Her yıl olduğu gibi bu yıl da şehre bahar ile aynı anda gelen Uluslararası İstanbul Film Festivali programında Dünya sinemasının yeni örneklerinden ödüllü filmlere, Türkiye sinemasının en yenilerinden klasiklerine, yeni keşiflerden başyapıtlara 200’den fazla film yer alıyor.
Bu yıl 34.sü düzenlenen festivalde bu sene Ulusal ve Uluslararası yarışmada verilen Altın Lale ödülleri dışında Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü, FIPRESCI Ödülü, Cineuropa.org Ödülü, Radikal Halk Ödülü, Sinemada İnsan Hakları: FACE Avrupa Konseyi Sinema Ödülü verilmeye devam ediyor.Bu sene bu değerli yarışmalara ve ödüllere bir yenisi daha eklendi: Ulusal Belgesel Yarışması. Belgesel meraklılarının kaçırmaması gereken ulusal yarışma filmlerinin yanı sıra Wim Wenders‘in oldukça ses getirenson belgeseli The Salth Of Earth, geçtiğimiz sene uluslararası habercilikte büyük yankı uyandıran Edward Snowden‘la röportaj içeren Citizenfour, Rüdiger Suchsland‘ın daha önceki serisine devamı niteliğinde olan ve hem sinema tarihihem de genel tarih açısında oldukça değerli bir çalışma olan Caligari’den Hitler’e gibi birbirinden kaliteli belgeseller festival programında yer alıyor.
Adettendir, festival öncesi öneride bulunulur. İstanbul Film Festivali seyircisi her sene festivale giden, filmleri takip eden en az bizler kadar programa hakim sinemaseverlerdir lakin, adet yerini bulsun diyerek festival programının arasına gizlenmiş cevherleri sizler için çıkarmak istedim.
İyi bir festival olsun, festivalin merkezi Beyoğlu’nda görüşmek üzere!
Şeytan – Lucifer
Şeytan cennetten cehenneme giderken, yolu Meksika’da Lupita, torunu Maria ve Lupita’nın kardeşi Emanuel’in köyüne düşer. Şeytan bu, durur mu? Fırsattan istifade mucizevi sağaltma gücünü gösterir: Felçliymiş gibi davranan Emanuel’i zorla yürütür; Maria’yı baştan çıkartır ve Lupita’nın tüm inancını yitirmesine neden olur. Aslında sadece iyi ile kötü arasındaki ince çizgiye ışık tutmaktadır. Yönetmenin tercih ettiği dairesel “tondoskop” formatı sinemada bir ilk.
Neden İzlenmeli: Tondoskop formatında çekilen ilk film olma özelliği taşıyan, yarattığı “Şeytan” temasıyla da oldukça dikkat çekiyor.
Sihirli Kız – Magical Girl
Lösemi hastası kızının son dileğini yerine getirmek için her şeyi göze alan işsiz bir baba, geçmişi sırlarla dolu ve bunalımda bir ev kadını, son on yılını hapishanede geçirmiş bir matematik öğretmeni… Carlos Vermut ikinci uzun metrajlı filminde, hayatları kesişen bu insanların hikâyesini anlatıyor. Bir aile dramı gibi başlayan Sihirli Kız, giderek karanlık ve rahatsız edici bir noktaya doğru ilerliyor ve final sahnesine dek seyircisini şaşırtmaya devam ediyor.
Neden İzlenmeli? Başarılı oyunculuklar barındıran film, her dakikasında seyirciyi etkilemeyi başaracak sürprizler barındırıyor.
Aynasız – Hyena
“İyi polis olmak bu işin kitabındaki her şeyi layıkıyla uygulamak mıdır?” Gerard Johnson’ın ikinci uzun metrajlı filmi Aynasız’ın bu soruya cevabı “Hayır”. Johnson, Londra sokaklarında işlenen suçlar karşısında bir polisin etik duygusunu kaybetmesinin hikâyesini anlatıyor; suçun başrolünü ise Londra’nın göçmenlerine, Türklere ve Arnavutlara veriyor. Nicholas Winding Refn’in “kara filmin geleceği” olarak nitelediği Aynasız, özellikle başrol oyuncusu Peter Ferdinando’nun başarılı performansıyla övgü toplayan, alabildiğine karanlık bir suç dramı.
Neden İzlenmeli? Nicholas Winding Refn “kara filmin geleceği” olarak adlandırdıysa bir bildiği vardır.
Beden – Body
Bir tarafta karısını kaybettikten sonra işiyle meşgul olmaya çalışan bir avukat ve onun anoreksi hastası kızı var. Diğer tarafta ise yaşadığı kaybı başka yöntemlerle hafifletmeye çalışan Anna. Bir yanda fizik, diğer yanda metafizik. Bir yanda absürt bir mizah, diğer tarafta oldukça ağır bir dram. Beden, ölüm mefhumunun dünyaya miras bıraktıklarının peşine düşüyor.
Neden İzlenmeli? Bir önceki filmi W imie… ile Berlin’de Teddy Ödülü kazanan Malgorzata Szumowska bu kez Beden ile aynı festivalden En İyİ Yönetmen Ödülü ile döndü.
Ezik – The Goob
16 yaşındaki Ezik, yaz aylarını annesine yardım ederek geçirmektedir. Fakat annesinin yeni sevgilisi, araba yarışçısı Gene genç delikanlının hayatını kâbusa çevirmeye başlar. Yaz sıcağının baş döndürücü etkisi, ilk aşkın yarattığı sarhoşluk ve gerçek bir zorba olan Gene’in tavırları Ezik’i isyan etmenin eşiğine getirir.
Neden İzlenmeli? İngiliz bağımsızları için oldukça önemli olan Bağımsız Britanya Ödülleri’nden En İyi Yapım ödülü ile dönen film iyi bir keşif olacak gibi duruyor.
Messi
Arjantin’in en büyük teknik direktörlerinden biri olan César Luis Menotti, Messi’yi şöyle anlatıyor: “Derin oynuyor, geniş oynuyor, nasıl isterse öyle oynuyor; çünkü tanrılar gibi oynuyor.” Peki Messi’yi bir futbol tanrısı yapan ne? İspanya’nın yaşayan en önemli yönetmenlerinden Alex de la Iglesia, Barcelona’da oynayan Messi’nin peşine bu soruyu sorarak düşüyor ve dünya futbol tarihine iz bırakacak bu efsane ismi aktif olarak futbol oynadığı bir dönemde belgeleme şansına erişiyor.
Neden İzlenmeli? Yıllar sonra gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan olarak anılacak Messi’nin hayatını bir kez daha seyretmek mümkün olmayabilir. Futbol tutkunlarına önerilir.
Komşu Komşu! Huuu!
Tek katlı eski bir ev ile, bir rezidansın komşuluğu… Türkiye’de son birkaç yıldır adına kentsel dönüşüm denen bir canavar ortaya çıktı. Mahallelere dadanan bu canavar, eskiye ait ne varsa yıkıp döküyor, her yere cam kuleler dikiyor, kalan üç beş ağacı da yutuyor. Canavar işini yapadururken de eskiyle yeni, zenginle yoksul komşu haline geliveriyor. İstanbul’un göbeğindeki Kurtuluş’ta yükselen dev bir residans ve onun gölgesinde nefes almaya çalışan eski bir yerleşim yeri Paşa Mahallesi. Film, bu mahalledeki gecekondu ile rezidansın komşuluğu hakkında. Olan biteni bize pembe bir ev anlatıyor.
Neden İzlenmeli? Belgeselde geçen ve rezidanslarda yaşayanlar için söylenen “Onlara acıyoruz, balkonları bile yok” sözü bile yeterli.
Haziran Yangını
“Ankara’daki Gezi protestoları sırasında, 1 Haziran günü, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük başından aldığı kurşunla ağır yaralanmıştı. Ethem vurulurken kameralar kayıttaydı. Ancak beklenenin aksine, katil zanlısı polis tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 13 gün süren yaşam mücadelesini kaybeden Ethem’in cenazesi büyük bir katılımla defnedilirken ailesi de yıllarca sürecek bir hukuk mücadelesine hazırlanıyordu. “Haklı ve meşru bir direniş karşısında gitgide köşeye sıkışan hükümet polis eliyle tüm topluma mesaj vermeye çalışıyordu: ‘Direnişe devam ederseniz sonunuz Ethem gibi olur.’ Ayrıca hükümet, eylemlilikten bunalmış ve insan haklarına karşı giderek duyarsızlaşmış polisi, ona sahip çıktığını göstererek, şiddeti arttırması için teşvik ediyordu. Bu haliyle, ‘Ethem Sarısülük Davası’, siyasal iktidarla hukukun bir bilek güreşine dönüşmeye adaydı. Sarısülük Ailesi’nin direnci ve mücadelesi, çocuklarının acısını hafifletmeye yetmese de adaletin yerini bulmasını sağlayabilecek miydi? Bu belgeselde işte bu sorunun cevabını aradım.” – Gürkan Hacır
Neden İzlenmeli? Gezi, hakkında yapılan, yapılacak her türlü belgesel izlenmeli, anlatılmalı. Çok daha fazla kişiye gerçekler, ulaştırılmalı. Özellikle Ethem, Ali İsmail ve Berkin ve diğer bir -çok kardeşimizin hayatları daha fazla belgesele, filme konu olmalı.
Ned Rifle
Ned Rifle, yönetmenin sinemasının tüm özelliklerini bünyesinde barındıran bir dram. Hikâyenin odağındaki Ned, annesinin hayatını bir kâbusa çeviren babasını öldürebilecek kadar bilenmiş bir karakter. Ancak başına musallat olan Susan, Ned’in planlarını boşa çıkarmaya kararlı.
Neden İzlenmeli? Hal Hartley’nin Henry Fool ile başlayıp Fay Grim ile devam eden üçlemesini tamamlamak için.
H.
H.’nin merkezinde New York yakınlarında bir kasabada yaşayan iki Helen var. Birisi 60 yaşında, Roy adında bir adamla evli ve bir oyuncak bebeğe gerçek bir çocukmuş gibi bakıyor. Diğer Helen ise hamile bir sanatçı; sevgilisi Alex ile başarılarla dolu bir hayat sürüyor. İki hayat da büyük bir değişimin eşiğinde, çünkü şehre bir meteor çarpmak üzere. Nihayetinde insanlar kayboluyor, esrarengiz şeyler yaşanmaya başlıyor.
Neden izlenmeli? Bilimkurgu filmi olmayan festival mi olur? Belki de bu senenin Coherence – Paralel Evren’i olur, belli mi olur!
Utku Ögetürk