Kanal D’nin bu sezondaki iddialı yapımlarından biri olan Ay Yapım ve Onur Ünlü imzalı Beş Kardeş, pazartesi akşamları izleyici ile buluşmaya başladı. Başrollerini Serkan Keskin (Sait), Osman Sonant (Orhan), Tansu Biçer (Turgut), Nadir Sarıbacak (Nazım), Fatih Artman (Aziz), Melisa Sözen (Fahriye), Nihal Yalçın (Canan), Ece Dizdar (Şevval), Serdar Orçin (Kudret), Köksal Engür (Osman Amca) ve Ayşen Gruda’nın (Mukadder) paylaştığı dizinin çocuk oyuncusu ise Merve Ateş (Melike).
“Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.” (Aşk/ Cemal Süreya)
Depremde anne ve babalarını kaybettikten sonra en büyük kardeş balıkçı Sait’in anne ve baba rolünü üstlendiği birbirinden farklı karaktere sahip beş kardeşin kimi zaman güldüren, kimi zamanda hüzünlendiren naif hikâyesini anlatıyor dizi. Kardeşlerden Sait dizinin ana damarı. Kardeşlerinin dışında birçok kişiye ağabeylik yapmış bir adam aslında Sait, o kadar ki yüreğinin yangını olan Fahriye’yi elinden alan Kudret’e bile sahip çıkıyor yeri gelince. Tam kendisi için zorda olsa bir karar verip Canan’a evlenme teklif ettiği anda varlığından haberdar olmadığı kızı Melike çalıyor kapısını. Birde öldü sandığı Fahriye mahalleye geri dönünce ortalık yangın yerine dönüyor. Unutamadığı sevdası ve kızının annesi Fahriye ve söz vermiş bulunduğu Canan arasında sıkışıp kalıyor Sait. Onun bu sıkışmışlığı dizinin ana çatışmalarından bir tanesini oluştururken izleyiciye keyifli anlar yaşatıyor. Sait karakterine dair tek acaba Leyla ile Mecnun’daki İsmail abiden izler taşıması. Net bir şey söylemek için çok erken, kaldı ki bu izler sevilen karaktere ve diziye ufak bir selam olabilir. Ancak dizi Onur Ünlü imzası taşıyınca ve birde Leyla ile Mecnun ekibi işin içerisinde olunca gerek sosyal medya yorumları, gerekse sokağın nabzının gösterdiği üzere beklenti Beş Kardeş’in Leyla ile Mecnun’a benzemesi dileği yönünde görünüyor maalesef. Maalesef diyorum çünkü ülkemizdeki örneklerinden ayrılan Leyla ile Mecnun’a pek benzemiyor Beş Kardeş. Önyargılarla değerlendirilmesi dizinin kendi dinamiklerinin, başarısının ya da başarısızlığının görmezden gelinmesine neden olabilir.
İşin içinde Onur Ünlü yani bizim Ah Muhsin Ünlü olunca, bir de kardeşlerin adları şairlerimize selam olunca şiirsiz de olmuyor. 2. bölümde Nazım’ın dilinden Nazım Hikmet’ten Bir Ayrılış Hikâyesini dinliyoruz. Turgut’tan da Cemal Süreya’nın Aşk şiirinden dizeleri. Bilenin içini ısıtan ve belki de dağlayan, hala duymamış olan varsa aklına bir ışık, kalbine sıcaklık getiren dizeler Beş Kardeş’i dizi olmanın ötesine taşıyor.
Sait’ten sonra kardeşlerden benim favorim gazeteci Nazım. Nadir Sarıbacak bize Nazım’ı çok sevdireceğe benziyor. Turgut ise mahallenin imamı, Orhan bodyguard ama hayallerinde ünlü bir sanatçı, Aziz bir araba galerisinde çalışıyor ama at yarışı tutkusu yüzünden başı beladan kurtulmuyor. Koca adamlar gibi dursalar da başlarına iş açma konusunda çocuktan farksız olan karakterlerin hepsinin birden her bölümde Sait’e ihtiyaç duyacakları bir şey yaşaması yani eş zamanlı çok fazla olay ve dolayısıyla çatışma olması bir noktada kopmaya neden olacak korkusu yaşatıyor. Zira pazartesinin reyting sıralamasında Paramparça, Survıvor All Star ve Karadayı ilk üçü kaptırmayacağa benziyor. Pastadan payını alıp yola devam etmek için Beş Kardeş’in bir an önce taşları yerine oturtması şart görünüyor.
Bu noktada günün koşullarının gereği olarak sosyal medya aracılığıyla izleyici ile ilişki kurma yolunda attığı doğru adımlar işe yarar umuyorum. Yaptıkları çağrı ile izleyicilerin “#jeneriklikkardeşlik etiketiyle Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden paylaştıkları fotoğrafları jenerikte yayınlamaya başladılar. Bu dizinin izleyiciyle bağ kurması ve izleyicinin diziyi sahiplenmesi açısından olumlu bir adım kanımca.
NERGİZ KARADAŞ