Ülkede yoğun siyasi bir süreç var ama bunu destekleyecek film bulmak zor. Bunu sadece bu zaman dilimi için söylemiyorum. Toplusal gerçekçi filmlerle aramıza 80’lerde giren mesafeden beri böyle. Birey dertlerinde fazlaca demlendik, hadi toplumsal takılalım dedikçe aynı girdabın içinde debeleniyoruz. Kişisel dertlerimiz için fazla devrimciyiz, toplumsal dertler için fazla bireyci. Böyle oldukça da Pride/Onur gibi filmlere hasret gideceğiz.
Ya da biz 1984 yılında İngiltere’de yaşananları biraz geriden takip ediyoruz. Ulusal Maden İşçileri Sendikası Birleşik Krallık genelinde genel grev ilan ediyor, çünkü muhafazakar Thatcher hükümeti yeterince kazanç sağlayamadığını düşündüğü maden ocaklarını kapatma kararı almış durumda. Şimdi bizle kıyasladığımızla bizim muhafazakar AKP hükümeti istadiği rantı (kazancı) sağlayabilmak için insan hayatını hiçe sayıyor, madenciler iş kaybı yaşamasın diye yemeklerini bile madende yemelerini istiyor. Ortaya ise Soma gibi bir felaket çıkıyor. Kapatmıyor ama öldürüyor…
Tabii film ikili bir süreci anlatıyor, insanların birbirini dönüştürme sürecini. Daha kendi bireysel ve toplumsal haklarını elde edemeden madencilerin derdine düşen gay ve lezbiyenlerin destek hikayesi. Matthew Warkhus tarafından çekilen film lgbt’nin renkli yanını madencilerin varolma mücadelesinin içine öyle güzel yerleştiriyor ki, her iki tarafın da hanesine artılar yazılıyor. Zaten filmin sloganı gay ve lezbiyenler madencileri destekliyor, tabii filmin sonuna kadar yaşanan onca şeyden sonra slogandaki destekçilerin yerleri de değişiyor. Madenciler gay ve lezbiyenleri destekliyor kıvamına kadar geliyor. Film seksenli yılların naifliğini de içine katarak, şimdilerde çok da gündemde olmayan Aids hastalığına da gönderme yaparak güzel bir dayanışma resmi çiziyor.
Hatta lezbiyenlerin kendilerini ayırarak ayrı bir mücadele kulvarı yaratmasındaki bölünmeci tavra bile işaret ediyor. Sol bölünürken, sağ her zaman birleşik kalıyor. Bu da eylemden çok bu saçma ruhun (sağ) her daim hakim olmasını sağlıyor. Film bütün bunlara dair söylemler barındıran hatta filmin bir yerinde can alıcı cümlesini de söyleten bir film. Madencilere destek olan gay ve lezbiyen bireylere kızıyor biri. Sanki kendi derdinize çözüm buldunuz da, madenciler kaldı gibi. Aslında bir yerinden bakıldığında doğru. Herkesin öcü gibi baktığı, kabullenmek de zorlandığı, itip kaktığı insanların kendi dertlerinin önüne madencileri koyması. Bu iki taraflı bir varoluş hali yaratıyor. Gay ve lezbiyenler kendi varlıklarını kabul ettirme mücadelesini aynı zamanda bu destek kuvvetleri aracılığıyla yapıyor. İşin içinde eğlence de var, ciddiyet de. Sonuçta bu destek mücadelesi tarihe geçiyor ve mücadeledeki yanında olma hali son nokta oluyor.