Özcan Deniz’in son filmi Sevimli Tehlikeli’nin başrolünde oynayan Ayça Ayşin Turan “Bir insanın hayatında aşk olmazsa olmaz” dedi. Filmle ilgili sorularımızı cevaplayan genç yıldız, oynadığı Karagül dizisinin de kendisi için büyük tecrübe olduğunu söyledi.
Sürekli yepyeni Türk filmleri vizyon alıyor. Bu filmlerle birlikte bir çok yeni oyuncunun ismini de duyuyoruz. İşte ilk uzun metraj filmini çeken ama Karagül dizisini takip edenlerin tanıdığı Ayça Ayşin Turan onlardan biri. Özcan Deniz’in yönetmenliğini yaptığı Sevimli Tehlikeli filminde Zeliş karakterini canlandıran güzel yıldız hem normal hayatta kim olduğunu hem de filminin çekiliş hikayesini anlattı.
Sevimli Tehlike filminin senaryosu geldiğinde sizi en çok etkileyen ne oldu?
Özcan Bey hikayeyi ilk anlattığında ortada senaryo yoktu. Kafasında o kadar güzel kurmuştu ki hikayeyi o anlattıkça ben kendimi Zeliş olarak hayal etmeye başladım. Senaryo geldiğinde ve ilk sayfasını açtığımda benim maceram ve Zeliş’in macerası başlamış oldu.
Bir oyuncunun ilk sinema filmi her zaman önemli ve unutulmaz olur. Bu film sizin için bu tanımlamanın içini doldurdu mu?
Tanımlamanın içini doldurmaktan ziyade doldu taştı diyebiliriz. Benim için çok özel, unutulmaz ve yeri her zaman ayrı olacak bir film oldu. Benim ilk bebeğim, ilk göz ağrım. Setin son günü bittiği için gerçekten acı çektim. 6 haftalık süreçte harika bir ekiple, inanılmaz keyif alarak çalıştım. Umarım işime olan aşkımı beyaz perdede izleyicilerimize de hissettirebilirim.
Rolünüzden bahsedebilir misiniz?
Zeliş bizim masalımızın saf ve güzel prensesi. Hayalperest ve kimsenin ondan beklemediği kadar cesur bir kız. Çok yalan, sevgisiz bir dünyanın içerisinde kendi doğrularıyla kendini büyütmüş. Hayalindeki aşkı ararken o yol onu çok başka gerçeklere götürüyor.
Bazı roller vardır onlara hazırlanmak gerekir. Mesela tarihi bir kişiliği oynuyorsanız veya engelli birini canlandıracaksanız araştırma yaparsınız. Bir de oyuncunun kendi tecrübesinden yola çıkarak hazırlandığı roller vardır. Bu film hangisine yakın.
Kendi tecrübelerimden faydalanacak kadar tecrübe sahibi olduğumu düşünmüyorum. Henüz yolun başındayım ve bu yolda kendimi geliştirmem için uzun bir süreç var. Rol ne olursa olsun ister günümüz karakteri ister tarihi bir karakter, rolümle ilgili her türlü araştırmayı yaparım. Zeliş’i de öyle buldum aslında. Zeliş karakterindeki insanların hal ve hareketlerinden konuşma tarzlarına birçok şeyi araştırdım ve gözlemledim. Bu konuda da en büyük yardımcım yönetmenim oldu.
Rolünüzde romantizmi ve aşkı yaşıyorsunuz. Gerçek Ayça bu duyguları ne kadar önemser? Hayatının neresinde durur bu duygular?
Aşk olmazsa olmaz hayatta. Ama bu aşkı sadece karşı cinse duyulan ilgi olarak görmemeli. Hissetmek en önemlisi. Insan sevgisinden beslenerek işimi yapıyorum ve hissettiğimi yaşıyorum.
Dizilerle başlayan bir kariyeriniz var. Genç bir oyuncunun sinema dilini oluşturmakta dizi sektörünün yıpratıcı şartları bir dezavantaj yaratır mı?
Ben galiba şanslı olanlardanım. O kadar güzel bir ekibin içerisinde çalışıyorum ki. Karagül’ün yönetmeni Murat Saraçoğlu dizimizi sinema filmi gibi çekiyor. Setimiz bir film setinden farksız. Görsellerimizde öyle. Set benim kendimi geliştirdiğim yer oldu. Bu da benim bu konudaki avantajım. İşiniz her ne olursa olsun bardağın dolu tarafından çok boş tarafını görüyorsanız en büyük hatanız bu olur. Ben şartlardaki alabileceğim en iyi tarafları alıyorum.
Perde güzel kadını sever. Ama oyuncu bu güzelliğine hem tecrübe hem de kabiliyetini katmalı. Bu anlamda nasıl bir yapılanma içindesiniz?
Perde güzel kadını sever doğru ama oyunculuğuyla kendini güzelleştiren ve devleştiren kadını daha çok sever. En önemlisi de izleyiciyi oyunculukla büyüleyebilmek. Ben henüz yolun başındayım ama emin adımlarla ilerleme çabası içerisindeyim.
Filminizin senaryosunu yazan ve yöneten Özcan Deniz aslında kendi oyuncu olmadığı ilk filmi kotardı. Bu anlamda oyuncu yönetimini nasıl buldunuz?
Kamera önü tecrübesi çok iyi olduğu için oyuncu dilinden çok iyi anlıyor. Sizden neyi nasıl alması gerektiğini çok iyi biliyor. Bu bağlamda beni çok güvende hissettirdi. İyi bir oyuncu-yönetmen dili oluşturduğumuza inanıyorum.
Türk sinemasında duygusal filmlerin kökeni Yeşilçam’a dayanır. Sizin Yeşilçam’a yaklaşımınız nedir? Oyunculuğundan etkilendiğiniz Yeşilçam ünlüsü var mıdır?
Benim hala keyif alarak izlediğim filmlerdir Yeşilçam filmleri. Beğendiğim ve severek izlediğim o kadar çok değerli isim var ki saymakla bitmez…
1980 sonu ve 1990’ların ikinci yarısına kadar feminizmin sinemamızda etkisini hissedebilirdik. Bunun faturasını ödeyen kadın oyuncularımız vardı. Müjde Ar, Nur Sürer gibi. 2000 sonrası sinemamızda bu anlamda geriye bir adım atıldığını düşünüyor musunuz? Biraz yorumlar mısınız?
1980’lerde sinemamızda yaşanan feminizm yükselişinin 2000’lerde etkisini yitirdiğine inanıyorum. 1980 öncesi yapılan filmlerde kadınlar hep tek düze karakter olmuşlar ve filmlerde 2. plana itilmişlerdir. 1980’lerde bu yükselme yaşanmasına rağmen 2000’li yıllara baktığımızda sinemamızda kadın sorunları popülerliğini yitirmiş gibi görünüyor. 1980’lerdeki toplumsal cinsiyete dayalı tartışmalar 2000’lerde yerini yüzeysel kadın erkek ilişkilerine bırakmış. 2000 sonrası sinemamızda çok farklı türde filmin çekildiği bir dönem olmuştur. Bu filmler içerisinde kadın konusunu ele alan filmlerin sayısının oldukça az olduğunu düşünüyorum.
Deminki soruyla bağlantılı olarak kadın oyuncularımızın önünde Türkan Şoray kanunları gibi bir örnek de var. Bu kuralları doğru buluyor musunuz?
Her oyuncunun kendine göre koyduğu kurallar doğrudur.
Daha ilk filminizde çekimlerde bir kaza yaşadınız. Bundan sonra dublör kullanmaya yakınmısınız? Bu size nasıl bir tecrübe kattı?
Ufak bir kaza geçirdim diye böyle sahnelerden kaçacak değilim aksine daha çok üstüne giderim. Yapabildiğim kadarıyla ben yapmaya çalışırım ama belli bir yerden sonrası içinse tabii ki işi, işini bilene bırakmak en doğrusu.
Özcan Deniz oyunculuktan kamera arkasına geçti. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yönetmenlik veya senaryo yazımı hedeflerinizin arasında mı?
Ben zaten kamera arkasından oyunculuğa geçtim. Ileride bir gün neden olmasın? Okuduğum mesleği yapmayı çok isterim ama bunun için daha zamanım var. Şimdi gönlümü oyunculuğa kaptırdım ve bu yolda kendimi geliştiriyorum.
Oyuncu olmayı ne zaman istediniz? Küçüklüğünüzde böyle bir özleminiz var mıydı. Dizi oyunculuğu Türkiye’de tanınırlık anlamında çok etkili bir mecra. Bu anlamda üç yıl öncesine göre en büyük değişiklik nedir hayatınızda?
Küçükken müzisyen tarafım daha ağır basıyordu aslında. Oyunculuk aklımda yoktu. Yönetmenlik okumaya karar verdiğimde bu sektörün içerisinde olacağımı biliyordum.
Sürpriz bir şekilde gelişti oyunculuk. Üç yıl öncesine göre oyunculukta biraz daha tecrübe sahibi oldum, kendimi biraz daha geliştirdim, çok değerli isimlerin tecrübelerinden faydalandım ve artık daha fazla insan beni tanıyor.
Benim size sormadığım ama sizin izleyiciler için söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Sevimli Tehlikeli onlardan bir parça. Kendi hikayesini bulmak isteyenler bence filmimizi kesinlikle izlemeliler:)