Tiyatro ve televizyon izleyicilerinin yakından tanıdığı Laçin Ceylan yeni dizisi Çilek Kokusu ile ekranlara dönmeye hazırlanıyor. Bitiyatro ile tiyatro izleyicisinin alkışını toplayan ünlü oyuncuyla yeni projelerinden hayata bakışına kadar pekçok konuyu Cine Dergi için masaya yatırdık.
Çilek kokusu yazın en iddialı işlerinden biri sizi nasıl bir rolde göreceğiz?
Ben Selda Mazharoğlu rolündeyim. Bir eşine ve oğluna çok özen gösteren biri. Aynı zamanda sürprizlere çok açık bir karakter. Tesadüfler eseri bir büyük iş sahibi oluyor. Yani Selda sürprizlerin ve mucizelerin kadını. Neşeli ve eğlenceli.
Sizi yeni rollerle beraber farklı imajlarla da gördük bu kez nasıl bir kadın görünecek ekranda?
Enerjisi çok yüksek, hayata olumlu bakan ama biraz kontrol delisi. Zaman zaman şuursuz denebilecek halleri var.
Öğrencileri arasında Kıvanç Tatlıtuğ’un da bulunduğu deneyimli bir oyunculuk hocasısın aynı zamanda. Öğrencilerinin arasında “ben bile bu kadarını beklemiyordum” dediğin biri var mı?
Açıkçası kimden ne bekliyorsam zaman içerisinde aynını gördüm. Aslında tüm öğrencilerin bu işin bir kültür işi olduğunu kavramaları gerekiyor. Kültürel, düşünsel olarak kendini ne kadar geliştirirsen bu oyunculuk sanatına da yansıyacaktır. Ama oyunculuğu geliştirmenin sadece pilatese gitmek ve sahne ezberlemek olmadığını da kavramaları gerekiyor. Bu bakış açısı oluşmadıkça çok iyi başlayan da daha sonra ilerliyemez yerinde sayar oluyor. Ya da tam tersi…
LAÇİN OLARAK BAŞLI BAŞINA BİR HİKAYEYİM
Çok iyi bir dert dinleyicisi olduğunu duydum doğru mu? Bu da oyunculuğu besleyecek bir yol olarak görülebilir mi? Sonuçta dertlere ortak olarak insanların mahremiyetini tanıyorsun…
Kim demiş acaba hakkımda :DDD Merak ettim J Dinlemek ve karşındaki için var olmak, oyunculuğun temellerinden ikisi. Ayrıca ‘bir insanı anlamak için kırk yıl onun ayakkabılarıyla yürü’ diye bir kızılderili atasözünü hep taşırım arka cebimde. Sonuçta ben de Laçin olarak başlı başına bir romanım, bir hikayeyim. Karşımda oturan insan da öyle. Onu o yapan koşulların içinden gelmiş ve bir derdi, bir diyeceği var. Ama oyunculuğun dışına çıkacak olursak, eğer dostlarım dertleri için beni seçmişlerse bunun çok kıymetli olduğunu bilirim ve yapabildiğim bir şey var. Gerçekten kaşıkçı elması gibi dikkat ve özenle saklarım.
Laçin Ceylan dendiğinde herkesin aklında bir rol, replik beliriyordur. Senin unutamadığın, rol ve repliğin neler?
Bitiyatro’nun ilk oyunu olan ETNA –bedendeki kuyular- dan Sophie’nin cümlesi: “bir suçun oluşmasını seyretmek, ona iştirak etmekten daha ağır bir suçtur.” Ve bir tane daha: “İnsanlar korkunç şeylerin kılıfıdır’
BİTİYATRO SES GETİREN OYUNLARINA DEVAM EDİYOR…
Bitiyatro her sezon ses getiren oyunlarıyla fark yaratıyor. Küçük Prens’i sahnelediniz mesela, benim gibi birçok kişi için büyük sürprizdi. Sırada neler var?
Sırada “SIK SIK YALNIZCA KENDİ ÖNÜMÜZE BAKIYORUZ” var. Müthiş Macar yazar Istvan Örkeny hikayelerinden bir oyun yarattık. Bitiyatro Oyunculuk ve Sahne Atölyesi Öğrencileri sahne alıyorlar. Nihat İleri yönetiyor. Tasarım ve fikir, yani affedersiniz prodüktörlük bana ait J)) Önümüzdeki yıl bir şekilde Kırmızı Siyah ve Cahil’in yazarı Edward Bond ile buluşacağız. Bunun yazışmalarını yapıyoruz. Umarız buluşuruz. Birbirimizi dünya gözüyle görmek istiyoruz. Yeni sezona muhakkak bir yeni oyunumuz daha olacak. Ve seyirciye ocakta giriyor diye söz verdiğimiz ama tutamadığımız bir ETNA sözümüz var. O da önümüzdeki sezon seyirciyle tekrar buluşacak.
Ünlü yazar Edward Bond’un “Kırmızı Siyah ve Cahil” isimli oyununu geçen sene İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelendikten sonra Bisahne’de tüm sezon sahnelemeye devam ettiniz ve çok güzel yorumlar aldı. Bitiyatro için bu oyunun önemi nedir?
Edward Bond gibi çok özel ve yaşayan en önemli oyun yazarlarının başında gelen bir yazarın yarattığı metni sahneliyoruz. Sözünü direkt söyleyen ve seyirciyi şiddetin ve gerilimin sınavına sokan bir yazar ve şaire eşlik ettik. Çok özel bir yeri ve ruhu var. Oyunu bitirmiyoruz devam edeceğiz. Üstelik Edward Bond ile kurduğumuz çok özel ve hiçbir şeye değişilmeyecek bir ilişki var. Yazışmalarımızdan çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum.
Size ödül getiren “Etna Bedendeki Kuyu” isimli oyunun yazarı Christina Sohn’un yeni oyunu “Timsahlar”ı çok kısa bir sürede yoğun bir çalışma ile sahneye koydunuz. Oyunu henüz izlememiş tiyatro severler için neler söylemek istersiniz?
Timsahlar seyircisi en hızla artan oyunlarımızdan. Oyun istilacı olmak ve istila edilmek üzerine. Bir durun ve bu iki kavramı hiç yaşayıp yaşamadığınızı düşünün kendi kendinize… Evet bu sizin oyununuz!. Gülebilmek de cabası J
Bitiyatro sahnelediği oyunların yanı sıra Oyunculuk ve Sahne Atölyesi ve Konservatuara Hazırlık Atölyesi de düzenliyor. Atölye çalışmalarınız nasıl geçiyor?
Bu konuda çok ciddi çalışıyoruz ve öğrencilerimizle bir oyun sahnelemek üzereyiz. Yoğun bir yılı sahneyle sonlandırmak istedik. Seneye yine devam.
GİZEM KABOĞLU