimi ise James McTeigue’ye ait.
‘Başarılı bir güvenlik mensubuyken bir takım oyunlara getirilip yalnızlaşan ve bağlı bulunduğu kurum tarafından suçlu ilan edilerek aranan karakter hikayesi’ artık klişeleşmiş bir hale gelmişken, böylesine çiğ ve sıradan bir senaryonun bu üçlüye (Brosnan, Jovovich, McTeigue) yıkılmasının sebeplerini anlamak bir hayli güç! Filmin senaristi olan Philip Shelby’nin geçmişine baktığımızda –ki buna pek bir geçmiş diyemeyiz- bundan on yıl önce bir kitaptan uyarlanan mini TV dizilerini görüyoruz. Onu saymazsak ilk kez bir filmin senaryosuna resmi olarak imza atmış. Artık adamın nasıl bir ikna gücü varsa koskoca film şirketini ikna etmiş ve bu kadroyu toplattırmayı başarmış. Hadi diyelim ki senarist bunu başardı. Peki ya ilk paragrafta saydığımız ve saygı duyduğumuz üç önemli isim bu filmde yer almayı nasıl kabul ettiler. Orası koca bir muamma?
Gelelim filmin kendisine… Bir sonraki adımı rahatlıkla tahmin edeceğiniz bu sıradan senaryoda, bir yandan başrol kahramanımız olan Kate’in oradan oraya koşturmacaları ve bu sırada ölümden kıl payı kurtulmaları karşısında seyirci olarak şaşkınlıktan küçük dilimizi yutarken! bir yandan da ilk kez bir kötü karakterle karşımıza çıkan Pierce Brosnan amcamızın canlandırdığı Nash’in sağa sola poz kesmesini izliyoruz. Haa bir de Sam diye, Kate’in teşkilatından bir eleman var ki, olmasa da olur, evlere şenlik. Kate ile arasında bir ilişki mi var ya da onu kardeşi gibi mi görüyor anlamak zor ama tüm teşkilat Kate’in onca kişiyi öldürdüğünü düşünürken Sam’in Kate’e güveni sonsuz! Survivor, çok yaratıcı bir şekilde “Ölümcül Takip” olarak sinemalarımıza çevrildi!, bir aksiyon filmi olarak sözüm ona güzel bir aksiyon vaat ediyordu fragmanında. Ama anlıyoruz ki, aksiyon sadece fragmana sığacak kadar sığmış.
Özellikle de dünyanın her ülkesinde yapılan sokak eylemlerinde bir maske olarak da simgeleşen “V for Vandetta” hayranlarını büyük hayal kırıklığına uğratan bu yapım hafızalarda kötü bir film olarak kalacak maalesef.